MHP’li Akçay’dan 23 Nisan mesajı: Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyeti’nin hafızasıdır
MHP’li Akçay’dan anlamlı 23 Nisan mesajı: Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyeti’nin hafızasıdır
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay Mecliste 23 Nisan Özel oturumunda konuşma yaptı. “23 Nisan 1920 Türk milletinin işgallere, felaketlere, katliamlara ve ızdıraplı göçlere mahkûm edilişine karşı muhteşem şahlanışıdır.” Dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Erkan Akçay Mecliste 23 Nisan Özel oturumunda konuşma yaptı. Akçay konuşmasında çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladı. “Bugünün anlamlı bir yanı da milletimizin geleceği için için hayati öneme haiz çocuklarımıza armağan edilmiş olmasıdır. Çocuklar ve gençler, toplumun geleceğidir. Bu yüzden çocuklarımızı ve gençlerimizi millî şuurla ve manevi değerlerimizle donatıp kendi ayakları üzerinde duran, istiklal aşığı, çağın gerektirdiği donanıma ve niteliklere sahip fertler olarak yetiştirmeliyiz.” İfadelerini kulandı.
MHP’li Akçay, konuşmasında DEM Parti’nin Türk bayrağına ve İstiklal Marşımıza saygısızlığı hakkında da sert eleştirilerde bulundu. “Milli değerlerimiz olan İstiklal Marşımıza, bayrağımıza, şehitlerimize, Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyetini temsil eden Cumhurbaşkanımıza saygısızlık edenlerin, Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir platformunda yerleri olamaz!” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay Mecliste 23 Nisan Özel konuşması:
Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 104’üncü kuruluş yıl dönümü münasebetiyle toplanmış bulunuyoruz.
Bu kutlu günde Aziz milletimizi ve muhterem heyetinizi Milliyetçi Hareket Partisi adına saygıyla selamlıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk Başkanı, istiklal mücadelemizin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Meclisimizin kurucusu gazi milletvekillerimizi, tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyorum. Aziz Milletimizin ve sevgili çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını Kutluyorum.
Sayın milletvekilleri, Tarihte öyle dönemler vardır ki manası çağları aşarak geçmişten geleceğe bir köprü gibi uzanır; büyük devlet olmanın, millet şuuruyla birlikte yaşamanın mihenk taşları bu dönemlerde gizlidir. Böylesi dönemler bir destan misali nice öğütler verir, doğru istikametler tayin eder. Bu sebeple, bağımsızlık ve egemenlik destanımız olan 23 Nisan; büyük devletler kuran, üç kıtada yedi iklimde bütün insanlığı kucaklayan nizamlar inşa eden Türk Milletinin şanlı tarihinin müstesna bir örneğidir.
23 Nisan 1920 Türk milletinin işgallere, felaketlere, katliamlara ve ızdıraplı göçlere mahkûm edilişine karşı muhteşem şahlanışıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bu günlerini hakkıyla anlayabilmek için yüz dört yıl önceki zor şartları hatırlamamız gerekiyor.
Unutmayalım ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulduğu o günlerde ülkemiz işgal edilmiş, ordularımız dağıtılmış, silahları elinden alınmıştı.
Uzun savaş yıllarında nüfusumuz erimiş, milletimiz yoksul ve bitap düşmüştü. Memleketimiz harap olmuş, ekonomi çökertilmişti. Türk Milleti öz vatanında boğulmak isteniyordu.
Emperyalistler Anadolu’yu yangın yerine çevirirken yerli işbirlikçiler beşinci kol faaliyeti yürütüyor, müstevliye boyun eğerek barış ve himaye dileniyor, işgallere karşı gelişen direnişleri engellemeye çalışarak iç isyanlar çıkarıyorlardı.
Bu şartlar içerisinde tek umut veren düşünce milletimizin gönlünde canlı ve dipdiri olan bağımsızlık aşkı ve vatan sevgisiydi.
19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan tam bağımsızlık meşalesi Amasya Tamimiyle, Erzurum, Sivas, Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli Kongreleriyle vatan sathına yayılmış, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla vücut bulmuş, Milli Mücadelemiz Zaferle sonuçlanarak Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi yüz dört yıl önce Hacı Bayram Camii’nde kılınan cuma namazının ardından dualarla, kurbanlarla, tekbirlerle, Kuran-ı Kerim okunarak açılmıştır. Anadolu’nun dört bir yanından gelen ilk Meclis üyeleri; etnik köken, dil, mezhep, yöre ayrımı yapmaksızın millî devlet ülküsünde birleşmiş, bağımsız yaşama iradesini ortaya koymuştur.
O kahramanlar, Ulus’taki mütevazı binada, okullardan getirilen tahta sıralarda, gaz lambaları altında, Polatlı’dan gelen top sesleri içinde bağımsızlığa inanmış bir milletin neleri başarabileceğini tüm dünyaya ispat ettiler.
