4 bin 500 yıllık tarihe ışık tutuyor
4 bin 500 yıllık tarihe ışık tutuyor
Bingöl’ün Solhan ilçesinde yapımı tamamlanan Kalehan-2 Barajı nedeniyle sular altında kalan Murat Höyük ve Murat Tepe’deki kurtarma kazılarıyla çıkarılan eserler, 4 bin 500 yıllık tarihe ışık tutuyor.
Bingöl’ün Solhan ilçesinin Murat köyünde yapımı tamamlanan Kalehan 2 Barajı nedeniyle sular altında kalan Murat Höyük ve Murat Tepe’de yapılan kurtarma kazılarıyla 4 bin 500 yıllık tarihin izleri gün yüzüne çıkarıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni doğrultusunda Elazığ Müze Müdürü Ziya Kılınç başkanlığında kurulan 158 kişilik ekip tarafından, Kalehan 2 Barajı nedeniyle sular altında kalan Murat Höyük ve Murat Tepe’de 2018-2019 yılları arasında kazı çalışması yürütüldü.
Kurtarma kazılarında, Erken Tunç ve Geç Demir Çağı ile Urartu ve Bizans dönemine ait yapı kalıntıları, seramik, çini, alçı kabartma, ok ucu, hayvan figürleri, çeşitli dokuma, tarım, mutfak ve ev eşyası, kemik eşyalar, tıbbi alet, sikke gibi tarihi eserlerin parçalarından oluşan binlerce obje bulunarak Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde koruma altına alındı.
Murat Tepe’deki kazı çalışmalarında bulunan Urartu dönemine ait içerisinde bir iskeletin yer aldığı mezar buluntusundan çıkarılan yılan başlı bilezik ve bitkisel motifli kemer parçası, çocuklara süt vermek için kullanıldığı tahmin edilen emzik, 4 bin 500 yıllık olduğu tespit edilen buğday taneleri ile metal, kemik, cam, pişmiş toprak ve hayvan boynuzundan yapılmış tarihi eser niteliğindeki çeşitli eşyalar tarihe ışık tutuyor.
Elazığ Müze Müdürü Ziya Kılınç, AA muhabirine, Kalehan-2 Barajı havzasında HES projesi kapsamında tescilli kültür varlığı bulunmasından dolayı 2018’de Murat Tepe’de kurtarma kazısı başlattıklarını anımsattı. Kazıda, gözetleme amaçlı kullanılan Urartu dönemi askeri bir karargah olduğunu belirlediklerini ifade eden Kılınç, “7 aylık bir çalışma sonucunda gözetleme kulesinin duvarları, yapısı, avlusu ve avludan odalara açılan bölümler tamamen gün yüzüne çıkarıldı. Burada yaptığımız çalışmalar sonucunda asıl yerleşim yerinin bu askeri karargahın 200 metre güney kısmında yer alan Murat Höyük olduğunu belirledik.” dedi.
Murat Höyük’te de 2019’da kazıya başladıklarını aktaran Kılınç, alanlardaki arkeolojik eserleri kurtarmak için üşenmediklerini belirtti.
4 bin 500 yıllık tarihin izleri
Kılınç, kazıda 4 farklı kültür katmanı tespit ettiklerini, en üst katmanda Bizans, 2. katmanda Geç Demir Çağı, 3. katmanda Urartu dönemi ve en alt katmanda ise MÖ 2500’e kadar uzanan Erken Tunç Çağı’na ait izlere rastladıklarını söyledi.
Eser yoğunluğunun daha çok Urartu dönemine ait olduğunu ve eserlerin yaklaşık 4 bin 500 bin yıllık tarihe ışık tuttuğunu aktaran Kılınç, şöyle devam etti:
“Murat Tepe’de mezar buluntusuyla karşılaştık ve bu Urartu dönemine ait bir mezardı. Çünkü gerek yılan başlı kol bileziği gerekse bir kemer parçasındaki motifler Urartu dönemine aitti. Bunlar ünik sayabileceğimiz eserler, Murat Höyük’deki kazıda ise emzik olabileceğini düşündüğümüz çocuklara süt vermek için kullanılan minyatür kaplara rastladık. Bir seramik parçası içerisinde kömürleşmiş buğday tanelerine rastladık. Bunları analiz için TÜBİTAK’a gönderdik, MÖ 9. yüzyıla tarihlendirildi, biz de genel bir görüşle Urartu dönemine tarihlendirdik.”
236 envanterlik eser su altında kalmaktan kurtarıldı
Kazılarda yoğunlukta metal, kemik, cam, ahşap ve pişmiş topraktan yapılmış eşyaların parçalarından oluşan binlerce obje bulduklarını anlatan Kılınç, bu eşyaların zaman içerisinde tahrip olmasından dolayı tüm halde çok az sayıda eser bulabildiklerini dile getirdi. Kılınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kazıda, toplam 236 envanterlik eser yani tümlenmiş, ne olduğu bilinen eser su altında kalmaktan kurtarıldı. Bunlar emaneten Elazığ Müzesi’nde duruyor. İleride Tunceli Müzesi gibi Bingöl’de de müze açıldığı zaman nasıl Tunceli’nin eserlerini iade ettiysek bunları da ait olduğu topraklara Bingöl’e göndereceğiz. Bazılarının restorasyonu tamamladık.”
Eserler 2 kitapta toplandı
Murat Tepe ve Murat Höyük’te yapılan çalışmanın Bingöl’ün tarihindeki ilk kapsamlı arkeolojik kazı olduğunu ifade eden Kılınç, büyük özveriyle yapılan bu çalışmayı ölümsüzleştirmek için Murat Höyük ve Murat Tepe adını verdikleri iki kitap hazırladıklarını bildirdi. Kılınç, şunları kaydetti:
“Yaptığımız çalışmaları tek tek resmederek bulduğumuz buluntular ayrıca kitaba işlendi, mimari yapının çizimleri yapıldı. Yetkili firma ve müze uzmanlarının yaptığı çalışmalar doğrultusunda Fırat Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir Özdemir’in de gözetiminde kitap haline dönüştürdük ve yaptığımız çalışmanın ölümsüzleştirilmesi projesi gerçekleşti.”
Türkgün