Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 23°C

Muğla’da heyecanlandıran keşif! Tam 2 bin 500 yıllık

Muğla’da heyecanlandıran keşif! Tam 2 bin 500 yıllık
08/01/2023 18:45
A+
A-

Muğla’nın Yatağan ilçesinde, antik dönemin kral, kraliçe, tapınak heykellerinin yapımında kullanılan mermerlerin bloklar halinde çıkarıldığı tahmin edilen 2 bin 500 yıllık mermer ocakları bulundu.

Türkiye’de en fazla antik kazı çalışmasının yürütüldüğü Muğla’da, özellikle mermer eserlerin yoğunlukta olması dikkat çekiyor. Günümüzde Kavaklıdere, Yatağan, Milas, Fethiye ve Seydikemer ilçelerinde çok sayıda mermer ocağı ve fabrikası faaliyet gösteriyor.

Oluşumları 100-125 milyon yıllık olduğu değerlendirilen zengin mermer yataklarının bulunduğu Yatağan ilçesinde dünyanın en büyük mermer antik kentine 10-15 kilometre uzaklıkta iki adet 2 bin 500 yıllık olduğu değerlendirilen mermer ocakları bulundu.

Yatağan-Milas karayolu Kozağaç Mahallesi Karaltı Çukuru mevkiinde çam ormanları arasında bulunan antik dönemin mermer ocağında kesimi yapılmış ve taşınmamış mermer bloklar hala duruyor. Elle işlenmiş tonlarca ağırlıkta sütun ise parçalarının birbirinden ayrılması nedeniyle taşınmamış.

Antik döneme ait mermer ocağında mermer blokların kesim izleri 2 bin 500 yıl geçmesine rağmen hala dururken, tonlarca blok mermer atıl durumda ocaklarda duruyor. 2 bin 500 yıllık mermer ocaklarının dünyanın en büyük antik mermer kenti Stratonikeia ve Lagina’ya çok yakında olması dikkat çekiyor.

Stratonikeia ve Lagina antik kentinde gün yüzüne çıkarılan tonlarca ağırlıktaki sütunlar, heykeller, sur duvarlarında kullanılan mermerler ve mezarların tümünün bölgedeki iki mermer ocağından çıktığı açıklandı. Stratonikeia atik kentinin Kuzey Giriş kapısındaki tonlarca ağırlıktaki sütunların tek parça halinde işlendikten sonra ocaktan antik kente taşındığı açıklandı.

 

 

MERMER OCAKLARI 2 BİN 500 YIL ÖNCE İŞLETİLDİ
Yatağanlı tarihçi-yazar Tarcan Oğuz, “Bulunduğumuz alan Stratonikeia antik kenti. Buraya mermerler mutlaka yakın bir bölgeden geldi. Yatağan’a bağlı Kozağaç Mahallesi Karaltı ve Hatipderesi mevkilerinde iki adet antik dönem mermer ocakları var. Buradaki mermer ocaklarının işletilme tarihi 2 bin 500 yıl olduğu düşünülüyor. İşin enteresan tarafı bu mermerler bulunduğu alanda işleniyor ve işlenmiş vaziyette burada konuyor. Keserken çok farlı bir işlem yapılıyor. At kılları birbirine bağlanarak üzerine metalle kesim işlemi yapılıyor. Aynı zamanda kumdan faydalanılıyor. Bu şekilde işlenen mermerler bu antik kente getiriliyor. Bozuk mermerler orada kalmış. Temiz olan ve işlenmiş mermerler buraya konmuş. Böylece bu tarihi doku meydana gelmiş. Antik kentlerin yakınlarında mermer ocakları var. Bizim buradaki mermer ocağı yaklaşık 100 milyon yıl ile 125 milyon yıl arasında olduğu söyleniyor” dedi.

“STRATONİKEİA VE LAGİNA ANTİK KENTİNDEKİ MERMERLERİN TAMAMI BU OCAKLARDAN”
Stratonikeia ve Lagina Antik Kenti Kazı Başkanı Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt, “Burada kullanılan mermerlerin tamamı bu bölgeden çıkma. Özel heykeltraş keserlere ait olmak üzere. Özellikle klasik dönemden itibaren sur duvarlarının bile sadece mermerden inşa edildiğini biliyoruz. Bu da mermer anlamında bu bölgede büyük bir zenginliğin olduğunu gösteriyor. Buradaki yapılarda mermerin kesilmesi, taşınması ve bunun inşası konusunda ileri bir seviyede oldukları konusunda hemfikiriz ve bunda tereddüdümüz yok. Hatta biz buradaki yapılarda taşın ocaktan kesildiği andan itibaren yapıların tüm aşamalarını görebiliyoruz. Mesela meclis binasında Helenistik dönemde kesilen bir bloğun oraya konuğunu, yüzeyin nasıl işlendiğini, profillerin nasıl açıldığını tek tek biliyoruz. Bu uygulamaların ötesinde taşıma konusunda da oldukça ileri oldukları kesin. Çünkü Kuzey Giriş kapısında bir metre çapında 7 metre yükseklikte sadece sütunun gövdesi ve bunu tek parça olarak buraya getirip dikebiliyorlardı. Yani kaidesi ile başlığı ile bu sütunlar 9 buçuk metre yüksekliğe ulaşıyor. Yaklaşık 10 ton ağırlığındaki bir mermerin tek parça halinde getirilerek burada inşa edilmesi anlamına geliyor. Sadece bir ayakta 500 ton, diğer ayakta 500 ton, kemerde 100 ton ağırlığında mermerler kullanmışlar” dedi.

İHA

 

Kaynak: Türkgün