Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Paz 16°C
Pts 16°C
Sal 18°C
Çar 19°C

MHP’LI GÜNAL: HES İNŞAATI İÇIN KÖYLÜLERE SILAH SIKILIYOR!

MHP’LI GÜNAL: HES İNŞAATI İÇIN KÖYLÜLERE SILAH SIKILIYOR!
13/11/2013 15:31
A+
A-

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye Su Enstitüsü Kurumu’nun 2014 Yılı Bütçelerinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmeleri esnasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet GÜNAL; Orman Mühendisleri Odasının Bakanlık denetimi altına alınmasını eleştirerek, önce Bakanlığın Sayıştayın istediği raporları vermesi gerektiğini belirterek, kendisi denetim bilgilerini veremeyen bakanlığın odayı denetlemesinin tezat olduğunu söyledi.

Orman Genel Müdürlüğü ve DSİ Genel Müdürlüğü Sayıştay raporlarındaki usulsüzlüklerden örnekler verdi. Manavgat’ın Ahmetler köyünde HES inşasını protesto eden köylülere silah sıkıldığını ve yararlılar olduğunu ifade eden Günal, eleştirilerin dikkate alınmasını ve HES’lerin çevreye duyarlı bir projeyle inşa edilmesini köylülerin daha fazla mağdur edilmemesini talep etti.

Günal’ın konuşmasının özeti şöyle:

Bakanlık Önce Sayıştay’a Bilgileri Versin Sonra Odaları Denetlesin!
Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bütün kurumları iki tane veriyi bir araya getirip Sayıştay’a bir türlü bir rapor bildiremezken, 7 Kasımda yayımlanan kararnameye istinaden TMMOB’a bağlı Orman Mühendisleri Odası’nın denetimini uhdesine almıştır. Bu bir tezattır. Bir tarafta elinizde her türlü rakam varken Sayıştay’a veremiyorsunuz, hemen de yarı kamu kuruluşu niteliğinde anayasal kuruluş olarak çalışan ve denetim kurulları da olan odaları biz bir denetleyelim diyorsunuz. Raporun verilememesindeki savunmalarınızın da özetini Sayıştay denetçileri yazmış. Örnek olarak Orman Genel Müdürlüğü ve DSİ’yle ilgili olanları dikkatinize sunuyorum: “Birçok taşınmazın envanterinin bulunmadığı, sicil kayıtlarının tutulmadığı, muhasebe kayıtlarına alınmadığı, gerçek durumu yansıtmadığı tespit edilmiştir.” İkinci madde de daha vahim, diyor ki: “Kurum tarafından verilen arazi izinlerine ilişkin olarak yapılması gereken muhasebe kayıtlarının tutulmamıştır.” Cevaben demişsiniz ki: “Bunun yapılması için talimat verildi, yetkililere konuyla ilgili eğitim verildi.” Peki bu mali tablolarda neden gösterilmez? Açıkçası bu arazi izinlerinin karşılığında bunların miktar ve tutar olarak belirlenememesi biraz garibime gidiyor.

DSİ’de merak ettiğim şey, bölge müdürlüklerinin birbirinden farklı uygulamalarıdır. Yani birisi bir hesaba giriyor, birisi girmiyor, birisi geçici hesaba alıyormuş. Mesela Bursa Bölge Müdürlüğü’nde bir tane “Gelirlerden takipli alacaklılar” hesabı var. 2009’dan bu yana tahsilatla ilgili herhangi bir işlemde bulunulmamış diyor. Aşağıda, gerekli işlemlerde bulunmuştur diye savunma yapmışsınız. 2013 yılında bunlarla ilgili bir şeyler yapıldı mı? Özel kuruluş olduktan sonra denmiş ama 1/1/2012 tarihinden itibaren iki yıl dolduğuna göre Bakanlıktan bir cevap bekliyoruz. Tabii uzun süre böyle sürüncemede kalırsa o zaman borçlular korunuyor gibi bir şey çıkıyor! Kim borçlu, kim değil bir an önce alacakların tahsil edilmesi gerekir. Bununla ilgili bir sürü madde var. Yatırım avansları var, tahakkuk kayıtları yapılmadı vs diyor. Dolayısıyla denetim deyince önce Bakanlığın kendi eksikliklerini tespit etmesinde fayda var!
Bu yüzden önce Bakanlık olarak sizi bir denetlesinler! Usule aykırı bir şey varsa zaten denetimler ve onun üzerinden soruşturmalar yapılsın. Bazılarının 2013 yılı içerisinde yapılacağı ifade edilmiş, inşallah denetimden bu tarafa denetim sistemi de oturtulmuştur.

