ALEVİLİK BEKTAŞİLİK ve TÜRK KİMLİĞİ

Bugün bizleri bir araya getiren Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi’nin Kültür Sanat etkinliği ve Töre Sohbetleri birlikteliği çerçevesinde düzenlenen ‘’ Alevilik, Bektaşilik ve Türk Kimliği ‘’ konulu panelimize hoş geldiniz.
Ülkemizin içinden geçtiği süreçte, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirecek olan ortak akıl etrafında toplanmamızın önemini hepimizin bildiği kanısını taşımaktayım. Yine malumunuz üzre milli devletleri tehdit eden ana unsur, ayrımcılık ve bölücü hareketlerdir.
Yıllardan beri en büyük mücadelemiz, birliğiizi tesis etmek ile bu birliği korumak olmuştur.
Dünya ‘da Şii – Sünni nifakı olarak karşımıza çıkan bu büyük fitne maalesef, her dönem ve devirde Türkiye’deki milli birlik ve bütünlüğümüzü oluşturan müslümanları bölmenin, birbirinden ayrı göstermenin yolu olarak kullanıldı.
Bu birlik ve bütünlüğümüzü korumak kollamak için hepimiz üzerimize düşeni fazlası ile yapmak zorundayız.
Hünkar Hacı Bektaş’ın postnişini Arife Anamızın ifadesi ile, Alevi olduğunu dahi gizlemek mecburiyetinde bir hayat yaşayan canlar olduğunun bilinci içersindeyiz…
Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Mevlâna, Yunus Emre,Pir Sultan. Şah Hatayi ve daha birçok Horasan ve Rum ereni Anadolu’da sevginin, berışın ve kardeşliğin hamurunu yoğurmuşlar. Asya, Avrupa, Kuzey Afrika’da ki bu ışık, yüzyıllardır aydınlatma görevini sürdürmüştür.
Bu düşünce öncelikle insanın kendisini tanımasını, eksikliklerini gidererek kendisini arıtmasını esas almaktadır. Bu süreç ile insan-ı kâmil niteliğinde bireyler yetiştirerek, toplum-u kâmil ( erdemli insanlardan oluşan bir toplum ) oluşturmak amacındadır. Bu yüzdendir ki; ‘’ okunacak en büyük kitap insandır ‘’ ilkesi ile hareket edilir. Din, dil,ırk ve cinsiyet farkı gözetmeksizin bütün insanlara saygıyı ve sevgi esas alınır. Hatta yaratılmış her şey, yaratıcısı yüzünden sevilir ve saygı duyulur.
Şimdi birlik ve beraberlik rozeti takan, hep beraber olan İmam Ali ve Ehl-i Beyt sevdalısı bu salonu dolduran ‘’ Can’’ lardır. Tahriklere kapılmadan, doğru adres olan Türk ve Müslüman kimliğimiz etrafında birleşerek, çaldığımız bu birlik ve beraberlik mayasını sağlamlaştırmak mecburiyetindeyiz.
Alevi olduğunu bile dile getiremeyen bir parti lideri, Atatürk’ün mirasını sizce taşıyabilmekte midir?
Ya da ‘’ ibadethane ‘’ kavramının içine cemevlerini alamayan küresel oyunların aktör kukları, vatandaşlarının tamamını kucakladığını nasıl ifade edebilir ?
Bu dönem ‘’ BEN TÜRK’ÜM ‘’ diyen herkesin bir bayrak altında toplandığı, İslâm üzerinden yüzyıllardır süregelen nifak oyunlarının bozulduğu bir dönem olmalıdır. Sünni, Alevi-Bektaşi diye ayırark bölmenin hesabında olanlara inat BİZ, biriz ve beraberiz…
Ne kadar anadan babadan Sünni olursak olalım; BİZLER HEPİMİZ BU MEMLEKETİN HAKKI YENMİŞ ALİ’Sİ YİZ !… ‘’ Kimsenin hakkını kimseye yedirmeyiz.
Sevgi Allah’a… Saygılarımla. NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…

SEYHAN GÜLER/EGENAZHABER