Dolar 32,2081
Euro 34,8604
Altın 2.444,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
15°C
Hafif Yağmurlu
Pts 18°C
Sal 18°C
Çar 20°C
Per 20°C

BAYKAL: GERÇEKLE YÜZLEŞMEK İSTEDİM

BAYKAL: GERÇEKLE YÜZLEŞMEK İSTEDİM
11/03/2015 17:40
A+
A-

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Antalya’dan 1’inci sıra kontenjan teklifine rağmen önseçime girme kararının gerçekle yüzleşme arzusu olduğunu söyledi.

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Antalya’dan 1’inci sıra kontenjan teklifine rağmen önseçime girme kararının gerçekle yüzleşme arzusu olduğunu söyledi. Baykal, “Gerçekle yüzleşmek istedim. Bir takım tartışmalar, söylentilerle siyaset yapılmasından hoşlanmıyorum. Benim hakkımda alınacak karar başımla beraber. Bundan hiçbir şikayet söylemem mümkün olmaz. Bunu içime sindirdim. Bunu yaşayalım” dedi.

Deniz Baykal, seçim bölgesi ve memleketi Antalya’da 1999 yılında yapılan önseçimin üzerinden geçen 16 yılın ardından önseçime hazırlanan bir milletvekili aday adayı olarak gazetecilerle Atatürk Parkı’nda biraya geldi. “Ben bir aday adayı olarak” sözleriyle konuşmasına başlayan Baykal, 29 Mart’ta yapılacak önseçimin partisi için gereklilik olarak ortaya çıktığını söyledi.

Önseçimin yeni ve önemli bir deneyim olduğunu dile getiren Baykal, “Siyaseti tesadüflere, kişisel ilişkilere ya da bireysel takdirlere tümüyle bırakmak, yaşadığımız deneyim gösteriyor ki sıkıntı doğuruyor. Siyasetin bir ana belirleyicisi, temeli olacak. O da tabanını, örgütünün, parti üyelerinin temel tercihi olmalıdır. Demokrasilerde ana kural budur” dedi.

YÖNETİM KADROLARI TABANDAN UZAKLAŞTI

Partinin yönetim kadrolarının tabana duyarlı, tabanı yansıtan, tabanı anlayan ve tabanın duyarlıklarını anlayan kadrolardan oluşması gerektiğini dile getiren Baykal, şunları söyledi:

“Ama bizim yaşadığımız son büyük köklü değişim, benim ayrılmama, ondan sonra birbiri ardına çeşitli kurultayların yapılması, yönetim kadrolarında ani değişikliklerin gerçekleştirilmesi parti yönetiminde tabanın sesini aktaran, yansıtan ağırlıklı bir duyarlılığın ortaya çıkmasına fırsat vermedi. İyi niyetli, değerli ve gerçekten nitelikli insanlardan oluşan Parti Meclisi yapısı ortaya çıktı. Bu Parti Meclisi yapısı partinin parlamentosunu belirleme yetkisine sahipti, o yetkiyi kullandı. Ama kullanırken kendisinin yaşamadığı bir temel duyarlılık kaybolmaya başladı. Halbuki buna ihtiyaç var. O hepimizin kıblesi. Parti, örgüt, taban bunlar önemli. Bu kaybolunca boşlukta siyaset yapar gibi birbiriyle kişisel ilişkileriyle siyaseti şekillendirir gibi bir duruma düştük. Bunun aşmanın yollarından biri de önseçimdir. Önseçim bize istikamet versin.”

‘BUNU İÇİME SİNDİRDİM’

Önseçimi Antalya için özellikle istediğini kaydeden Baykal, ancak önseçimle Antalya siyasetinin kendine gelebileceğine inandığını söyledi. Önseçimin yapay çekişmelerin, sürtüşmelerin etkisinden sıyrılmasını sağlayacağını belirten Baykal, “Antalya siyasetinin gerçek hiyerarşisi ortaya çıksın, buna ihtiyaç var” dedi.

