Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Az Bulutlu
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pts 16°C
Sal 16°C
Çar 19°C
Per 21°C

NASIL DA KANDIRILMIŞIZ

NASIL DA KANDIRILMIŞIZ
11/06/2013 11:47
A+
A-

Gezi parkı eylemlerinin ortaya çıkardığı en çarpıcı sonuç Türk milletinin yıllardır nasıl kandırıldığının farkına varmasıdır. Zira, bütün milletin gözleri önünde cereyan eden, herkesin bizzat şahit olduğu olayların medyada yansıtılış biçimi gerçekten ibret verici olmuştur ve Türk basının perişan, satılmış, işbirlikçi, yalaka, sahtekar tavrı bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.

Yalan ve yanıltma

İşte bu medyanın verdiği bilgilerle, oluşturduğu kamuoyu ile bu millet yıllardır siyasi tercihlerini belirliyor. Böyle bir bilgilendirmenin ortaya çıkardığı iktidardan haklı, doğru, ülke ve millet menfaatine icraat beklemek, demokrasiye, hukuka öncelik vermesini istemek güneşin akşamdan doğmasını talep etmekten farksızdır. Yalan ve yanıltma temelli bir iktidarın haklı, doğru, faydalı, hayırlı olması ne siyaseten, ne vicdanen, ne dinen mümkündür. Nitekim, olmamıştır ve olmayacaktır. Türkiye’nin bugünkü durumu bunun ispatıdır. Yanıltmayla, kandırmayla, zorbalıkla bir yere kadar gidersiniz. Sonra bir gün gelir, bir rüzgar eser ve bütün gerçekler orta yere çıkıverir. Ve sadece mağdur olanlar, zarar görenler, muhalefet yapanlar değil, kandırılanlar, yanıltılanlar ve bu yüzden yanlış tercih yapmak, yanlış oy kullanmak zorunda kalanlar da hesap sorar. İşte bu yüzden bugün sokaklarda olanların içinde ciddi oranda AKP’ye oy vermiş olanlar da vardır. O meydanlara çıkmayanlar veya çıkamayanlar da yanıltılmanın, kandırılmanın hesabını kendi vicdanlarında sorguluyorlar.

İbret-i alem

Sayın başbakanın bu kadar kızgın, bu kadar gergin olmasının altında da gerçeklerin ortaya çıkmasından duyduğu rahatsızlığın yattığı çok açıktır. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını görmüştür. Emrindeki yanaşma takımı, medya görünümlü işbirlikçiler ne yaparlarsa yapsınlar, ne yazarlarsa yazsınlar inandırıcılıkları kalmamıştır. Bunu Ankara’ya dönüşünde havaalanı karşılama tiyatrosunda bir defa daha gördük. Bütün çabalara, bütün zorlamalara, iktidar ve belediye imkanlarının son sınırına kadar seferber edilmesine rağmen, en küçük bir heyecan, en küçük bir beklenti oluşturamamışlardır. Kendileri çalmış, kendileri oynamışlardır. Nasıl ve nereden topladıkları artık herkesin malumu olan kalabalıklar, son derece yılgın, son derece yorgun ve son derece isteksiz olduklarını saklayamamışlardır. O kadar ki, canlı televizyon yayınında mikrofon uzatılan bir kadın, “buraya Kılıçdaroğlu için geldik” derken, aslında oraya nasıl kandırılarak getirildiğini ibret-i alem biçimde göstermiştir.

Öfke çatışmayı, çatışma öfkeyi besliyor

Bu şartlarda oluşturulan bir siyasetin, bütün bunlarla ayakta kalmaya çabalayan bir zihniyetin milleti anlaması ve çare üretmesi mümkün değildir. Sonuç, daha çok gerginlik, daha çok öfke, daha çok çatışmadır. Sayın başbakan öfkelendikçe gerginlik artıyor, gerginlik artıkça sayın başbakanın öfkesi büyüyor. Bunun altını da yine bir yerlerde düşünülmüş, planlanmış ve servis edilmiş, yeni bir yanıltma ve kandırmaya dayalı bir toplum mühendisliği ile doldurdukları anlaşılıyor.

AKP-PKK ortaklığı ne durumda?

