Dolar 32,2836
Euro 35,0994
Altın 2.469,96
BİST 10.319,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Açık
İstanbul
23°C
Açık
Cts 21°C
Paz 24°C
Pts 23°C
Sal 24°C

GÜN GEÇTIKÇE KÖTÜYE GIDIYOR

GÜN GEÇTIKÇE KÖTÜYE GIDIYOR
13/03/2014 13:09
A+
A-

AKP ile artık daha fazla gidilemeyeceği, ısrar etmenin hiç kimsenin, hiçbir şartta hesabını veremeyeceği çok ağır sonuçlar doğuracağı artık kesin olarak ortaya çıkmıştır. Ülke gün geçtikçe kötüye gitmektedir. Devlet durmuştur. Yargıya güven kaybolmuştur. Demokrasi rafa kaldırılmıştır. Millet gergin ve endişelidir. Hırsızlık, yolsuzluk, çatışma ülkenin tek ve değişmez gündemini oluşturmaktadır. Derin ve büyük bir kaos ortamına hızla sürüklenmekteyiz.

Feda edemeyecekleri hiçbir şey yok

AKP yönetiminden gelen açıklamalar hiçbir ümit vermediği gibi, bu tablonun daha da ağırlaşacağını gösteriyor. İktidarda kalabilmek için yapamayacakları hiçbir şeyin, feda edemeyecekleri hiçbir değerin olmadığını bütün dünya ibretle görmektedir. Tedbir almak, sakinleştirmek, tansiyonu düşürmek, hukuku işletmek, ümit vermek yerine; gererek, çatıştırarak, ayrıştırarak, bölerek kendi tabanlarını angaje tutmaya çalışıyorlar. Bu durum doğal olarak vahameti daha da arttırmaktan, tehlikeyi daha da yakınlaştırmaktan ve ülkenin geleceğini daha fazla karartmaktan ve çatışmayı büyütmekten başka bir işe yaramıyor.

Kendilerini ele veriyorlar

Spordan sanata, Üniversitelerden yargıya, iş dünyasından medyaya, sivil toplum örgütlerinden siyasete kadar bugün Türkiye’de sorun yumağına dönüşmemiş, kendi içinde çatışmayan, maksadı dışına taşmayan tek bir kurum, tek bir müessese kalmamıştır. Türkiye’nin her yerinde sokaklar kaynamaktadır. Huzursuzluk artmış, kamplaşma büyümüş ve ayrışma hızlanmıştır. Başbakanın her sözü, her açıklaması yeni bir gerginlik, yeni bir ayrışma vesilesi olmaktadır. Oluşturdukları hayali düşmanlarla, sanal suçlularla durumu kurtarmaya çabalıyorlar. Her beyan 11 yılın yetersizliğinin, talan, yalan ve ihanet düzeninin bir itirafı olmaktan ileri gidemiyor. Merdi kıptı misali, bir yerleri suçlamaya, hırsızlığı birilerine fatura etmeye çabalarken, kendi hallerini itiraf ediyor, kendilerini ele veriyorlar.

Devlet ve millet karşı karşıya getiriliyor

Özellikle hırsızlık ve yolsuzluk olaylarının üzerinin örtülmeye çalışılması, yargın işlemez hale getirilmesi, emniyetin AKP menfaatlerini koruyan bir şekle dönüştürülmesi bir şeylerin düzeleceğine olan inancın hepten kaybolmasına yol açmıştır. Gezi eylemlerinin çok daha büyük ve geniş şekilde yeniden başlaması ihtimali belirmiştir. Berkin Elvan’ın cenazesi dolayısı özellikle İstanbul’daki gelişmeler bunu gösteriyor. AKP hükümeti hala polis gücüyle, gaz sıkarak, su atarak bu gidişi durduracağını zannetmektedir. Bu durum devletle milleti karşı karşıya getirmekten, yeni felaketler yaşanmasından başka sonuç doğurmayacaktır.

Yapılması gereken

Yargının çalıştırılması, en başta yolsuzluk ve rüşvet olayları olmak üzere, ortalığa saçılan vahim iddiaların hesabının sorulduğunun bu millete inandırıcı bir şekilde gösterilmesi şarttır. Medya üzerindeki baskılar, tehdit ve sansür kaldırılmalı, kör topal da olsa demokrasi işletilmelidir. Gerilmiş ve ümitsizliğe kapılmış milyonlar her şeyi bir kenara bırakmış, ne pahasına olursa olsun seslerini duyurabilmeyi, itirazlarını dile getirmeyi her şeyin önüne geçirmişlerdir. İstedikleri tek şey dikkate alınmak, bu yalan, talan ve ihanet düzeninin daha fazla devam etmeyeceğine dair yüksek ve inandırıcı bir ses duymaktır.

Oy hırsızlığı örtmüyor

Gırtlağına kadar yolsuzluğa gömülmüş, zor kullanarak, sansür ederek, baskıyı arttırarak varlığını sürdürmeye yönelmiş bir iktidarın bu beklentileri karşılaması neredeyse imkansızdır. Hala oy aldıklarını söyleyerek savunma yapmaya çalışıyorlar. Sizin yüzde 50 oy almanız sonucu değiştirmiyor. Yolsuzluğu ortadan kaldırmaya, hırsızlığı yok saymaya, ihaneti görmezden gelmeye yetmiyor. Sorun buralardadır. Ülkenin huzuru ve geleceği bu noktalardaki düzelmelere bağlıdır. En haklı taleplere, en masum isteklere, eldeki devlet gücüyle en sert ve acımasız şekilde karşılık verirken, PKK’nın meydan okumasını, fiili durum oluşturmasını, ülkenin belli bir bölgesinde devleti yok saymasını görmezden gelirseniz, ortalığa saçılan bu kadar hırsızlığı, bu kadar talanı örtmeye kalkışırsanız hiçbir şeyi düzeltemezsiniz.

Böyle devam edemez

Neresinden bakılırsa bakılsın, hangi konu ele alınırsa alınsın varılan yer aynıdır. AKP ile geçen 11 yılın sonunda milli birliğimiz, milli kimliğimiz, bölünmez bütünlüğümüz, milli varlığımız korumasızlığa ve savunmasızlığa terk edilmiştir. Ülke yangın yerine dönmüştür ve aklı başında olan herkes feryat etmektedir. Türkiye içeriden ve dışarıdan kuşatılmıştır ve Cumhuriyet tarihinin en sancılı dönemini yaşamaktadır. AKP sayesinde felaketin kıyısına kadar gelmiştir. Ülkenin bu perişan hali karşısında sesi çıkan, itiraz eden, ümit veren ve dik duran tek lider Sayın Devlet Bahçeli, tek parti MHP kalmıştır. Yaptığı uyarıların ne kadar doğru ve haklı olduğu gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Keşke bu uyarılar dikkate alınsaydı. Ancak, AKP kendisiyle birlikte ülkenin de sonunu getirmekte kararlı görünüyor. Bu böyle devam edemez. Sözün bittiği yere çoktan gelinmiştir. Türk milleti 30 Mart’ta mutlaka duruma el koymalı ve bu yorgun, çaresiz, bitik iktidara bir son vermelidir. Aksi halde bugünlerimizi de çok arayacağımızı söylemek durumundayız.

ORHAN KARATAŞ/ORTADOĞU