Dolar 32,2248
Euro 34,8407
Altın 2.422,14
BİST 10.479,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 26°C
Açık
İstanbul
26°C
Açık
Per 27°C
Cum 28°C
Cts 29°C
Paz 31°C

ABD üç sorunun cevabını ver!

ABD üç sorunun cevabını ver!
08/07/2023 17:27
A+
A-

ABD yönetimi, İsveç’in NATO üyeliği için ‘İttifak’ı güçlendirme’ tezini dillendirirken, Türkiye’ye yönelik çelişkili politikalarını sürdürüyor. Eğer amaç NATO’yu güçlendirmekse, “Üzerinden 8 ay geçmesine rağmen Türkiye’nin F-16 talebinde neden somut adım atılmıyor? Türkiye’ye uygulanan CAATSA yaptırımı NATO’ya zarar vermiyor mu? Washington’ın Suriye’de PKK terör yapılanmasına desteği İttifak’ın kolektif güvenliğini zayıflatmıyor mu?” sorularına cevap verilmeli.

Terör örgütlerinin hamiliğine soyunan ve sığınağına dönüşen İsveç’i, bir savunma ittifakı olan NATO’yu “güçlendirmek” bahanesiyle üye yapmak için çabalayan ABD’de Biden yönetiminin, Türkiye’ye yönelik ikircikli politikaları, soru işaretlerine sebep oluyor. NATO’nun en büyük ikinci ordusunu oluşturan, son olarak Kosova’da olduğu gibi İttifak’ın barışı koruma misyonlarına aktif destek veren ülkeler arasında ilk sıralarda gelen Türkiye’nin, güvenlik ve savunmaya ilişkin talepleri ABD yönetimi tarafından ya görmezden geliniyor ya da pazarlık konusu yapılıyor. Washington’ın ikircikli adımları, “ABD gerçekten NATO’nun güçlenmesini mi istiyor yoksa başka bir gündemi mi var?” sorusuna sebep oluyor. Son olarak Türkiye’nin Ekim 2021’de ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı ve 79 adet modernizasyon kiti satın alma talebinin üzerinden aylar geçmesine rağmen ABD tarafından herhangi bir somut adım gelmemesi ve hatta bu talebin Kongre üyeleri tarafından İsveç şartına bağlanması, Biden yönetiminin bu konudaki samimiyetine ilişkin soruları artırdı.

8 AYDA SOMUT ADIM YOK

Yeni Şafak’ın haberine göre, Her ne kadar Washington, Türkiye’nin F-16 talebi ile İsveç’in NATO üyeliğinin birbiriyle ilgili olmadığını söylese de, aradan geçen 8 ayda Türkiye’nin beklentisi karşılanmadı. Sadece geçen Nisan ayında, F-16’larda kullanılan Link-16 taktik veri bağlantı modernizasyon kitlerinin satışına onay verildi. Buna karşın ABD Kongresi’nin hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kanadından, İsveç’e onay ile F-16 satışını birbirine bağlamaya yönelik açıklamalar karşısında Beyaz Saray’ın suskunluğu dikkati çekiyor. ABD Kongresi Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Senatör Bob Menendez’in Türkiye karşıtı açıklamaları bu noktada öne çıkıyor. Son olarak Cumhuriyetçilerin Senato Lideri Mitch McConnell’ın “İsveç’in NATO’ya kabulü tamamlanana kadar Türkiye’ye F-16 satışına karşı olanlardan biriyim” ifadelerini kullanması, ABD tarafındaki samimiyeti sorgulattı.

CAATSA İLE NATO’YU VURDU

Rusya-Ukrayna savaşıyla, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de kritik konuma sahip Türkiye’nin yeni nesil savaş uçağı talebi de Washington tarafından ısrarla görmezden geliniyor. Türkiye’nin, NATO içinde ABD’nin CAATSA yaptırımlarını uyguladığı tek ülke olması da Washington’ın samimiyetine gölge düşürüyor. CAATSA yaptırımları ile Türkiye’nin proje ortağı olduğu F-35 programında çıkartılması ve parasını ödediği uçakların dahi verilmemesi, Rusya’ya karşı NATO İttifakı’nı güçlendirmenin Washington’ın ana gündemi olmadığı yorumunu beraberinde getiriyor. İsveç gibi NATO İttifakı sınırının en kuzeyinde bulunan bir ülkeyi üye yapmak için çaba harcayan Washington’ın Türkiye’nin taleplerine yönelik isteksizliği Türk kamuoyunda tepkiye neden oluyor.

TERÖR ÖRGÜTÜNE DESTEK İTTİFAKI ZAYIFLATIYOR

ABD yönetiminin, NATO üyesi Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit eden Suriye’deki terör yapılanmasıyla ilişkisini, Ankara’nın tüm uyarılarına rağmen, sürdürmesi de bir samimiyet testi olarak görülüyor. ABD’nin sözde DEAŞ ile mücadele adı altında PKK/YPG/PYD yapılanmasına yıllardır silah ve lojistik desteğini, Türkiye’nin uyarılarına ve terörle ortak mücadele çağrısına rağmen, sürdürmesi Washington’ın, Atlantik İttifakı’nın topyekun güvenliğine ilişkin sorumluluklarını yerine getirmediği ve küresel tehditler karşısında zayıf duruma düşürdüğü görülüyor. Biden yönetiminin bu politikasının, İsveç gibi PKK terör örgütüne topraklarında faaliyet izni veren ülkeler için de cesaretlendirici rol oynadığı belirtilirken, “Washington terör örgütlerinin NATO’ya zarar vermediğini mi düşünüyor?” sorusuna neden oluyor.

Kaynak: Türkgün