Dolar 32,2810
Euro 35,0340
Altın 2.480,70
BİST 10.545,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Açık
İstanbul
23°C
Açık
Cts 22°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 24°C

MHP’Lİ TANRIKULU: PİNOKYOCULUKLA GİDEBİLECEKLERİ YOL 7 HAZİRAN’A KADAR

MHP’Lİ TANRIKULU: PİNOKYOCULUKLA GİDEBİLECEKLERİ YOL 7 HAZİRAN’A KADAR
18/02/2015 11:52
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, “İşsizlik çığ gibi büyüyor, yoksulluk ve açlık had safhada, hayat pahalılığı en üst noktadayken sosyal patlamalar her geçen gün daha da artmakta ve can almaktadır. AKP iktidarının Pinokyoculukla gidebileceği yol 7 Haziran’a kadardır.” dedi.

Tanrıkulu yaptığı yazılı değerlendirmede; Türkiye’de mevcut iktidarın başarısız politikalarının sonucu işsizliğin, yoksulluğun neden olduğu sosyal patlamalar her geçen gün arttığını ve bu durumu Adalet Bakanlığı istatistiklerinin de doğruladığını kaydetti. Türkiye’de intihar edenlerin sayısının 2002 yılında 2301 kişiyken 2013 sonunda bu rakam 3189’a çıktığına belirten Tanrıkulu, “2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre kadınlara yönelik cinayet oranı yüzde 1400 artış göstermiştir. Sadece 2014 yılında 294 kadın cinayeti işlenmiştir.” verisini paylaştı.

MHP’li Tanrıkulu, insanların cinnet geçirme noktasına geldiği, geçimsizliğin ve çaresizliğin had safhada olduğu bu günlerde TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamlarının ülkedeki gerçek bir acı tabloyu da gözler önüne serdiğini ifade etti.

Tanrıkulu’nun açıklaması şu şekilde:

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; “İşsizlik çığ gibi büyüyor, yoksulluk ve açlık had safhada, hayat pahalılığı en üst noktadayken sosyal patlamalar her geçen gün daha da artmakta ve can almaktadır. Milletimize bu ıstıraplı günleri reva görenler en güzel cevabı 7 Haziran günü muhakkak alacaktır” dedi.

Tanrıkulu yaptığı açıklamasında; “Türkiye’de mevcut iktidarın başarısız politikalarının sonucu işsizliğin, yoksulluğun neden olduğu sosyal patlamalar her geçen gün artmaktadır. Bu durumu Adalet Bakanlığı istatistikleri de doğrulamaktadır.

Türkiye’de intihar edenlerin sayısı 2002 yılında 2301 kişiyken 2013 sonunda bu rakam 3189’a çıkmıştır. 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre kadınlara yönelik cinayet oranı % 1400 artış göstermiştir. Sadece 2014 yılında 294 kadın cinayeti işlenmiştir.

Giden canların arkasından ‘elleri kırılacak, cezaları verilecek, hadım edilsin’ tarzında günü kurtardıklarını zannedenler, bu vahim tablodan birinci dereceden sorumlu olduklarını unutmasınlar. Milliyetçi Hareket Partisi bu veballerin hesabını 109 gün sonra soracaktır.

İnsanların cinnet geçirme noktasına geldiği, geçimsizliğin ve çaresizliğin had safhada olduğu bu günlerde TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamları ülkemizdeki gerçek bir acı tabloyu da gözler önüne sermektedir.

Kasım ayında işsizlik son 4 yılın zirvesine yani %10,7’ye çıkmış, resmî işsiz sayısı da bir önceki yılın aynı dönemine göre 599 bin kişilik artışla 3 milyon 96 bin kişiye yükselmiştir.

Geniş tanımlı işsiz sayısı bir ayda 46 bin kişi artarak 5 milyon 473 bine yükselmiş, oran olarak %17,5’e çıkmıştır.

Bu iktidar döneminde gelecekleri için umutları tükenen, oysa ülkemizin geleceği olan gençlerimizde işsizlik son 5 yılın en yüksek oranına %20’lere (%19,9) dayanmıştır.

Kasım ayında sanayi sektöründe 80 bin kişi istihdam kaybı yaşanmıştır.

Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS)’na giren 3,5 milyon memur adayı aileleriyle beraber yaklaşık 10 milyon kişi kadro beklerken, iktidarın yandaş atamaları hızla devam etmekte, gençlerimizin hak ve hukukları gasp edilmektedir.

13 yıldır halen Türkiye’nin ayakları yere sağlam basan istihdam politikası oluşturulamamıştır.

Tüm bu gerçekler ortadayken, yeni istihdam alanı yaratacak yatırım iklimi mevcut iktidar eliyle yok edilmiş durumdadır. Artık yabancı yatırımcılardan sonra Türk yatırımcılar da yatırımlarını güven duydukları diğer ülkelere yapmakta, yerli sermaye dışarıya kaçmaktadır.

Bu bağlamda Merkez Bankası’nın açıkladığı ‘Ödemeler Dengesi’ verilerine göre 2014 yılında Türk girişimcilerin doğrudan yatırım için yurt dışına çıkardığı sermaye 2013’e göre       % 89’luk bir artışla 6,7 milyar dolara ulaşmış durumdadır.

Ülkemizde gözle görünür biçimde cereyan eden ve tüm dünyanın izlediği iktidar marifetiyle yürütülen; hukuksuzluk, adam kayırma, yandaşa şartsız iş teslim etme veya şartsız, hukuksuz firmalara el koyma girişimleri sonucunda kaybeden milletimiz olmaktadır.

Tıpkı işsizlik gibi Türkiye’de borçlar da artmakta, bu borçların nasıl çevrileceği iktidar tarafından göz ardı edilmektedir.

Sorumsuz açıklamalar, temelsiz siyasî inatlaşmalar nedeniyle Merkez Bankası zan altında bırakılmakta, daha şimdiden 24 Şubat’ta gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu’ndan çıkacak faiz sonucu döviz kurunu yüksek seviyelerde dalgalandırmaktadır. Artık “Ey Merkez Bankası” çıkışıyla döviz kurlarına müdahale etmekten çekince duymayan Cumhurbaşkanı Ağustos ayında zorunlu olarak açıkladığı mal beyanındaki 200 bin doları o günden bu yana sebep olduğu doların artmasıyla 60 bin TL kazanç elde etmiştir. Bu meyanda Merkez Bankası da 24 Şubat’ta üstündeki baskıyı hafifletebilmek için göstermelik bir faiz indirimi gerçekleştirirse, tam bağımsızlığını yitirmiş olacaktır.

Borçlu olanlar; ülkeyi yönetenler (onların zaten kasaları doludur!) değil, alın teriyle ülkemize katma değer yaratmaya çalışan girişimcilerimiz, yani bizim insanımızdır. Siyaset yapacağım diye sorumsuz faiz polemikleri; son bir ayda girişimciden bankacıya, kamudan vatandaşımıza kadar dolar yükümlülüklerinde ciddî ek artışlara neden olmuştur.

Özel sektörümüzün sadece yurtdışından sağladığı kredilerin, yani borçlarının toplamı 212 milyar dolardır.

Türkiye’nin ise Aralık’ta kısa vadeli dış borcu 133 milyar dolardır. Vadesine bakılmaksızın bir yıl içinde ödenecek dış borç miktarı ise 166,8 milyar dolara çıkmıştır. Sadece bu borç için Türkiye’nin her ay yaklaşık 14 milyar dolar dövize ihtiyacı bulunmaktadır.

2002 yılında sadece 129 milyar dolar olan toplam dış borç stoku, 2014 yılında yaklaşık 400 milyar dolara yükselmiştir.

Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net Uluslararası Yatırım Pozisyonu açığı 2014’te –431,2 milyar dolara yükselmiştir. Bu rakam 2002 yılında sadece -85,5 milyar dolardı.

2002 yılında her 100 TL’sinin 4,3 TL’si kadar borcu bulunan hane halkının 2014’te her 100 TL’sinin 55 TL’si borca gitmektedir.

Yüksek elektrik faturaları, 1 ay içinde dünyada düşük olmasına rağmen defalarca artırılan akaryakıt fiyatları milletimizin canına artık tak etmiştir. Milletimiz bu soyguna reva görülmemelidir. Milletten yana samimi olan varsa paketler açıklamak yerine, derhal bu hukuksuz soygun sistemine ‘dur’ deme cesaretini göstermelidir.

Ancak görülmektedir ki; bizlerin çağrıları, çözüm önerileri boşunadır. AKP bildiğini okumakta, tek derdi ise terör örgütü ile pazarlık ve yönetim sistemini ters yüz etmek için Anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olabilmektir. Bu süreçte milletinin sıkıntılarına çare olmayana, milletimiz de 7 Haziran’da gereken cevabı verecektir.

İşgal ettikleri makamlar devlettir. Devlet sorumluluğunu, bilincini ve ciddiyetini taşımayanları artık halkımız da taşımayacaktır. Pinokyoculukla gidebilecekleri yol 7 Haziran’a kadardır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk Milletine sesleniyoruz: 12 yıldır sizlere reva görülen sıkıntılı yaşamlarınızdan, bozuk işlerinizden daha iyi şartlara ve günlere lâyık olduğunuzu düşünüyoruz. Tüm plan ve programlarımızı da buna göre yapıyoruz. Yeter ki Siz isteyin Türkiye’de 7 Haziran sonrası her şey daha güzel olacaktır.” diyerek, ekonomideki sıkıntının önümüzdeki aylarda daha da artacağını belirtmiştir.