Dolar 34,1588
Euro 38,1250
Altın 2.911,95
BİST 9.777,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
18°C
Hafif Yağmurlu
Pts 18°C
Sal 21°C
Çar 24°C
Per 27°C

Çin’in koronavirüs belgeleri sızdı! 3. Dünya Savaşı detayı bomba etkisi yaptı

Çin’in koronavirüs belgeleri sızdı! 3. Dünya Savaşı detayı bomba etkisi yaptı
10/05/2021 22:42
A+
A-

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı tarafından elde edilen koronavirüs belgeleri Çin’le ilgili iddiaları yeniden gündeme getirdi. Çinli bilim adamlarının olası bir 3. Dünya Savaşı durumunda kullanılmak üzere biyolojik ve genetik silahlar üzerine araştırmalar yürüttüğünü ortaya koyan belgeler, tüm dünyayı etkisi altına alan ölümcül koronavirüsün laboratuvar yapımı olduğu iddiası da yeniden tartışmaya açtı.

İlk olarak 2019’un son günlerde Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs, gezegenimizin bir numaralı ortak gündemi olmaya devam ediyor. Salgının başladığı günden beri yaklaşık 3.3 milyon kişinin hayatına mal olan virüs dünya genelinde 160 milyona yakın kişiye bulaştı.

Çinli bilim adamları son 6 yıldır çalışıyor
Bugün dış basında yer alan ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından elde edilen belgelere dayandırılan haberler virüs ve Çin ilişkisini bir kez daha gündeme getirdi. İngiliz Daily Mail Gazetesinde yer alan habere göre, Çinli bilim adamları son altı yıldır koronavirüs dahil biyolojik ve genetik silahlar üzerinde araştırmalar yürütüyor.

Savaş durumda “zafer temel silahı” olarak adlandırılıyor
Aynı habere göre, 2015’ten beri SARS koronavirüslerinin askeri potansiyelini değerlendiren Pekin yönetimi bu projeyi olası bir ‘3. Dünya Savaşı’ senaryosu için hazır tutuyor. Söz konusu belgelerde bu proje bir savaş durumunda ‘zaferin temel silahı’ olarak adlandırılıyor ve detaylı incelemeler sunuyor. Belgelerde 3. Dünya Savaşı’nın beklenenin aksine kimyasal ve nükleer silahlar ile değil, biyolojik silahlar ile yapılacağı tezi yer alıyor. ABD tarafından Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan iki atom bombasına atıfta bulunan belgelerde biyolojik silahların yeni bir dünya savaşında ‘zafer için temel silah’ olacağının altı çiziliyor.

The Australian gazetesinin haberinde ise Halk Kurtuluş Ordusu’nda görev alan bilim adamlarının hazırladığı dosya, hastalıkların ‘daha önce hiç görülmemiş bir şekilde’ silah yapmak için manipüle edilmesini incelediği iddiası yer alıyor. Belgelerde biyolojik silahların maksimum etkiyi göstermesi için gereken koşullar da özetleniyor. Belgelerde ‘biyolojik saldırı gece veya şafak vakti sabit rüzgar yönü olduğu zamanda yapılmalı’ ifadesi yer aşıyor.

ABD’den tepki: Bu kanatlar endişe verici
Konuyla ilgili ABD’den ilk tepki Dışişleri Komitesi’nde görev alan Tom Tugendhat’tan geldi. Tugendhat kanıtların oldukça endişe verici olduğunu belirtti. Tugendhat sözlerine şöyle devam etti; “Bu belge, üst düzey parti liderliğine tavsiyelerde bulunanların hırsları hakkında büyük endişeler uyandırıyor. En sıkı kontroller altında bile bu silahlar son derece tehlikelidir.”

Pekin’in 2015 gibi erken bir tarihte SARS virüsünün askeri potansiyeli olduğunu düşündüğüne dair bu son kanıt, ‘Koronavirüs laboratuvar yapımı mı?’ sorusunu yeniden gündeme getirdi.

Dünya Sağlık Örgütü: Sızıntı ihtimali son derece düşük
Pandeminin başladığı günden beri defalarca ortaya atılan bu iddia ile ilgili geçtiğimiz aylarda Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) önemli bir açıklama gelmişti. DSÖ tarafından yayınlanan raporda koronavirüsün yarasalar dahil başka bir hayvan yoluyla insanlara bulaşabileceği riskinden söz edilirken, komplo teorilerinin yaygın olduğu laboratuvar sızıntısının ise son derece düşük olduğu kaydedilmişti.

Kaynak: Türkgün