GÖREVDEN ALINAN SAVCILARDAN AÇIKLAMAR GELDİ

HSYK tarafından 5 savcı açığa alınmıştı büğün açığa alınan  savcılar tarafından flaş açıklamalar geldi.

AÇIĞA ALINAN SAVCI KARACA: HSYK’NIN KARARI HUKUKİ DEĞİL

MİT’e ait TIR’ların durdurularak aranmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında HSYK tarafından görevden uzaklaştırılan 5 savcı arasında bulunan Gaziantep Cumhuriyet Savcısı Ahmet Karaca, karara tepki gösterdi. Kanunsuz hiçbir işlem yapmadığını savunan Karaca, HSYK’nın kararının hukuki olmadığını savunarak, “Dünya terörle mücadele ederken, ülkemizde terörle mücadele etmiş Cumhuriyet savcıları olarak terör örgütüne silah taşındığı şüphesiyle yürüttüğümüz bir soruşturma faaliyetinden dolayı açığa alınıyoruz” dedi.

Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği yaparken MİT TIR’larının durdurularak aranması olayının ardından önce Kayseri’ye, ardından Gaziantep’e atanan Ahmet Karaca, HSYK kararıyla açığa alındı. Görevden alınan Cumhuriyet Savcısı Karaca bugün yazılı bir açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. HSYK 2’nci Dairesi kararıyla 17 yıldır yaptığı görevinden açığa alındığını ve bu durumun ‘hukuk ve adaleti’ açığa almak olduğunu vurgulayan Karaca, haksız olarak gördüğü olaylar nedeniyle açıklama yapma gereği duyduğunu kaydetti.

1997 yılında mesleğe başladığını, Diyarbakır ve Adana’da silahlı terör örgütleri, çete ve mafya ile mücadele ettiğini ifade eden Karaca, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“2012 yılında terör ve örgüt suçlarına bakmakla görevli Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine atandım. Suriye’de başlayan iç savaş neticesinde görev alanımız içindeki illerde birçok sıkıntı ve olay yaşanmıştır. Bu dönemde Hatay Cilvegözü sınır kapısında 14 ve Reyhanlı’da 52 vatandaşımızın kaybetmesine sebep olan bombalı saldırılar olmuştu. Bu saldırılardan sonra tarafımızca aynı nitelikte elim olaylar yaşanmaması ve engellenebilmesi için güvenlik güçlerine ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan ihbarlar hakkında azami hassasiyet gösterilerek gereğinin yapılmasına çalışılmıştır. Bu çerçevede kamuoyuna da yansıyan benimle birlikte 4 mesai arkadaşımın görevlerinden açığa alınmalarına dayanak gösterilen aramalar gerçekleşmiştir. Güvenlik güçleri, söz konusu araçlarda patlayıcı madde ve silah taşındığı yönünde ihbar aldıklarını, bağlı oldukları Cumhuriyet savcılarına haber vermiş ve yazılı olarak arama ve el koyma talebinde bulunmuşlardır. İlgili Cumhuriyet savcılığı bunun üzerine elim bir olay yaşanmaması için bu talepleri kabul etmişlerdir. Söz konusu ihbar ve verilen arama kararlarından haberdar edilmem üzerine hassas bir durumun söz konusu olması, verilen arama ve el koyma kararlarının yürürlükteki mevzuata uygun ve kanuna aykırı bir durumun da bulunmaması nedeniyle aramanın yapılmasında tarafımca bir sakınca görülmemiştir. Kaldı ki, araçların aranmasına ilişkin kararlar iddia edildiği gibi MİT personeliyle ilgili olarak verilmemiştir. Zaten bu husus arama yapıldığı sırada iddia olunmuş, ilgili Cumhuriyet savcılarının ısrarlarına rağmen bu şahısların kendilerinin MİT Görevlisi oldukları ve araçtaki malzemelerin MİT’e ait olduğuna dair herhangi bir belge ibraz etmedikleri anlaşılmıştır. Arama işlemi yürürlükte bulunan kanunlara uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Söz konusu tarihte yürürlükte olan MİT kanunun MİT personelinin soruşturma iznini düzenleyen maddesinde sadece MİT personeliyle ilgili soruşturma yapılması Başbakan’ın iznine bağlanmıştır. Bu durumda suç işlediği iddia edilen kişilerin MİT personeli olması durumunda soruşturma bu kişiler yönünden izin şartına bağlı olarak yürütülecek, ancak bu durum iddia olunan suçun delillerinin toplanmasına, örneğin arama yapılmasına ve suç eşyalarına el konulmasına engel olmayacaktır. Zaten böyle olması nedeniyle alel acele yapılan bir çalışma TBMM’ye gönderilerek Nisan 2014’te kanunun bu maddesi değiştirilmiş ve aslında ilgili Cumhuriyet savcılarının verdiği arama kararlarını ve kararlara istinaden yapılan aramaların hukuka uygun olduğunu ortaya çıkarmıştır.”

