Dolar 32,4746
Euro 34,8116
Altın 2.441,88
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 17°C

Rusya’nın Türkiye tutumunun sebebi belli oldu

Rusya’nın Türkiye tutumunun sebebi belli oldu
15/04/2021 23:07
A+
A-

Prof. Dr. Vişne Korkmaz, Rusya’nın Boğazlar meselesi sebebiyle Türkiye ile iyi geçinmek istediğini vurguladı. Prof. Dr. İlyas Topsakal ise, “Rusya kendi ürettiği malı satabilecek lojistik alanlara sahip değildi. Ürettiği petrolü bile sadece Kuzey Akım ile Ukrayna üzerinden geçerek veya Türkiye’ye bağımlı olarak satabileceğini görüyoruz.” diye konuştu.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) düzenlediği “Ukrayna ve Rusya Arasında Yeni Bir Sıcak Çatışmaya Doğru mu?” başlıklı panel çevrim içi gerçekleştirildi.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü ve Türk Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı moderatörlüğündeki panele, İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Topsakal, Nişantaşı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vişne Korkmaz ve Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Okur katıldı.

Ukrayna ve Rusya ilişkisini tarihsel açıdan ele alan Topsakal, Ukrayna’nın Rusya için neden önemli olduğunu anlattı.

Topsakal, kilise konusunun bu iki ülke ilişkilerindeki önemine değinerek bu bölgede saf bir etnik yapıdan bahsetmenin mümkün olmadığını dile getirdi.

Tarihte önemli bir konumda bulunan Kiev kilisesinin önemini kaybetmesiyle kilisenin Moskova’ya taşındığını söyleyen Topsakal, Ruslaşmanın bu zamanlardan itibaren başladığını ifade etti.

Topsakal, Rusya’nın, Sovyetler’in dağılmasından Kırım’ı ilhak ettiği 2014 yılına kadar son 400 yılda Karadeniz’e erişim bakımından en güçsüz dönemini yaşadığını belirtti.

Rusya’nın sadece Soçi ve Baltık bölgesi üzerinden sıcak denizlere çıkış şansı olduğunu ve sıkışık lojistik imkanlara sahip olduğunu vurgulayan Topsakal, “Rusya kendi ürettiği malı satabilecek lojistik alanlara sahip değildi. Ürettiği petrolü bile sadece Kuzey Akım ile Ukrayna üzerinden geçerek veya Türkiye’ye bağımlı olarak satabileceğini görüyoruz.” diye konuştu.

Topsakal, “Rusya bu lojistik sıkışıklığın getirebileceği sıkıntıları bildiği için Kırım’ı kendine hedef olarak belirledi ve Kırım Rusların can damarı oldu.” ifadesini kullandı.

Korkmaz da Rusya’nın Kırım’ı ilhakının ve Ukrayna’nın doğusunu işgal etmesinin Karadeniz’de alan kapatma stratejisinin bir parçası olduğunu dile getirdi.

Rusya’nın bu stratejisinin çeşitli nedenlere dayandığını belirten Korkmaz, konvansiyonel zayıflıklarını telafi etmeyi, Batı’nın bıraktığı boşlukları doldurarak bu durumu avantaja çevirmeyi amaçladığını söyledi.

Korkmaz, Rusya’nın Karadeniz’deki etkinliğinin kendisine Akdeniz’de hareket kabiliyeti sağladığını ifade etti.

Rusya’nın Boğazlar meselesi sebebiyle Türkiye ile iyi geçinmek istediğini vurgulayan Korkmaz, ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı görüşmeye değinerek “Bu görüşme kriz yönetimine gidileceğini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Panelde konuşan Okur da Türkiye’nin Batı ve NATO ile gerilimli bir ilişkiye sahip olduğu bir dönemde Avrupa’nın güvenliği bakımından yine Rusya’nın tartışıldığı bir gündeme gelindiğini belirtti.

Ukrayna konusunun Sovyetler çöktüğünden beri Avrupa’nın bir güvenlik meselesi olduğunu vurgulayan Okur, Avrupa’yı olduğu kadar bu konunun ABD Başkanı Joe Biden’ı da ilgilendirdiğini ve Biden’ı bir sınamanın beklediğini ifade etti.

Okur, Putin’in Avrupa ve ABD siyasetinin içindeki çatlaklardan ve fikir ayrılıklarından yararlanmayı amaçladığını ve kendi içinde birçok sorunla boğuşan ABD’nin Rusya’ya nasıl bir karşılık vereceğinin tartışma konusu olduğunu söyledi.

Putin’in bölgedeki krizi bir pazarlık unsuru olarak değerlendirdiğini belirten Okur, “Putin’in yalnızca gösteri yaptığını düşünmüyorum. Bölgedeki askeri yığılmaya bakıldığında fiili çatışma ihtimalinin olmadığını söylemek güç.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkgün