Dolar 32,3286
Euro 34,8454
Altın 2.391,08
BİST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
16°C
Hafif Yağmurlu
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 24°C

Korku içerikleri nedeniyle kliniklere yapılan başvurular arttı

Korku içerikleri nedeniyle kliniklere yapılan başvurular arttı
07/04/2022 20:46
A+
A-

Teknolojinin gelişmesiyle beraber çocuklar için hazırlanan bazı dijital oyunlar, kanlı sahneleri ve korkutan karakterleri küçük çocukları etkiliyor.

Her gün yüzbinlerce çocuğun oynadığı korku oyunları, karakter, oyun içeriği, ses-efekt, kanlı ve cinsel içerikli sahneleriyle korku filmlerinden farksız. Özellikle okul sıralarında yayılan akım nedeniyle pek çok aile endişeli. Oyunu okuldaki arkadaşından duyup oynayan pek çok çocuğun, artık yalnız uyuyamadığı, çığlık çığlığa uyandığı belirtiliyor. Uzmanlar, korku içerikleri nedeniyle psikiyatri kliniklerine yapılan başvurularda artış olduğunu ifade ediyor.

5 yaşındaki çocuğunun Huggy Wuggy izledikten sonra içine kapandığını anlatan bir anne şunları söylüyor: “Oğlum geceleri yalnız uyamıyor, sürekli ağlıyor. Oyun videolarından hem korkuyor, hem de izlemeden yapamıyor. Az önce oğlum yatakta tir tir titreyerek ağlıyordu. Bu oyun değil, resmen çocuklarımızın üzerine derin bir proje. Çocuklarımızın elindeki oyunlara girdiği ve izlediği görüntülere lütfen dikkat edelim.”

Çıkmaza girdik
Bazı anneler çocuklarının yaşadıklarını sosyal medyadan paylaştı. İsmini vermeyen bir anne, “Siren Kafa odana gelecek, Huggy Wuggy seni yiyecek diye çocuğumu korkutan arkadaşları var. Biz bu içeriklerden uzak tutsak bile çocuklar arasındaki yayılımı durduramıyoruz. Pek çok aile ile görüştüm, bu anlattıklarımı dikkate bile almadılar. Gerçekten çıkmaza girdik” dedi. Bir başka anne 3’üncü sınıfa giden çocuğunun korku içeriklerini arkadaşlarından duyduğunu söyledi: “Her gün gelip sordu, uzak tutmaya çalıştık. Fakat başaramadık. Evde sürekli bağırıp çağıran, garip sesler çıkaran birine dönüştü. Sanki biri onu kontrol ediyor gibi davranıyor.”

Bu karakterler akran zorbalığını da tetikliyor. Okul duvarına Momo karakteri çizildiğini anlatan bir anne “Okulun bodrum katına Momo çizmişler. Çocuğumu zorla bodruma indirmeye çalışmışlar. ‘Sen Momo’ya inanmıyorsun ama orada yaşıyor’ diye korkutmuşlar. Çocuk aylardır çığlık çığlığa uyanıyor” diyor.

MEB’de görevli öğretmen A.D. ise şunları anlattı: “Öğrencilerim son zamanlarda Momo adında izledikleri bir çizgi filmden etkilenerek birbirlerini korkutmaya başladılar. Okulun alt katındaki kantine inecekleri zaman birbirlerini ‘Sakın oraya inme. Orada Momo seni bekliyor’ diye korkutuyorlar. Sürekli bu karakterlerin isimlerini duyuyorum.”

Kliniklere başvuru arttı
Oyun karakterlerinin çocuklar için korkunç bir stres kaynağına dönüşebildiğini söyleyen NP Etiler Tıp Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş aileleri, çocuklarına “bu karakterlerin gerçek olmadığı ve zarar vermeyeceğini” söylemeleri konusunda uyardı. Luş, “YouTube’da benzer korku içerikli videoları çocuklar birbirine sorarak öğreniyor. Bu videolarda +18 ibaresi yer almadığı için güvenli internet uygulamalarını aşarak çocukların karşısına çıkabiliyor. Cihazınızda ebeveyn kontrolü programı kullanın. Ama yine de tamamen güvende olamazlar. İçerikler konusunda çocukları yönlendirmeli, şiddet ve korku barındıran oyun ve sitelerden uzak tutmalısınız” diye konuştu. Hem dijital oyunlardan kaynaklanan anksiyete ve fobik tepkiler, hem de dijital oyun bağımlılığı sebebiyle çocuk ergen psikiyatrisi polikliniğine başvuru sıklığının arttığını kaydeden Luş, şunları kaydetti: “Öğretmenlerin dijital oyunların olası zararlı etkileri konusunda bilgiyi yayma, öğrenciyi gözlemleme ve kontrol altında tutma, gerekli gördüğünde aile ile işbirliği yapma gibi görevleri üstlenmesi çok önemli. Okullarda bu konuyla ilgili seminerler ve bilgilendirici uyarıcı etkinliklerin düzenlenmesi faydalı olur.”

YouTuberlar körüklüyor
Çoğu ilköğretim çağındaki onlarca çocuğu kıskaca alan bu sorunun önemli bir ayağı da YouTube. Oyunlara ait içeriklerin anlatıldığı videoları hazırlayan ‘YouTuber’lar “+18” ibaresi yerleştirmediği için, içerikler filtreleri aşıp doğrudan çocukların önüne düşüyor. İçeriklerle ilgili herhangi bir yaptırım uygulanmayan YouTuberlar ise bu konuda sorumluluğun kendilerinde olmadığını, ebevenylere görev düştüğünü öne sürüyor. Hedef kitle olarak küçük çocukları seçen ‘YouTuber’lar, daha çok izlenme uğruna çocukların psikolojilerini altüst ediyor. Küçük çocuklar için uygun olmayan içeriklere ilişkin kısa videolar bile ‘YouTube’da milyonlarca kez izleniyor.

Kaynak: Türkgün