Size anlatmaya çalışıyorum:
Maden mühendisliği kavramını daha formel,çağcıl normlara kavuşturan Maden Fakülteleri ihdas edilmeden önce bu ihtiyaç Zonguldak’ta konuşlu Maden Yüksek Mektebi mezunlarıyla ikame ediliyordu.
Bu okul bir lisans süresi taşımayan, mühendis değil de bir anlamda “yüksek Maden çavuşu/teknikeri” yetiştiren bir yerdi…
Allah için söyleyelim,buranın mezunları çok çalışkan, iş disiplini ve namusu kazanmış olarak da yetiştirilmişlerdir.
Bunlar, çağa kapalı, yeni jenerasyon mühendisleri pek beğenmeyen,yeni gelişmeleri yadirgayan,kendinden menkul meslek erbapları idi.
Bir kanunla bunlara “mühendis” ünvanı verildikten sonra,eskiden adı Etibank olan devletin maden-metalürji-kimya-bankacılık sektörünün işletme ve müesseselerine genellikle atanacak müdürler bu Zonguldak kökenli kişilerden tercih edilir oldu.Bunda menşe dayanışmasının da etkisi fazlaydı elbette.
Daha sonraları statüsü Genel Müdürlük olarak değişen Seydişehir Alüminyum Müessesesinin bu özellikte bir müessese müdürü vardı.Çok çalışkan,disiplinli, kendini her ortamda açık maden ocağında zannettiği için bağırarak konuşan bir yönetici idi.Bu,müessesenin personel müdürünü canından bezdirmişti. Çok defa çağırır kızdığı bir mühendis veya memur için işlem emri verir, karşılığında “efendim kanun” falan diye itiraz edildiğinde “o kanun yanlış,kanun benden iyi mi bilecek” diye bağırıp,çağırdığını personel müdürü dert yanarak anlatırdı.
Günümüzde kendilerini tarikat,ekol,cemaat vb. oluşumlar olarak tanımlayan odaklanmalar(içlerinde sahici olanlar varsa onları ayrı tutarak) adeta efsunladıkları müntesiplerini, Allah’ın ayetlerini inkar ettirip, tövbe haşa “ayet yanlış,şeyhim farklı bir şey söylüyor” noktasına doğru taşımak üzereler. Dini alanı iyice sulandırdılar.Ekol anlayışlarına göre hazırlanan ilmihaller birbiriyle tutarsız ve iğrenç fetvalar,icazetler sağlayan mahiyetteler.
İslamı öğreniniz… Yorum ihtiyacı duyarsanız,gerçekten çok iyi yetişmiş İlahiyat bilginlerimiz var,özellikle Ankara İlahiyat’ta.Onlara güvenin,onlara müracaat ediniz. Biz Maturidi çizgisini, islamın insanlığın kurtuluş meşalesi olması için takip etmek zorundayız. Tarikatlar tarihimizde çok önemli fonksiyonlar icra etmiş,Ulu yapılardır.Bu günkü oluşumlar tarikat mukallidi bile değiller,tarikat süsü verilmiş karanlık oluşumlardır.Tekrar ediyorum bunların içinde istisna sayılabilecek olanları mutlaka ve inşallah vardır.