Önseçiminin, partinin Antalya’da ancak bu şekilde başarı sağlayacağına olan inancıyla değil, kendisi için de ayrı bir anlamı olduğu için istediğini anlatan Baykal, “Gerçekle yüzleşmek istedim. Bir takım tartışmalar, söylentilerle siyaset yapılmasından hoşlanmıyorum. Benim hakkımda alınacak karar başımla beraber. Bundan hiçbir şikayet söylemem mümkün olmaz. Bunu içime sindirdim. Bunu yaşayalım” diye konuştu.

KARAR GÖRÜŞMEDEN SONRA ALINDI

Bu anlayış çerçevesinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 1’inci sıra kontenjan teklifini teşekkür ederek reddettiğini açıklayan Baykal, partinin 3’üncü sıra kontenjan adayı Çetin Osman Budak’la ilgili de Kılıçdaroğlu’yla değerlendirmede bulunduğunu; Genel Başkan’ın kendisinden onay alma ihtiyacını hissettiğini aktardı. Deniz Baykal, “Olmasa daha da iyi olur ama Genel Merkez’in kontenjan kullanma hakkına saygı gösteririm. O kontenjanın da Çetin Bey olması noktasında kanaatimi, düşüncemi, ‘Çok iyi, çok uygun, değerli bir insandır’ şeklinde belirttim” diye konuştu. Antalya için her şeyin bu görüşmeden sonra başladığını belirten Baykal, mevcut tablodan mutlu olduğunu söyledi.

Baykal, önseçim kararının kendisi ve kendisine yakın kadroları tasfiye için alınmış karar olduğuna yönelik iddiaları ise kesin bir dille reddetti. “Siyasette belli bir deneyim yaşamış kimsenin ‘Bana ebedi kontenjan verin’ deme hakkı yoktur” diye konuşan Baykal, ihtiyaçların bu noktada belirleyiciyi olduğunun altını çizdi ve “Ben kendimde böyle bir hakkı görmüyorum” dedi.

TABAN DEVREYE GİRİNCE DEDİKODU KAÇAR

Önseçim kararının ardından partide aday adaylarının belli bir disiplinle çalışmaya başladığını kaydeden Deniz Baykal, “Antalya’da yığınla dedikodu, sürtüşme var. Ama bu kampanyadaki 96 adayın şu ana kadar tümü, partinin başarısına yardımcı olacak bir sorumluluk duygusunda kampanya yapıyor” diye konuştu.

Çalışmaların delege, üye ayarlama çabasının çok dışında devam ettiğini kaydeden Baykal, “Tabanın ağırlığı kendini hissettirmeye başladı. Herkes haddini bilmeye başladı. Siyaset bu. Taban devreye girince dedikodu kapıdan dışarı çıkar. Taban daha ciddi ilkelerle, değerlerle bakar. Bunu herkes görüyor ve kimse yapmıyor. Bu önemli bir kazanım” dedi.

‘BAYKAL LİSTESİ OLMAYACAK’

29 Mart’ta yapılacak önseçimde hiçbir şekilde anahtar liste yapmayacağını belirten Baykal şöyle konuştu:

“Ben hiçbir biçimde bir anahtar ya da kilit neyse liste yapmayacağım. Eğer üyelerimiz bana oy verirlerse bundan onur ve mutluluk duyarım. Takdir onlarındır. Ama ‘Sen bana oy vermekle kalamazsın kardeşim buna da buna da oy vereceksin’ deme hakkını kendimde görmüyorum. Ben siyaseti bu anlayışla yapmışım, öyle talimatla falan bunların hepsi boş laflardır. Yetki bendeyse kendi anlayışıma göre yaparım listeyi. Herkes de bilir benim yaptığımı.”

DEMİREL’LE ZİNCİRBOZAN ANISI

Önseçimin seçilip seçilmeme konusunda bir riski barındırdığını kaydeden Baykal, “Risk mi risk. Ben yenilmeyi içime sindiriyorum” dedi. Baykal, bu konuda 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le Zincirbozan’da beraber olduğu günlerinden bir anısını anlattı. Zincirbozan’da günlerin satranç, tavla, dama gibi oyunlarla geçtiğini belirten Baykal, “Ben de oynamazdım, dolaşırdık. Kim ne oynuyor, maç nasıl gidiyor falan. Kulakları çınlasın Demirel dolaşır, herkese de akıl fikir verirdi. Söylediklerinin de mantığı var, doğru. Bir yerde birisi dedi ki, ‘Gayet güzel müdahaleler yapıyorsunuz. Siz de oturun, oynayalım.’ Demirel dedi ki, ‘Biliyorum da yenilmeyi içime sindiremiyorum.’ Tipik Demirel cevabı. Ama ben yenilmeyi içime sindirdim” diye konuştu.

Bunu siyasete saygı olarak değerlendiren Baykal, “Yenilip yenilmemenin ötesinde, gerçek, doğru siyasetin işlemesini önemsiyorum. Siyasetin sırtını iktidar odaklarına dayamış, kamu kaynaklarıyla iş çevirme siyasetiyle değil taban siyasetiyle işlemesini çok önemsiyorum” dedi.

ERDOĞAN’LA TARİHİ BULUŞMASINI ANLATTI: TEZKEREYİ KONUŞTUK

Antalya’da milletvekili aday adayı olarak partisinin 29 Mart’ta yapacağı önseçime yönelik çalışmalarını sürdüren ve gazetecilerle Atatürk Parkı’nda düzenlene kahvaltıda biraya gelen CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, basın toplantısını ardından gazetecilerle sohbet etti.

Bu sohbet sırasında Baykal, Recep Tayyip Erdoğan’la, kendisinin cumhurbaşkanı olması karşısında siyasi yasağının kaldırılması için pazarlık ettiği iddiasının artık bir efsane haline geldiğini söyledi. Efsanenin “Boğaz’da Deniz Baykal’la Tayyip Erdoğan buluştu. Kimsenin haberi yoktu. Pazarlık ettiler, Deniz Baykal’a cumhurbaşkanlığını teklif etti Tayyip Bey. Deniz Baykal da ona dedi ki, ‘Tamam arkadaş ben de senin milletvekilliği ve başbakanlık yolunu açacağım.’ ‘Tamam mı, anlaştık mı’ dedik, lüferleri de yedik” diye ağızdan ağıza yayıldığını belirten Baykal, “Evet, gerçekten kimsenin haberi yoktu ve buluştuk” diyerek o gün masada konuşulanları anlattı.

TARİH 2003 ŞUBAT’IN SON HAFTASI

Kendisine bir gazetecinin o günün Zülfi Livaneli tarafından kaleme alındığını söylemesi üzerine “Kuranı Kerim’de yazıyor değil ya. Zülfü’den öğrenme, benden öğren” diyen Baykal, bu şehir efsanesinin, bu yönde oluşan bir kanaatin yıllar içinde kendisine yönelik “Sen değil misin Tayyip’in önünü açan?” ithamına dönüştüğünü belirten Baykal, şöyle konuştu:

“Orada bir buluşma var. Onlara yakın bir gazetecinin bana ‘Sizinle görüşmek istiyor’ demesi üzerine bu görüşme gerçekleşti. Bu buluşma Tayyip Bey’in talebi üzerine olmuştur. İktidar partisinin genel başkanı. Seçimi kazanmış, görüşmek isteyecek. ‘Özel, kimseler duymadan görüşelim’ diyecek ben ‘Hayır görüşmem diyeceğim.’ Yok öyle bir şey. Çok doğal olarak ‘elbette’ dedik. Ben yurt dışındaydım. Havaalanından bir arkadaş beni alıp onların söylediği bir yere götürüp orada bırakacaktı. Sonra da beni oradan alıp geri bırakacaklardı. Gittik, baş başa oturduk ve dediğim gibi lüferimizi yedik. İçeriğiyle ilgili bir şeyler söyleyeyim size. Tek kelime bile Tayyip Bey’in milletvekilliği, hukuku hakkında, başbakanlığı hakkında konuşmadık. Bu iş zaten bitmişti. Yani o buluşma olduğu zaman, tarih itibarıyla, bu konuşma Şubat’ın son haftasında oldu. 2003 Şubat ayının son haftası oldu. Tarihi 21 ya da 22 Şubat 2003. Anayasa değişikliği ise çok daha öncedendi. 2002’nin sonu ya da 2003’ün Ocak ayında oldu. Bunu tarihleriyle çıkardım ama kimse onlarla meşgul değil. Hikaye salçası gayet ilgi çekici. Herkes inanmış ve inanmaya devam ediyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yasağının o masanın konusu zaten olamayacağını belirten Baykal, “Konuşulsaydı Tayyip Bey, ‘Çok teşekkür ederiz. Sizin katkınız da oldu’ derdi ama hiç öyle bir şey söylemedi. Ya da o bunu açmadığı halde ben, ‘Hadi iyisin yine, senin işini de hallettik’ derdim. Ama ben de böyle bir şey söylemedim” dedi.

