Dolar 32,2699
Euro 34,6390
Altın 2.412,80
BİST 10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 22°C

OECD: ULKEDE YOKSULLUK ARTTI

OECD: ULKEDE YOKSULLUK ARTTI
20/03/2014 11:55
A+
A-

OECD 2007-2010 arası yoksulluğun İtalya, Slovak Cumhuriyeti, İspanya ve Türkiye’de yüzde 1 arttığını bildirdi.

OECD 2007-2010 arası yoksulluğun İtalya, Slovak Cumhuriyeti, İspanya ve Türkiye’de yüzde 1 arttığını bildirdi. Diğer bazı ülkelerle birlikte çocuk ve yaşlı yoksulluğundaki yüzde 2’lik artışa da değinen OECD, istihdamın artırılması ve işsizliğin düşürülmesi konusunda Türkiye’nin başarılı olduğunu bildirdi. “Gece sokakta güvenli gezme” endeksi yayınlayan OECD’nin sıralamasında Türkiye 34 ülke arasında sondan ikinci oldu. Türkiye’de polise güven ile para bağışında bulunma, yabancıya yardım etme gibi hasletlerde düşüşler kaydedildi, “polise başvurmada” ise adeta dünya rekoru kırıldı.

OECD’nin “Bir Bakışta Toplum 2014 – Kriz ve Sonrası” (Society at a Glance 2014) raporu yayınlandı. Rapora göre insanların gelecekteki mutsuzluğunu da etkileyen “genç işsizliği” ve “hem eğitim görmeyen, hem işsiz” kişi sayısı OECD’de kriz başlangıcından bu yana önemli ölçüde yükseldi. 2012 sonu itibarıyla Yunanistan, İtalya, Meksika, İspanya ve Türkiye’de yüzde 20 ve yukarısında oldu.

-TÜRKİYE’NİN İLGİNÇ SOSYAL VERİLERİ-

OECD ülkelerinin büyük bölümünde genç yetişkinler ve çocuklu aileler bugün 2007’de olduğundan önemli ölçüde daha yüksek yoksulluk riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Gelirleri, ulusal medyan gelirin (bir ülkede bütün gelirler sıralandığında en orta sıradaki gelir) yarısından az olan hanehalklarında 18-25 yaşındakilerin kapladığı pay, 2007-2010 yılları arasında tırmandı. Artış özellikle Estonya, İspanya ve Türkiye’de (yüzde 5), İrlanda ve İngiltere (yüzde 4), Yunanistan ve İtalya’da (yüzde 3) aşırı oldu.

-KİŞİ BAŞINA GELİRDE SONDAN İKİNCİ-

Hane halklarının düşük gelire sahip olduğu ülkeler içinde iki Latin Amerika ülkesi Şili ve Meksika’nın yanı sıra Güney Avrupa, Türkiye ve Doğu Avrupa yer alıyor. OECD’de kişi başına gelir 2010’da en yüksek Lüksemburg’da 36 bin 400 dolar oldu. Meksika en düşük kişi başına milli gelire sahipken (4 bin 500 dolar), Türkiye 7 bin 100 dolarla sondan ikinci durumda.

-ÜÇ ÇOCUK İSRAİL’DE…-

Son yarım asırda doğurganlık OECD’de azaldı. 1960’ta bir kadına 3.3 çocuk düşerken 2011’de 1.7’ye indi. Nedenleri aile oluşturmanın ertelenmesi, ailelerin küçülmesi. Kadınların eğitim ve istihdamında artış, çalışan çocuklu ailelere yetersiz destek, güvenli iş ve gelir ihtiyacı ya da artan konut sorunu da bunda rol oynamış olabilir. Doğurganlık düşüşü özellikle -ortalama kadın başına en az dört çocuk kadar- Kore, Meksika ve Türkiye’de belirgin oldu.

OECD’de İsrail üç çocukla kadın başına düşen çocuk sayısında ilk sırada, Türkiye 2.2 çocukla OECD beşincisi. Teşkilat ortalaması 1.70 çocuk iken en düşük Macaristan’da kadın başına 1.24 çocuk düşüyor.

-TÜRKİYE OECD EVLİLİK ŞAMPİYONU-

Evlilik teşkilat genelinde en yaygın yetişkin birliktelik türü. Ancak ülkeler arasında farklılıklar büyük. 15 yaş üstü evli yetişkinler en çok, 2012’de birlikteliklerin yüzde 66.3’ünün evlilik şeklinde olduğu Türkiye’de görüldü. İkinci Japonya’da oran yüzde 65.4 oldu. OECD ortalamasında ilişkilerin yüzde 52.4’ü evlilik şeklinde. Oran ilişkilerde evlilik oranının yüzde 40 olduğu Şili ve Estonya’da en düşük.