ADALET ER YA DA GEÇ TECELLİ EDECEK

Hukuka aykırı bir işlem olmamasına rağmen önce terör suçlarına bakma yetkisinin kaldırıldığını ardından geçici görevle Kayseri’ye gönderildiğini belirten Karaca, Adana’daki görev süresi dolmaması ve hakkında soruşturma olmamasına rağmen HSYK tarafından Gaziantep’e tayininin çıkarıldığını kaydetti. Gaziantep’teki görevi sırasında HSYK tarafından açığa alındığını vurgulayan Karaca şöyle devam etti:

“Bilinmelidir ki, HSYK’nın hakkımda almış olduğu bu karar Anayasa’ya, kanunlara ve HSYK’nın kendi uygulamalarına açıkça aykırıdır. Kanunda açığa alınma nedeni olarak gösterilen şatlardan hiçbirisinin gerçekleşmemesine rağmen Gaziantep’te görev yapan bir Cumhuriyet savcısı olarak Adana’da devam etmekte olan bir soruşturmayı etkileyeceğim gerekçesiyle açığa alınmam, yapılan tasarrufun hukuki olmadığını göstermektedir. Dünya terörle mücadele ederken, ülkemizde terörle mücadele etmiş Cumhuriyet savcıları olarak, terör örgütüne silah taşındığı şüphesiyle yürüttüğümüz bir soruşturma faaliyetinden dolayı açığa alınıyoruz. Bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum. Bütün bu olanlara rağmen bir hukuk adamı olarak, yapılan hukuka aykırı işlemlere karşın adaletin er veya geç tecelli edeceğine yürekten inanıyorum.”

SAVCI BAĞRIYANIK: 23 YILDIR HUKUKTAN TAVİZ VERMEDİM

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan MİT TIR’larına yönelik operasyondan sonra alınıp Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na getirilen, ardından da düz savcı yapılan Süleyman Bağrıyanık, HSYK tarafından görevden uzaklaştırıldıktan sonra bugün akşam saatlerinde yazılı açıklama yaptı. Kendisine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Müsteşar Kenan İpek tarafından baskı yapıldığını iddia eden Bağrıyanık, “Dün basından aralarında benim de bulunduğum 5 Cumhuriyet Savcısı hakkında HSYK tarafından 3 ay süreyle tedbiren görevden uzaklaştırılma kararı verildiğini öğrendim. Yüksek Kurul’un vermiş olduğu bu karara her şeye rağmen saygı duyuyorum. Ancak soruşturmanın konusunu, kararın içeriğini ve neyle suçlandığımı bilmiyorum. En azından karar öncesi savunmamın alınması gerekirken savunma hakkım hiçe sayılarak bu karar verilmiştir” ifadesine yer verdi.

Kararın Adana Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı sırada yapılan soruşturmalarla ilgili olduğunu düşündüğünü belirten Süleyman Bağrıyanık, yazılı açıklamasında, şunları kaydetti:

“11 yılı Başsavcılık olmak üzere 23 yıllık meslek yaşamımda; hiç kimseden çekinmeden, yaptığım soruşturmaların ve işlemlerin ucunun kime dokunacağı, zarar görüp görmeyeceğim kaygısını taşımadan, görevimi yasalara uygun olarak tam bir tarafsızlık içinde yapmaya gayret ettim. Kimden ve nereden gelirse gelsin yapılmak istenen hiçbir müdahaleye, mesleğimin onurunun çiğnenmesine asla izin vermedim. Bu tavrıma birlikte görev yaptığım meslektaşlar, avukatlar ve personelimiz tanıktır. Yine, Başsavcı olarak görev yaptığım dönemde birlikte görev yaptığım Cumhuriyet savcısı arkadaşlarımın da bu anlayış içinde görev yapabilmesini temin için gerekli desteği tereddütsüz verdim”.

‘BAKAN VE MÜSTEŞAR BASKI YAPTI’

Antalya Cumhuriyet Savcısı Süleyman Bağrıyanık, açıklamasının son bölümünde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Müsteşar Kenan İpek tarafından baskı yapıldığını iddia ederek şu ifadelere yer verdi:

“Silah taşındığı iddiasını içeren ihbara konu tarlarla ilgili yapılmak istenen aramaya engel olmam için Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ ve Müsteşar Sayın Kenan İpek tarafından baskıya maruz kaldım. Yasaları uygulamakla yükümlü bir Cumhuriyet Başsavcısı olarak yasalara ve Anayasa’ya aykırı bu emir ve talimatı uygulamadım. Bilakis baskı yapanlar hakkında tutanak düzenleyerek şikayette bulundum. Eylemin suç olduğunu bilen yürütme erkinin girişimiyle soruşturmayı etkilemeyi suç sayan yasanın bu hükmü değiştirilerek suç olmaktan çıkarılmıştır. Maalesef eylem sırasında bana baskı uygulayanlar şimdi hakkımda karar vermek konumundadır. Başkanlığını, hakkında şikayetçi olduğum Adalet Bakanı’nın yaptığı HSYK tarafından verilen görevden uzaklaştırılma kararının ne kadar adil ve tarafsız olduğunu kamuoyunun takdirlerine arz ediyorum. Ailem ve aziz milletimden başka borçlu olduğum hiç kimse yoktur. Kimseye diyet borcum olmadığı için de hiç kimseden en ufak bir korkum yoktur. Gerçek adaletin, tüm müdahalelere rağmen eninde sonunda gerçekleşeceğine inancım tamdır.”

