Sahur Sohbeti; Siyasetçilerin, seçmen karşısına çıktığı zor ve zayıf anlarıdır
Sahur Sohbeti;
Seçimler;
Kudretli siyasetçilerin, seçmen karşısına çıktığı zor ve zayıf anlarıdır.
Seçmen;
Yıllarca kendilerini unutan, görmezden gelen, bir bardak çay, sıcak bir tebessümü kendilerinden esirgeyen, sahip oldukları yüksek makamları ve oturdukları koltukları hak etmeyen, hatta, partililerinin telefonlarına dahi bakmayan insanları cezalandırma, bazen de intikam alma günü olarak görür.
Bu hastalık;
Seçmenden siyasetçiye değil, siyasetçiden seçmene geçen, iflah olmaz bir durumdur. Bu durum siyasetin bütün yelpazesinde mevcuttur.
Bizde;
Şühedalı ve dualı Hareketin içerisinde, Ülkücünün ahını alanın, abat olduğu görülmemiştir. Ya kendisi, ya da çocukları zaman içerisinde, rezaletin içerisinde kaybolmuştur.
Bu yüzden;
Ülkücüler, geleceğin rezillerini cezalandırmak için partilerine ceza vermezler. Bilirler ki, onlar, şehitlerin ahını almış üç beş değersizdir. Zaten ülkücünün gönlünden düşerek en büyük cezayı almışlardır.
Oysa Ülkücü;
Değeri, tariflerle ve makamlarda ölçülmeyecek kadar kıymetlidir. Onda, intikam ve öfke hissi, partisini cezalandırarak işlemez.
Onun muhatabı;
Mensup olduğu Hareketin çizgisi ve davasıdır. O bir dava adamıdır. Bir anlık sandık öfkesi, onun bütün ömrüne yayılmış fikirlerine galip gelemeyecektir.
Ve;
Ülkücülük zor iştir. Çay sohbetinde de, sandık başında da.
Selam ve dua ile.
İrfan Topçu