2012’de OECD ortalamasında bir yaşlı kişiye 4 çalışma çağındaki kişi düştü. Oran bir yaşlıya 9 kişinin düştüğü Meksika ile 8 kişinin düştüğü Türkiye’de en yüksek. Spektrumun diğer ucunda Almanya, İtalya ve Japonya’da bir yaşlı kişiye 3 ya da daha az çalışan kişi düşüyor.

Yaşlı kişi başına çalışan kişi sayısının gelecek 40 yılda düşmesi bekleniyor, yani nüfus yaşlanacak. Meksika ve Türkiye’nin bir yaşlı için çalışma çağındaki 5-6 kişiyi kaybetmesi bekleniyor. Diğer birçok ülkede rakamların iki çalışma çağındaki kişiden de aza inmesi öngörülüyor.

-İSTİHDAM-

Raporda Türkiye’nin de konu edildiği ekonomik göstergeler hakkında şu bilgiler yer aldı:

“-OECD’de çalışma çağındaki nüfusun üçte ikisi istihdam ediliyor. İstihdam oranı İzlanda ve İsviçre’de 10’da 8. Türkiye ve Yunanistan’da 15-64 yaş arasında 2013’ün ikinci çeyreği itibarıyla iki kişiden biri istihdam ediliyor. (Türkiye: yüzde 49.7, Yunanistan: Yüzde 49.2) İstihdamda kadın erkek eşitsizliği İskandinav ülkelerinde az, eşitsizliğin en yüksek olduğu ülkeler Şili, Kore, Meksika ve Türkiye.

-Ekonomik krizin birçok ülkede istihdam üzerinde büyük etkisi oldu. Ortalama istihdam oranı OECD bölgesinde 2007-2013 arası yüzde 1 azaldı, ancak ülkeler arasında varyasyonlar büyük. Yunanistan ve İspanya’da istihdam oranı yüzde 10 ve daha fazla düşerken; Şili, İsrail ve Türkiye aynı dönemde yüzde 5 ve yukarısında artış deneyimi yaşadı.

-İŞSİZLİK-

-Ekonomik kriz işsizlikte de güçlü etki yaptı. OECD işsizliği 2007-2013 arası yüzde 3 arttı. Yunanistan ve İspanya özellikle sert etkilendi ve işsizlikte yüzde 18 artış görüldü. Yüzde 5’ten fazla işsizlik İrlanda, İtalya, Portekiz ve Slovenya’da görüldü. İşsizlik oranlarını başarıyla indiren ülkeler arasında Şili, Almanya, İsrail, Kore ve Türkiye yer aldı.

-Birçok ülkede kriz erkeklerin işsizliğini kadınların işsizliğinden daha fazla etkiliyor. Kadın erkek eşitsizliği İrlanda, Portekiz ve İspanya gibi inşaat sektöründeki daralmanın işsizliğin artmasında ana faktör olduğu İrlanda, Portekiz ve İspanya ülkelerde özellikle fazla. Kadınların kamu sektöründeki yüksek temsili de, kadınların krizin üstesinden neden erkeklerden daha iyi geldiğini açıklayabilir. Ancak Estonya, Lüksemburg ve Türkiye’de kadınlar işsizlikte erkeklerden daha fazla artış oranına sahip.

-15-24 yaş arası genç işsizliği 2007-2013 arası Yunanistan, Portekiz ve İspanya’da yüzde 20 arttı. OECD ortalamasında artış yüzde 7 oldu. 2013 ortasında yaş grubunun yarısında fazlası çalışma dışındaydı. Skalanın diğer ucunda, genç işsizliği oranları Avusturya, Şili, Almanya, İsrail ve Türkiye’de düştü.

-Yunanistan, İtalya, Meksika ve Türkiye’de 15-24 yaş arası gençliğin yüzde 20’den fazlası “aktif durumda değil, çalışmıyor, eğitim ya da öğretim görmüyor.’ Oran 2012’de yüzde 25’e çıktı. Bu sınıflamada en az oran yüzde 6 ve daha azıyla Danimarka, İzlanda, Hollanda ve İsviçre’de görülüyor. OECD’de “aktif durumda olmayan, çalışmayan, eğitim ya da öğretim görmeyen’ kategorisi 15-24 yaş gençliğin ortalaması yüzde 13. Oran ekonomik krizin başlangıcından beri ülkelerin çoğunda arttı. 2007-2012 arası artış en güçlü Yunanistan, Lüksemburg, İrlanda, İtalya ve İspanya’da idi. Diğer taraftan çalışmayan, eğitim görmeyen gençlerin sayısının düştüğü bazı ülkeler de vardı. Düşüş özellikle Çek Cumhuriyeti ve Türkiye’de güçlü oldu. Daha yüksek oranlar büyük ölçüde artan işsizlikle açıklanabilir. OECD ortalamasında aktivitesizlik oranı yüzde 1 düştü.

-2010’da gelir eşitsizliği OECD’de önemli farklılıklar gösterdi. Gini katsayısı (1: tüm servet bir kişinin elinde, 0: tüm toplumun geliri eşit) İzlanda’daki 0.24’ten Şili ve Meksika’daki yüzde 50’lere kadar değişiyor. Eşitsizlik Şili, İsrail, Meksika, Türkiye ve ABD’de yüksekken, İskandinav ve Orta Avrupa ülkeleri harcanabilir gelirde en düşük eşitsizliğe sahip.

-Ortalama göreceli yoksulluk oranı 2010’da yüzde 11 idi. Yoksulluk oranı en fazla, yüzde 20 ile İsrail ile Meksika’daydı, oysa Çek Cumhuriyeti ile Danimarka’da yoksulluktan etkilenen kişi sayısı 20’de 1 kişi. Başlangıçta kriz yoksulluk üzerinde, örneğin ülkesinde medyan gelirin yarısından daha az gelirle yaşayanların payı gibi sınırlı etkide bulundu. 2007-2010 arası yoksulluk sadece İtalya, Slovak Cumhuriyeti, İspanya ve Türkiye’de 1 puandan fazla arttı. Değişiklikler diğer OECD ülkelerinde yüzde 1’in altında olurken, aynı dönemde, Şili, Estonya, Portekiz, İngiltere’de düştü.

-2007’den itibaren çocuk yoksulluğu 16 OECD ülkesinde, Belçika, Macaristan, İtalya, Slovenya, İspanya ve Türkiye’de yüzde 2 puanı aşan artışlarla önemli ölçüde yükseldi. Portekiz ve İngiltere’de yüzde 2’den fazla düştü. Aynı dönemde “genç yoksulluğu’ ise 19 OECD ülkesinde önemli ölçüde arttı.

-2007-2010 yaşlılar arasında yoksulluk 32 ülkenin 20’sinde düştü ve sadece Kanada, Kore, Polonya ve Türkiye’de yüzde 2 puan ya da daha fazla arttı.”

-OECD’DE HAYAT BEKLENTİSİ 80 YILI AŞTI-

Tarihte ilk kez 2011’de doğumda hayat beklentisi OECD’de 80 yılı aştı, 1970’ten beri 10 yıl arttı. OECD’de yaşam beklentisi en az Meksika ve Türkiye’de. Yaşam beklentisi Türkiye’de son 40 yılda hızlı ve sürekli artarken, Meksika’daki artış 2000’den bu yana belirgin şekilde yavaşladı.

Kadın ve erkeklerde eşitlik bulunan Avustralya hariç tüm OECD ülkelerinde erkeklerin sağlıklarının iyi olma olasılığı daha fazla. Kadın erkek eşitsizliği özellikle Şili, Portekiz ve Türkiye’de büyük.

Fransa ve Almanya gibi büyük Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ABD kişi başına iki misli fazla sağlık harcaması yapıyor. OECD ülkelerinin yaklaşık yarısında kişi başına 3 bin ila 4 bin 500 dolar harcama düşüyor. Sağlıkta kişi başına 3 bin dolar harcayanlar Şili ve Kore ile genellikle güney ve Orta Avrupa’daki ülkelerdeki kişiler. Kişi başına en az harcayanlar OECD ortalamasının üçte birinden azla Meksika ve Türkiye’de bulunuyor.

On yılda kişisel sağlık sigortasının kapsadığı nüfus sayısı bazı ülkelerde arttı. Belçika’da 2000-2011 arası iki misli artarak yüzde 80’e ulaşırken Meksika ve Türkiye’de de çok düşük düzeylerde kalsa bile artış oldu.