Ankara’da açılan Meclis yurdumuzun ufkundaki kara bulutları dağıtmış, umutsuzluğu ve karamsarlığı silip atmıştır.
23 Nisan millet iradesinin devlet idaresine dönüştüğü gündür.
Bu Meclis, İstiklal Savaşı’mızı yöneten ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Gazi Meclistir.
Tarihte hem bağımsızlık uğrunda savaş yöneten hem de bunu millî iradeye ve meşruiyete dayandıran başka bir Meclis yoktur.
Gazi Meclisimiz, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’cü hainler tarafından alçakça bombalanmasına rağmen hainlere geçit vermemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti, nice fedakârlıkların, nice kahramanlıkların ürünüdür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları cetvelle değil kanla çizilmiştir.
Bu topraklar ebedi vatanımızdır.
Türkiye Cumhuriyeti tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek dil esasına dayalı milli ve üniter bir devlettir. Bu coğrafya Türk vatanıdır. Bu vatanın sahibi Türk milletidir, bu ülkenin adı “Türkiye”dir, devleti Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bayrağımız ay yıldızlı al bayrak, resmi dilimiz Türkçe’dir. Milli Marşımız İstiklal Marşımızdır.
İstiklal Marşının söylenmesine karşı çıkan, Türk bayrağının asılmasını ve şehitlerimize saygı duruşunu reddeden, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanımıza kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanan bölücüleri şiddetle kınıyoruz.
Milli değerlerimiz olan İstiklal Marşımıza, bayrağımıza, şehitlerimize, Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyetini temsil eden Cumhurbaşkanımıza saygısızlık edenlerin, Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir platformunda yerleri olamaz!
Saygıdeğer milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyeti’nin hafızasıdır. Ülkemizin pek çok hamleleri ve demokrasi bu çatıda olgunlaşmış, bu sıralarda perçinlenmiştir. Ne yazık ki siyasi tarihimiz çok sayıda siyasi krizlerle, darbelerle, muhtıralarla, vesayet girişimleriyle kesintiye uğramıştır.
Sistemden kaynaklanan sorunlar nedeniyle siyasi istikrar bir türlü sağlanamamış, ülkemizin temel meseleleri âdeta ortada kalmıştır. Siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle hayati yatırımlar ve projeler yarım kalmış, bazı yıllarımız heba edilmiştir.
Terör örgütleri ve ihanet yuvaları siyasi istikrarsızlıklardan yararlanarak memleketimize ağır bedeller ödetmiştir.
Ülkemizde çok partili seçimlerin ilk kez yapıldığı 1946’dan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin yürürlüğe girdiği 24 Haziran 2018’e kadar geçen 72 yılda 51 hükûmet görev yapmıştır. Hükûmetlerin ortalama görev süresi bir buçuk yılı bulmamıştır.
Cumhur İttifakı, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin maruz kaldığı saldırılara tehdit ve tehlikelere karşı ülkemizin istiklali ve istikbali için kurulmuştur.
16 Nisan 2017 Anayasa referandumuyla Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi kabul edilmiş, 24 Haziran 2018 seçimleriyle fiilen yürürlüğe girmiştir. Aziz Milletimiz, 14 ve 28 Mayıs 2023’te Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni 3’üncü kez teyit ve tescil etmiştir.
28’nci Yasama Döneminde Gazi Meclisimiz, yüzde 95 nispetinde yüksek bir temsiliyete ulaşmıştır. Meclisimiz 15 siyasi parti, 6 grup ve 5 bağımsız milletvekiliyle çoğulculuğa, temsilde adalete ve sandalye dağılımları itibarıyla uzlaşmacı bir yapıya sahiptir. Meclisimiz, kuvvetler ayrılığına sahip, güçlü, fonksiyonel ve daha demokratik bir yapıdadır.
Türkiye yeni sistemle prangalarından kurtulmuş, siyasi istikrara kavuşmuştur. Türkiye, kaybolan yıllarını telafi etmektedir. Türkiye, Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde yakaladığı istikrar ile Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefine emin adımlarla ilerlemektedir. Allah’ın izniyle 21’inci Yüzyılı Türk ve Türkiye Yüzyılı yapacağız.
Bugünün anlamlı bir yanı da milletimizin geleceği için için hayati öneme haiz çocuklarımıza armağan edilmiş olmasıdır. Çocuklar ve gençler, toplumun geleceğidir. Bu yüzden çocuklarımızı ve gençlerimizi millî şuurla ve manevi değerlerimizle donatıp kendi ayakları üzerinde duran, istiklal aşığı, çağın gerektirdiği donanıma ve niteliklere sahip fertler olarak yetiştirmeliyiz.
Bu düşüncelerle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, başta Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Millî Mücadele kahramanlarımızı, aziz şehitlerimizi, Gazi Meclisin tüm üyelerini ve kutlu ceddimizi rahmet ve minnetle anıyor, Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
KAYNAK: Türkgün