BULUŞMADA TEZKERE KONUŞULDU

Buluşmada gelmekte olan 1 Mart Tezkeresi’nin konuşulduğunu belirten Baykal, o güne dair şunları anlattı:

“1 Mart’a bir hafta var. Kampanya açmışız, çok büyük bir mücadele veriliyor. Onu anlatıyoruz. O da, ‘N’olur 1 Mart işi. Bu kararı alırsak Amerika ne ölçüde karşı çıkar. O rahatsızlık bize ne gibi olumsuzluklar yaratır. Ne yapabiliriz. Bir dayanışma içine girebilir miyiz?’ gibi şeyler. 2B işi bile konuşuldu orada. Türkiye’nin mali, maddi kaynak arayışı çerçevesinde neler yapılabilir falan. 1 Mart tezkeresi konuşuldu, Kıbrıs konusu konuşuldu. Hiçbir şekilde, bırak benim cumhurbaşkanlığı pazarlığımı, baştan aşağı yalan dolandır. O konuda ben hiçbir şekilde doğrudan veya dolaylı Tayyip Bey ile AKP ile ya da onların adına başka birisiyle herhangi bir temas dahi kurmadım. Bırak müzakereyi, temas dahi kurmadım. Tamamen kendi analizim, kendi değerlendirmem sonucu o konuda o kararı aldım. Partim de çok mutlu olmadı, böyle bir karar alındığı için. Ama kararlılıkla ben bunu götürdüm.”

GÖRÜŞMENİN KAYDI YOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4 aylık hapis cezası nedeniyle siyasi yasaklı olarak kalmasının demokrasi adına kabul edilemez olduğunu savunan Baykal, “Bu düzenleme 12 Eylül’ün getirdiği bir düzenleme. Mahkum olmuşsun 4-5 ay. Böyle bir mahkumiyeti yaşayan bir insanın ömür boyu siyaseten aday olması, siyasetten yasaklanması olacak şey değil” dedi.

Siyasi yasağın kaldırılmasının pazarlıkla, işbirliğiyle olmadığının altını çizen Baykal, “Yasa diyor ki, ‘listeyi yaparsın, kampanyayı yürütürsün, genel başkan olursun, milletvekillerini, bakanları seçersin ama kendin milletvekili olamazsın.’ Şimdi bunu sürdürelim mi? Demokrasiyle bağdaşır mı böyle bir şey? İnsanlar ona yüzde 34 oy vermiş. Ben Tayyip’ten önce ona oy vermiş insanları karşıma alırım. Bu benim adalet, demokrasi anlayışıma, milli iradeye saygıma, insan hakları saygıma kesin uymaz, kabul edemem bunu. Kendim için de, rakibim için de kabul edemem. Kenan Evren icadı bu yasayı mı savunacaktık” diye konuştu.

Soru üzerine Erdoğan’la o buluşmasının kaydının kendisinde olmadığını belirten Baykal “Tayyip Bey’de var mı bilmiyorum, bende yok. MİT izleyip de kayda aldıysa bilemem. Benim bilgim dahilinde bir kayıt yok” dedi.

Baykal, bu konuda Erdoğan’ın da oluşan kanaati yaymak için bir şey söylemediğini belirtti.

DHA