Dolar 32,1888
Euro 34,9800
Altın 2.427,38
BİST 10.714,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
21°C
Hafif Yağmurlu
Sal 25°C
Çar 25°C
Per 26°C
Cum 27°C

“TÜRK GIBI YAZAN” GAZETECININ IŞINE SON VERILDI

“TÜRK GIBI YAZAN” GAZETECININ IŞINE SON VERILDI
30/10/2013 15:33
A+
A-

AKP iktidarına muhalif yazılarıyla bilinen, Güneş Gazetesi Ankara Temsilcisi Metin Özkan’ın işine son verildi.

Medyamızda AKP iktidarına muhalif olarak bilinen bir gazetecinin işine daha son verildi. 2011 yılından beri Güneş Gazetesi’nin Ankara Temsilciliğini yapan Metin Özkan’ın işine son verildi.

Metin Özkan, üzerindeki tüm baskılara rağmen inandıklarını yazmaktan geri durmayan bir gazeteci olarak dikkat çekiyordu.

Daha birkaç gün önceki yazılarının birinde kendisi hakkında söylediği “Bu arada okuyucularım bilir biz de her zaman Türk gibi yazarız” hafızalarımızda yer etmişti.

Metin Özkan Güneş Gazetesi’nde bugün son yazısını yazdı. İşte Metin Özkan’ın veda yazısı:

Çıktık Açık Alınla

 

Bazı insanlar tarihi yazar, bazıları da yaşar.

Ben şanslı olanlardanım.

Tarihi hem yaşadım, hem yazdım!

Çocukluğunda, Türk Bayrağı’nın altında,

“Korkma” diye başlayan İstiklal Marşını hep gür sesle okur, adeta yaşardım.

Sonraları da hiç korkmadım!

Doğrular yoldaşım, yaşamım onurum oldu.

*

Çocukluğumdan itibaren benliğime öyle işledi ki o gurur ve coşku,

Büyüyünce de doğru bildiğim değerleri “korkmadan” savundum.

Şanslıydım.

Bir kapı kapanırken, diğeri açıldı.

O doğrularım hep akacak bir mecra buldu.

10 yıl önce, isminde “Türk” olan bu kurumda çalışmaya başladım.

Benim için kıymetliydi.

Türkiye’deki değişim ve dönüşümü “Türk Medya” ailesiyle birlikte yaşadım ve burada yazdım.

Şans bu ya, Türk Medya ailesinde çalıştığım ilk kurumun isminde de “Türk” ibaresi vardı.

Yıllarca “Sky Türk”te çeşitli imkânsızlıklar içinde, aynı özveriyle çalışıp o değerleri savundum.

Seçimi de, geçimi de, derdi de, sevinci de o ekranlardan aktardım.

*

Ardından istikamet Halka ve Olaylara Tercüman’dı.

Vatan, millet, bayrak yine kutsal değerlerdi.

Irkçılık yapmadık, Türkiye’nin birlik ve dirliğinin önemine inandık.

Haberlerimizde gerçekliği, yorumlarımızda ortak değerleri savunduk.

Her sabah dünya yeniden kurulurken, her sabah taze bir başlangıç oldu;

Yine, yeni, yeniden işe koyulduk.

Hakkâri’deki vatandaşın hassasiyetini de, Edirne’dekinin hissiyatını da hep anlamaya çalıştım.

Artvin’den Muğla’ya herkesin ruhunu kalemimde yaşattım.

Kutsal değerleri, esen rüzgârlara aldırmadan savunmaya, anlatmaya devam ettim.

*

Öyle anlar oldu ki, maaşların aylarca ödenemediği günleri gördük.

Matbaaya giden sayfaların, rakip gazeteden gelen kâğıtlarla basılabildiği dönemleri yaşadık.

Gazetemizin bazı bayilere ulaştırılamadığı, icra memurlarının bilgisayarımızın düğmesine el uzattığı zamanları gördük.

Yılmadık.

Birileri akıntıya kapılıp giderken, biz kürekleri hep doğru tarafa çektik.

Halka ve olaylara Tercüman olduk!

Bir 25 Haziran günü siz okurlarımızla son kez o sütunlardan buluşmuştuk.

Tercüman kapandı ama doğrular için ufuk kararmadı.

Bu kez satırlarımız Güneş’le doğdu.

2.5 yıldır da, birilerinin gerçek gündemi karartma çabasına inat, Güneş’le ortalığı aydınlatmaya çalıştık.

Arkamızda yine, üzerinde İstiklal Marşı yazılı Türk Bayrağımız asılıydı.

*

Türkiye, bu süreçte de hızlı bir dönüşüm yaşadı.

Anayasa paketi çıkarılırken de, Demokratikleşme Paketi hazırlanırken de, düşündüklerimizi ve doğru bildiklerimizi birileri rahatsız olsa da korkmadan, çekinmeden dile getirdik.

Ülke ve millet için yapılması gerekenin bu olduğuna inandık.

Belki, protokolün uçaklarına davet edilmedik, birilerinin önlerinde el pençe divan durmadık.

Ama her gün, onların önüne giden gazetelerden birinin köşesinden sesimizi duyurduk.

İnsanların samimiyetimize inandıklarına, yazdıklarımızın doğruluğuna güvendiklerine şahit olduk.

Önemli olan da buydu.

Önce Allah’ım, sonra da okurlarım şahittir.

Birileri istediği için, birilerine yaranmak için, birilerini aldatmak için yazmadım.

Yazdığım yazılardan dolayı, birilerinden ekstra paralar almadım.

Tepeden inme birilerince atanmadım.

Üstlendiğim görevlerde vicdansız olmadım, kimseyi satmadım.

Vicdanen de rahatım.

Olamayanlar düşünsün.

*

Dedim ya; aynı zamanda şanslıyım.

Türk Medya’daki son yazımı da, Türk Bayrağı’nın, Türkiye’nin dört bir yanında binaları ve meydanları süslediği tarihi bir günde yazdım.

Hem de “Güneş”li bir günde; Cumhuriyetimizin 90’ıncı yıldönümünde.

Bugün, Türk Medya’dan sizlere veda ediyorum.

Üst yönetimce böyle uygun görülmüş. Sizlere de, uygun görüldüğü biçimiyle aktarabiliyorum.

Bana ruh ve güç veren çerçeveli Türk Bayrağımı yine yanımda götürüyorum.

Gerçeklere başka bir mecrada, “beyaz” bir sayfa açılacağına inanıyorum.

Doğruları savunanlar bilir ki, gerçekler er ya da geç ortaya çıkar.

Oscar Wilde’ın dediği gibi;

“Hayallerle gerçekler yarışır, hayaller hep önden gider ama daima gerçekler kazanır.”

Gerçekleri görmeniz ve anlamanız dileğiyle.

Kalın sağlıcakla…

 

Metin Özkan / Güneş