Manavgat’ta HES İnşaatı İçin Köylülere Silah Sıkılıyor!
HES’lerle ilgili olarak iki haftadır bizim telefonlarımız susmuyor. Manavgat’ta, Ahmetler köyünde vatandaş jandarmayla karşı karşıya gelmiş, silahlar sıkılmış, yaralılar var. Tabii ki enerji ihtiyacı var, yenilenebilir enerji diyoruz, elimizdeki su kaynaklarını etkin kullanalım diyoruz, ama burada bir eksiklik var. Bir diplomasi hatası var. Bazı şirketler oturuyor köylüyle, anlatıyor, çevreye duyarlı bir şekilde taahhütlerini yapıyor; bazıları da herhâlde böyle zor mu kullanıyor, oralarda mı bir sorun var? Açıkçası ben işin gerekçesinden ziyade bu boyuta gelmiş olmasına şaşırıyorum çünkü silah çekilmesi çok önemli bir şey, yani protesto varsa bir süre bakıp yeniden konuşup, ilgili platformlar, sivil toplum kuruluşları var. Hükûmet olarak bize “Enerji lazım.” diyebilirsiniz. Enerji faturasının en önemli cari açık kalemini oluşturan fatura olduğunu biliyoruz. Elimizde imkân varsa bir an önce nükleer santralleri yapalım, diğer yenilebilir enerji yatırımlarını yapalım. Ama bunu yaparken de böylesine önemli bir kanyonda, 5-6 tane ayrı köyün bulunduğu, birçok endemik bitkilerin ormanla ilgili çok değişik bitkilerin bulunduğu Toroslar’da bir havza var orada. Ona göre bir çalışma yapılması lazım. Hükümetin vatandaşla özel sektörü muhatap edip, jandarmayla çatıştırıp aradan çıkması doğru değil! Vatandaş jandarmayla, şirketin güvenlik görevlileri ile muhatap edilmemelidir.

Köylüler Daha Fazla Mağdur Edilmesin!
HES’i yapacak firmalar arasında devirler olmuş yani ruhsatı ilk alan firmalar vazgeçmiş ve bu üçüncü şirketmiş. Orman ve Su İşleri Bakanımıza soruyorum, hakikaten, ruhsat ikinci, üçüncü el değiştirme yapmış mı yoksa şirketler arasında farklı bir şey mi var veya vatandaşı ikna etmek için farklı bir model mi uyguladılar? Burada defneden kekiğe, çitlembiğe kadar çok çeşitli bitki örtüsü, küçük makilik ormanlarda var, geçmişten bu güne o bölgede bir sit alanı, park gibi bir şey oluşturulsun talebi de var. Eğer öyleyse maliyet analizini yeniden yapmakta yarar var. HES’in gerçekten de yapılması gerekiyorsa, çevreye zararı yoksa biraz daha çevreye duyarlı teknolojilerle yapılması gerekir. Çünkü bu bölge orman köylülerinin yoğun olduğu bir bölge. Sadece, Ahmetler Köyünde değil, etrafındaki köyler de belli yerlerde çok sınırlı sayıda bitkilerin yetiştiği köylünün geçimi üzümcülük vs. ile sağladığı dağlık bir bölge. Bu çerçevede de köylülerin mağdur olduğunu biliyorsunuz. Artık, yeni Bütün Şehir Kanunumuz geldi, eskisi gibi köy olmayacak, bunların hepsi şimdi mahalle oldu. 1 Nisan 2014’ten itibaren Antalya Büyükşehir Belediyesinin sınırları içerisinde Manavgat Büyük Belediyesine bağlı mahalle olacaklar. Zaten birtakım mağduriyetleri var, yeni vergiler gelecek, yeni harçlar gelecek, mevcutlar zamlanacak. Bu durumda da oradaki mağduriyetleri giderecek bir şeyler yapılması gerektiği kanaatindeyim.