MHP Genel Başkan Yardımcısı Aksu’dan 2025 bütçesi açıklaması
MHP Genel Başkan Yardımcısı TBMM Plân ve Bütçe Komisyon Başkanvekili İsmail Faruk Aksu, “2025 yılı bütçesi; temel kamu hizmetlerinin etkin sunumunu hedefleyen, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına odaklanan, toplumun tüm kesimlerine sahip çıkan programlar, destekler ve ödenekler içermektedir” açıklamasında bulundu.
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşmeler TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda başladı.
2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi İle 2023 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin tümü üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı TBMM Plân ve Bütçe Komisyon Başkanvekili İsmail Faruk Aksu, “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 7’inci bütçesi olan 2025 bütçesinin, Orta Vadeli Program ve On İkinci Kalkınma Planı hedefleriyle uyumlu şekilde hazırlandığı görülmektedir” tespitinde bulundu.
“ekonomik destek ve teşvikler istikrarlı bir artış içinde”
2025 yılı bütçesini temel kamu hizmetlerinin etkin sunumunu hedefleyen, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına odaklanan, toplumun tüm kesimlerine sahip çıkan programlar, destekler ve ödenekler içerdiği ve üst belgelere uygun hedefler belirlendiği bir bütçe olarak değerlendirdiklerini belirten Aksu, “Yıllar itibarıyla bütçeden ayrılan paylara bakıldığında, eğitim ve sağlık başta olmak üzere sosyal güvenlik, sosyal yardımlar, ekonomik destek ve teşviklerin oranının istikrarlı bir artış içinde olduğu görülmektedir” dedi.
Aksu ayrıca, Türkiye ekonomisinin; küresel ölçekteki enflasyonla mücadele politikalarının neden olduğu zayıf dış talep koşulları ve yaşanan deprem felaketinin yol açtığı olumsuzluklara rağmen güçlü görünümünü sürdürdüğünü; makroekonomik verilerin büyüyen ve güçlenen bir ekonomiyi işaret ettiğini ve uygulanmakta olan ekonomi programının sonucu olarak ekonomimizin önemli gelişmeler gösterdiğini ifade etti.
“Türkiye ekonomisinin kırılganlıklarını ortadan kaldıracak yapısal reformların süratle gerçekleştirilmesini arzu ediyoruz”
Enflasyonla mücadelede gösterilen kararlılık ile birlikte gelir dağılımı adaletinin iyileştirilmesi için etkin maliye politikaları ve sosyal politikaların da uygulanmakta olduğunu ifade eden Aksu konuşmasına şöyle devam etti:
“Geldiğimiz noktada zorun geride kaldığı, makroekonomik verilerdeki iyileşme sürecinin program hedefleriyle uyumlu şekilde devam edeceği, enflasyondaki düşüş trendinin vatandaşımızın refahına da yansıyacağı bir sürece girilmiştir.
Türkiye; üreten, istihdam yaratan, ihracatını artıran, cari açığını düşüren, en az borçlu ülkelerden birisi olarak iç ve dış ekonomi çevrelerinin güvenini kazanmış, uluslararası kuruluşlar tarafından kredi notu artırılmıştır. Kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile tesis edilen yönetim istikrarı, Cumhur İttifakı ile sağlanan siyasi istikrar, ekonomik istikrarın da teminatı olmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak üreten, istihdam yaratan, üretilen değerden herkesin adil pay almasını mümkün kılan ve gelir dağılımını adaletli hâle getiren, nimet ve külfetin bütün kesimlerce hakça paylaşılmasına dayanan bir ekonomik ve toplumsal düzenin tesis edilmesini öngörüyoruz.
Bu doğrultuda, devletin kamu giderlerini karşılamada temel gelir kaynağı olan vergileri herkesin mali gücüne göre ödemesini, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını mümkün kılan adil bir vergi sisteminin inşasını gerekli görüyoruz.
Bu amaçla atılan adımların, başlatılan reform çabalarının ve denetimlerin adaletli bir vergi sistemi tesis edilene kadar sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Plan ve programlarda da ifade edildiği ve öncelikler arasında yer aldığı gibi Türkiye ekonomisinin kırılganlıklarını ortadan kaldıracak yapısal reformların süratle gerçekleştirilmesini arzu ediyoruz.
Türkiye için önemli bir şans olan istikrarla, milli birlikle, kalkınma hedeflerine odaklanmak, 2028 yılına kadar olan zamanı etkin ve verimli bir şekilde değerlendirmenin siyasetin milletimize sorumluluğu olduğunu değerlendiriyoruz.
Vakit makroekonomik ve finansal istikrarda elde edilen kazanımları yapısal reformlarla kalıcı hale getirmek ve daha da ileriye taşımak vaktidir.
Zaman, küresel ve bölgesel gelişmeleri dikkate alarak, milli ülküler doğrultusunda istikrar içinde Türk ve Türkiye Yüzyılını inşa etmek için kalkınma hedeflerine kararlılıkla yürüme, milli birliğimizi tahkim etme zamanıdır.”
KAYNAK: Türkgün /