Bakanlıktan ‘Çocukları dijital tehlikelerden koruma rehberi’
Bakanlıktan ‘Çocukları dijital tehlikelerden koruma rehberi’
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların dijital dünyada sosyal, akademik, psikolojik yönden ve güvenlik açısından karşılaşabilecekleri sorunların anlatıldığı ve ebeveynlerin çocuklarını dijital ortamlardaki tehlikelerden koruyabilmeleri için gerekli bilgilerin yer aldığı rehber hazırladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; ebeveynler için dijital dünyadaki riskli içeriklere karşı çocuklarını nasıl korumaları, nelere dikkat etmeleri ve hangi güvenlik önlemlerini almaları gerektiği, çocuklara nasıl ‘dijital mahremiyet bilinci’ kazandırılabileceği konusunda, ‘Çocukların Dijital Risklerden Korunmasında Ebeveyn Rehberi’ başlıklı kitapçık hazırlandı.
Bilişim teknolojilerinin avantajların yanı sıra riskler de içerdiğine dikkat çekilen rehberde, çocuklara bu konuda ebeveynlerin rehberlik etmesinin önemi vurgulandı. Son yıllarda ‘dijital ebeveynlik’ kavramının ortaya çıktığı kaydedilen rehberde, ailelere çocuklarını internet ortamında yalnız bırakmamaları uyarısında bulunuldu. Teknolojinin denetimsiz kullanımının çocukları pek çok tehlike karşısında savunmasız bıraktığına işaret edilen rehberde, çocukların ‘yasa dışı içeriklerle, intihar, uyuşturucu kullanımı vb. durumlarla, olumsuz örnek olabilecek karakterlerle, bilinçaltı mesajlarla, çevrim içi istismar ve siber zorbalıklarla, kötü niyetli kişilerle’ karşı karşıya kalabileceklerine işaret edildi.
‘ÇOCUKLARIN GÖRÜNTÜLERİ HERKESİN GÖREBİLECEĞİ ŞEKİLDE PAYLAŞILMAMALI’
Rehberde çocuk fotoğraf ve görsellerinin yoğun şekilde sosyal medyada paylaşıldığı vurgulanarak, şu uyarılar yer aldı:
“Çocukların görüntüleri, görselleri kesinlikle herkesin görebileceği şekilde paylaşılmamalıdır. Herkese açık paylaşılan bir fotoğrafın kimler tarafından ve hangi amaçla kullanılabileceği kontrol edilemez. Çocukların kişisel bilgileri, iletişim bilgileri, çocuklara fiziken ya da sosyal medya araçlığıyla ulaşılabilecek bilgiler sosyal medyadan paylaşılmamalıdır. Sosyal ağlarda gizlilik ayarları mutlaka yapılmalı, düzenli kontrol edilmeli ve güncellenmelidir. Resimlerin ve videoların bilgisayar ve cep telefonu aracılığıyla sanal ortamlarda paylaşıldığı andan itibaren silinmesi neredeyse imkansızdır. İnternette yapılan paylaşımların dijital ayak izi oluşturduğu unutulmamalıdır. Çocukların özel bölgelerinin göründüğü, çıplak oldukları görseller ile tuvalet, banyo yapmak gibi kişiye ait özel fotoğrafları, hasta oldukları fotoğraf ve videolar, onların ağlarken, zor duruma düşmüş anları içerin videoları paylaşılmamalıdır.
Çocukların görselleri paylaşılırken bunun ileride çocuğa ne hissettirebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Paylaşımın yıllar sonra oluşturabileceği etkileri üzerine düşünmek, başkalarıyla paylaşmanın uygun olmayacağı hassas, olumsuz, komik görünse de ileride küçük düşürücü olabilecek anların paylaşımlarından kaçınmak önemlidir. Fotoğraf paylaşırken sınırlara dikkat edilmelidir. Sürekli, abartılı şekilde, günlük yaşamının her anı fotoğraflanan ve paylaşılan bir çocuğun mahremiyet bilinci kazanmakta zorlanabilceği göz önünde bulundurulmalıdır. Sadece kendi çocuğumuzun değil başka çocuklara ait görseller de izin alınmadan ve herkese açık şekilde paylaşılmamalıdır.”
DİJİTAL OYUNLARDA BAĞIMLILIK RİSKİ
Rehberde dijital oyun seçimi konusunda da önerilerde bulunuldu. Doğru seçilmiş bilgisayar oyunlarının çocuklarda değerlendirme yapma, bilgi işleme, mantıklı düşünme, seçenekleri göz önüne alma, plan yapma, yaratıcılık ve eleştirel düşünme, strateji kullanma gibi birtakım yetenek ve becerileri geliştirdiğinin araştırmalarla ortaya konduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
“Oyun oynamanın olumlu etkileri olabileceği gibi olumsuz etkileri de vardır. En önemlisi de bağımlılık riskidir. Bu nedenle anne babalar çocuklarının sağlığı için oyun oynama sürelerine sınır koymalıdır. Oyunların çocukların yaşına, fiziksel ve ruhsal gelişimine uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Anne babalar çocuklarının bilgisayar oyunlarını oynamalarını engellemek yerine bilgisayarı verimli kullanmalarını sağlayacak tedbirler almalıdır. Oyun türleri ve hangi oyunların popüler olduğu araştırılmalıdır. Oyunlar ödül ve ceza aracı olarak kullanılmamalıdır. Aksi halde oyunlar çocuğun hayatında çok daha fazla önem taşımaya başlayabilir.”
Turkgün