SAVCI ŞİŞMAN: BİR GÜN BUNUN HESABINI VERECEKLER

HSYK 2’nci Dairesi kararı ile görevden alınan, MİT’e ait TIR’larının Adana’da durdurulması soruşturmasını yürüten 5 savcıdan biri olan savcı Özcan Şişman, suskunluğunu bozdu.

Görevden el çektirilmesinin şoku içinde olduğunu belirten Savcı Şişman, 18 yıllık meslek hayatı boyunca görevine sadık kaldığını savunarak, “Vatanıma ihanet etmedim, ihanet edenler bir gün bunun hesabını verecekler” dedi.

MİT’e ait TIR’ları ile ilgili soruşturma sırasında Adana’dan Mersin’e atanan ve bugün bu görevinden de el çektirilen Savcı Şişman, yaşadıklarını ve değerlendirmelerini geniş şekilde anlattı.

MİT’E AİT TIR’LARI ARAMAK İSTEMİŞTİ

Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10’uncu maddesiyle yetkili ve Hatay bölgesi sorumlusu olan Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman, 1 Ocak 2014’te Kırıkhan-Reyhanlı karayolunda mühimmat yüklü olduğu iddiasıyla polis ve jandarmanın durdurduğu TIR’ın MİT görevlileri tarafından Kırıkhan Cumhuriyet Savcısı’na arama yaptırılmadığı bilgisi üzerine bölgeye gitti. TIR’da arama yapmak isteyen Savcı Şişman, MİT görevlileri tarafından engellenince, arama yapamadığı yönünde tutanak hazırladı.

Savcı Özcan Şişman, 6 Ocak 2014’te kendi talebi üzerine Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görev sahası değiştirilerek Gaziantep bölgesi sorumlu yapıldı. Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman, 16 Ocak 2014’te de HSYK tarafından Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na atandı. Şişman son olarak HSYK 2’nci Dairesi tarafından MİT TIR’larının durdurulmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında bugün açığa alındı.

SAVCI AZİZ TAKÇI: YANLIŞ YAPMADIM

ADANA’da MİT’e ait TIR’larının aranmasıyla ilgili soruşturma kapsamında görevden alınan Zonguldak Cumhuriyet savcısı Aziz Takçı, “Yanlış yapmadım. Yanlışı olanlar kendi suçlarını bastırmak için bize saldırıyorlar. Hakkımı arayacağım. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğim” dedi.

Geçen yıl ocak ayında MİT’e ait TIR’larında arama yapılmasında görev alan, ağustos ayında ise Zonguldak’a atanan Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, HSYK’nın görevden alma kararının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Söz konusu TIR’ların durdurulup aranması konusunda doğru yaptıklarını belirten Takçı, “Yaptığımız işin doğru olduğunun arkasındayız. Diğer açığa alınan arkadaşların da yaptığının doğru olduğuna inanıyorum. Bir hukukçunun, bir savcının yapması gereken şeyi yaptım. Bu sürecin günah keçileri olarak bundan sonra da doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Adana’nın terör bölgesi, bombalar patlayan bir bölge olduğuna işaret eden Takçı, “Böyle bir bölgede cumhuriyet savcısı, bomba yüklü araç ihbarına kafa çeviremez. Çevirirse vatan hainliği yapar. Biz de bunu yaptık. TIR başkasına çıkmış, öyle olmuş, böyle olmuş konu değil” dedi.

‘AÇIĞA ALINMAM ZULÜM’

Açığa alınmanın zulüm olduğunu ifade eden savcı Aziz Takçı, şöyle devam etti:

“Ben hangi soruşturmanın selametini etkileyeceğim 1000 kilometre uzaklıktan? Temelsiz bir iddia. Yargı erkine ben mi zarar veriyorum? Bir savcının bağımsız duruşuna ben mi zarar veriyorum? Yoksa yürütmenin kontrolünde kalanlar mı zarar veriyor? Bundan sonraki süreçte hakkımı arayacağım. Yanlış bir şey yapmadım. Yanlışı olanlar kendi suçlarını bastırmak için bize saldırıyorlar. Hukuken ne yapmam gerekirse yapacağım. Hukuk dışında bir şey bilmiyoruz. Ayak oyunları bilmiyoruz. AİHM olur, nereye kadar giderse takipçisi olacağız.”

Lise 2’nci sınıfta kaldığını ve o zaman çok üzüldüğünü belirten Takçı, “Ama açığa alınmama hiç üzülmedim” dedi.

15 yıllık savcı Aziz Takçı’yı, adliyede görev yapan hakim ve savcılar odasında ziyaret ederken, aynı adliyede görev yapan eşi Zonguldak 2’nci Sulh Hukuk Hakimi Selma Rahşan Takçı da kendisine destek oldu.

DHA