Sinop Üniversitesi’nde atama krizi! Talip Geylan: Yönetimde kim irade sahibi?
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Sinop Üniversitesi’nde aynı sendikanın üyelerinin kritik pozisyonlara atanmasını eleştirerek, yönetim iradesinin kimde olduğunu sorguladı.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Sinop Üniversitesi’ndeki yönetim kadrolarında aynı sendikanın üyelerinin yer almasına dikkat çekerek, üniversitenin yönetim yapısını eleştirdi. Geylan, Sinop Üniversitesi Rektörü Şakir Taşdemir’e önemli sorular yöneltti.
Yönetim Kadrosunda Sendikal Yoğunluk
Geylan, Sinop Üniversitesi yönetiminde rektör yardımcılarından dekanlara, genel sekreterden daire başkanlarına kadar birçok kritik pozisyonda aynı sendikanın üyelerinin bulunduğunu belirtti. Geylan, bu yapılanmanın sendikal cazibe ile açıklanamayacağını ifade ederek, “Bu tabloyu bir tesadüfle açıklayamazsınız. Üniversite idaresinin böyle şekillenmiş olması sizin tasarrufunuz mu? Yoksa atama ve görevlendirme inisiyatifi bir sendikaya mı ihale edildi?” diye sordu.
“Sadakat Devlete Olmalı!”
Kamu yöneticilerinin adaletle görev yapmasının asgari sorumlulukları olduğunu vurgulayan Geylan, sadakat gösterilmesi gereken tek yerin devlet olduğunu söyledi. Geylan, “Kendilerine emanet edilmiş makamları dışarıdan yapıların emrine verenler devletin memuru değil, biat ettikleri yapının elemanıdır” dedi.
Süreci Yakından Takip Ediyoruz
Türk Eğitim-Sen olarak süreci yakından takip ettiklerini ve gerektiğinde hukuki ve idari girişimlerde bulunacaklarını belirten Geylan, Sinop Üniversitesi yönetim kadrosunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Geylan şunları kaydetti:
“Gerçekten çok merak ediyor ve Sinop Üniversitesi Rektörü Sayın Şakir Taşdemir hocaya sormak istiyorum: SİNOP ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİNDE İRADE KİMDE?
Çünkü;
Rektör yardımcılarınızın tamamı,
7 Dekanınızın tamamı,
11 Dekan yardımcınızın 9’u,
Genel Sekreteriniz,
8 Daire başkanınızın tamamı,
15 Adet fakülte/Yüksekokul/Enstitü sekreterinizin 14 tanesi,
17 Şube müdürünüzün 13 tanesi,
9 Yüksekokul/Enstitü müdürünüzün 8’i,
10 Yüksekokul/Enstitü müdürü yardımcınızın 9’u,
Aynı sendikanın yöneticisi, temsilcisi ve üyesi…! Bu fotoğrafı, bir tesadüfle izah edecek kadar üniversite çalışanlarımızı saf görmüyorsunuzdur sanırım. Bu yönetim tablosuyla birlikte, söz konusu sendikanın, çok kısa sürede %100 sayısal artış sağlamasını da “sendikal cazibeyle” açıklamazsınız diye düşünüyorum.
Sayın Taşdelen;
Üniversite idaresinin böyle şekillenmiş olması sizin tasarrufunuz mu? Yoksa atama ve görevlendirme inisiyatifi bir sendikaya mı ihale edildi?
Kamu yöneticilerinin, adaletle görevlerini ifa etmeleri asgari sorumluluklarıdır ve sadakat göstermeleri gereken tek yer de devlettir. Bir kamu yöneticisi, maiyetindekiler arasında ayrımcılık yapıyor ve makamının güç ve imkânını başkalarının hizmetine ulufe dağıtır gibi tahsis ediyorsa orada büyük bir sorun ve ayıp var demektir. Kendilerine emanet edilmiş makamları dışarıdan yapıların emrine verenler devletin memuru değil, biat ettikleri yapının elemanıdır.
Türk Eğitim Sen olarak, süreci yakinen takip ettiğimizin, gerektiğinde hukuki ve idari girişimlerde de bulunacağımızın bilinmesini istiyoruz.”
KAYNAK: Türkgün /