-SOKAKTA GECE RAHAT YÜRÜME ENDEKSİNDE SONDAN DÖRDÜNCÜYÜZ-

Ekonomik krizin, insanların gece sokakta yürürken daha güvenli hissetmelerini sağlayacak şekilde gece hayatı bağlantılı gürültü ve gerilimi düşürdüğü iddia edilebilir. Ancak suç oranları da 2004-2010 arası görece Durağan kaldı. Azalış en güçlü Japonya, Polonya ve Portekiz’de görülürken artış en fazla Yunanistan, İtalya ve Türkiye’de idi. Türkiye 2012 itibarıyla “Yaşadığınız şehir ya da alanda geceleri tek başına güvenli şekilde yürüme duygusu” sıralamasında 34 OECD ülkesi arasında 31’inci oldu. Soru sorulan 100 kişinin verdiği olumlu yanıtlar itibarıyla yapılan sıralamanın başında yüzde 89 ile Norveç yer aldı. Liste şöyle devam etti (yüzde): Slovenya 86, Avusturya, İzlanda (85), Kanada, İsveç (84), Danimarka, Almanya (83), Hollanda (81), İsviçre, İspanya (80), Finlandiya (79), Japonya (78), İngiltere, Lüksemburg (76), ABD (75), İrlanda, Polonya (74), Belçika, Fransa, OECD (72), Kore (69), Estonya, Avustralya, İtalya (68), Yeni Zelanda (67), İsrail, Portekiz (64), Çek Cum. (62), Macaristan (59), Slovak Cum. (58), Türkiye (57), Meksika, Şili (55), Yunanistan (47).

OECD’ye yakın ülkelerde ise yanı soruya şu oranda olumlu yanıt verildi: Endonezya (yüzde 90), Çin (84), Hindistan (63), Brezilya (57), Arjantin (45), Rusya Fed (44), Güney Afrika (31).

-HEM POLİSE BAŞVURU REKORU KIRDIK, HEM DAHA AZ GÜVENDİK…-

Raporda “2010 yılında polise başvuranlar” tablosu da yayınlandı. Buna göre Türkiye OECD şampiyonu olurken, 2004 yılı 100 kabul edildiğinde Türkiye’nin endeksi 180’e yükseldi. Türkiye’de polise başvurma oranı en yakınındaki Yunanistan’a göre üç misli artmış oldu.

Bu alandaki değişim de incelenirken Türkiye’nin 2007’den 2012’ye “gece sokakta rahat dolaşma hissiyatının” yüzde 4 arttığı da ortaya çıktı.

-POLİSE GÜVENDE DÜŞÜŞ-

Raporda, yerel polise güven de ölçülmeye çalışıldı. OECD genelinde 2007-2012 arası polise güvende küçük bir artış görülürken, Türkiye güvenin azaldığı grupta yer aldı. Türkiye’de polise güven yaklaşık yüzde 4 oranında azaldı. Güvenin azaldığı ülkeler en büyük düşüşten itibaren Meksika, Macaristan, Norveç, Belçika, Finlandiya, Lüksemburg, Portekiz, Türkiye, Danimarka, Hollanda, Kanada, İsrail oluşturdu.

Nakdin daha az kullanılması ve iyileştirilmiş güvenlik teknolojilerine doğru gelişmeler yanında yaşlanan bir nüfus azalmış suç oranlarına katkıda bulunabilir.

-HAYIRSEVERLİĞİMİZ 2007’YE GÖRE AZALDI-

2007-2012 arası gönüllü kuruluşlara zaman ayırdığını belirten kişiler sabit kaldı. En güçlü düşüş Belçika, Çek Cumhuriyeti, İrlanda ve Türkiye’de iken bu pay en fazla İtalya, Kore, Meksika ve Portekiz’de arttı. OECD’de 2012’de gönüllü olarak hayır kuruluşlarına en fazla para İngiltere’de bağışlandı, yüz kişiden 72’si hayırda bulundu. Türkiye yüzde 13 ile sondan ikinci, Yunanistan’da yüzde 6 bağışçıyla sonuncu oldu. OECD’de bağış yapan kişilerin ortalaması yüzde 44 oldu.

2007-2012 arası Türkiye’de para bağışlayanların oranında yüzde 3.5 düşüş oldu. Düşüş Fransa’da yüzde 27, Avusturya’da yüzde 17, Norveç’te yüzde 15, Yunanistan’da yüzde 14 oldu. Düşüş OECD ortalamasına da yansıdı, ortalamada yüzde 4 düşüş görüldü.

Yabancılara yardım duygusu birçok ülkede yükselirken Türkiye’de 2007-2012 arası yabancı birine yardım ettiğini söyleyenlerin oranı yüzde 5 azaldı