Sokaklarla restleşmenin, haklı ve doğru talepleri dinlemek ve anlamak yerine germek ve çatıştırmanın getirilip mitinglere bağlanması çok enteresandır. Bunun anlamı seçimin kapıyı çaldığıdır. Nitekim, MHP lideri sayın Bahçeli bunu herkesten önce görmüş ve teklif etmiştir. AKP ülkeyi bu şartlarda uzun süre götüremeyeceğinin farkındadır. Şimdi bütün mesele bu milletin bir defa daha nasıl ikna edileceğidir. “Bu, “bu ikna etme” lafını, insana saygının gereği olarak kullanıyorum. Yoksa işin aslının ne olduğu herkesin malumudur.) Bugün AKP’nin PKK ile kurduğu ihanet ortaklığı gündemden düşürülmüştür. O kadar ki 63 aklı karışık adam televizyon ekranlarından, “2 aydır boşa yorulduk. Bizi kandırdılar” feryatlarında bulunuyorlar. Sanki İmralı canisi ile pazarlık eden, ortak Anayasa hazırlayan bu AKP değildi. Aynı şekilde Suriye bataklığına nasıl saplandığımız ve hangi bedelleri ödediğimiz haftalardır konuşulmuyor. Buna ekonominin perişan halini ve artık her insanı canından bezdiren yüklerini de eklemek gerekiyor. İşte toplum yeni toplum mühendisliği tam da bu noktada devreye giriyor.

Yeni paslaşmalar

Sayın başbakanın çatıştıran ve ayrıştıran üslubunu sokakları daha da geriyor ve özellikle PKK dahil marjinal unsurlara bulunmaz fırsatlar sağlıyor. Önümüzdeki günlerde PKK uzantılarını meydanlarda daha fazla görürsek hiç şaşırmayacağız. Kaldı ki, fitili yine bir PKK uzantısı ateşlemiştir. İşte size AKP ve sayın başbakan için PKK ile kurulan ortaklıktan, Suriye bataklığından ve ekonomik çöküşten uzaklaşma, dikkatleri başka yerlere çekme ve yeni istismar oluşturma fırsatı. Nitekim, Ankara karşılama tiyatrosunda yaptığı konuşmada PKK ortaklığından hiç söz etmemiştir. Suriye’yi tamamen unutmuştur. Ekonomi de bildik içi boş övünmelerin dışına çıkamamıştır. Bütün bunların yerine yine başörtüsü istismarına sığınmış, “faiz lobisi” gibi bugüne kadar kolkola yürüdüklerinden yeni bir düşman üretmiş, eylemleri marjinal unsurların yaptıklarıyla sınırlandırmış ve değerlendirmelerini bunun üzerine kurmuştur. Vermek istediği mesajlarda kendi büyüttüğü ve paslaştığı PKK’yı ve marjinal unsurları hedef göstermiş, kendi oluşturduğu faiz lobisinin arkasına saklanmış ve inanan her insanı artık çok rahatsız eden din istismarını öne çıkarmıştır. Belli ki, bundan sonraki siyasetini bunların üzerine kuracak ve seçime gidecekler.

MHP oyunu bozdu

Tam da bu noktada, MHP’nin ve sayın Devlet Bahçeli’nin en başından itibaren soğukkanlı ve sağduyulu duruşun, yaptığı tespitlerin ve izlediği siyasetin ne kadar doğru olduğu bir defa daha belgelenmiştir. MHP ve ülkücüleri bu kirli oyunun dışında tutarak, özellikle sayın başbakanın bütün siyasetini bozmuş ve boşa çıkarmıştır. Eğer ülkücüler bu oyuna gelse ve sokağa çıksalardı, bugün başbakan çoktan PKK’yla kurduğu ortaklığı ülkücülerin üzerine yıkarak işin içinden sıyrılmış olurdu. Onun için daha ilk başta MHP’yi işin içine çekmeye çalışmıştır. Ama artık Türk milleti sahipsiz olmadığını görmüş, AKP’ye mahkum olmadığını anlamıştır. MHP bütün oyunları bozmuş ve Türk milletinin tek ve değişmez ümidi haline gelmiştir.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU