GELENEKTEN GELECEĞE OZANLIK
Gelenekten Geleceğe Ozanlık
Türk kültüründe ozanlık önemli bir yer tutar.
Tarihin seyri içerisinde, halkın dili olan ozanlarımız, aynı zamanda bir öğretici olarak ta karşımıza çıkmaktadır.
Ozanlıkta; tarih gizlidir, edebiyat gizlidir.
Fakat edep asla gizli olmamıştır.
Edep hep aşikâr olmuştur.
Ozanlıkta; başkaldırı, isyan gizlidir.
Lakin edep asla gizli olmamıştır.
Edep hep aşikâr olmuştur.
Asırlar boyunca, kopuzdan bağlamaya uzanan yolculuk, Taşkent’te, Buhara’da edep mektebinden ders almıştır.
Mızrabın tele her dokunuşunda, saz ile sözün ahengi bir bütün olmuştur.
Yüz yıllardan beridir ozanlar, hak adına laf söylerken, Ahmet Yesevi dergâhının hatırını ve hukukunu asla çiğnememişlerdir.
Mızrapta edep, telde edep, sözde edep. İlla edep, illa edep.
Dedem korkut öykülerinden tanıdığımız ve dinlediğimiz ozanlarımızın hikâyelerinde, kültür var, ahlak var ders var.
Edep var, hayâ var. Asırlardır ozanlarımızın ağzından bal damlarken, şimdilerde, bazılarının ağzından salyalar akmaktadır.
Ülkücü hareket, taşıdığı değer ve gelenek açısından, kültür ve medeniyetimizin, edebiyat ve folklorumuzun önemli bir parçası olan ozanlık geleneğine her zaman hürmetle ve dikkatle yaklaşmıştır.
Türk kültür geleneğinde ozanlık önemlidir, ülkücü harekette bu geleneği önemser fakat illa edep, illa edep.
Ozanın aklı dolu olur, ağzı bozuk olmaz.
Hele hele ülkücü harekette; Akıl, fikir ve edep sadece ozanların değil, her bireyin mecburiyetidir.
Ülkücüler ozanlarından, Yunus gibi laf beklerler.
Akıl ve edep çerçevesinde.
Ülkücüler ozanlarından, ülküsüne ve ülküdaşlarına saygı beklerler.
Ülkücüler ozanlarından, Ziya Gökalp’in kürsüsünden, Atsız Beyin kürsüsünden ve Dündar Taşer’in kürsüsünden öğrendiklerini uygulamalarını isterler.
Ülkücüler ozanlarından edep isterler, edep beklerler.
Ülkücüler; Teşkilata bağlılık, Doktrine bağlılık, Lidere bağlılık ister.
Ülkücüler; Töre ister. Şeref ister, haysiyet ister. Onurlu olmalarını ister.
Ülkücüler bu aralar üzgünler.
Yıllardır ozan sandıkları birisinin aslında ahlaktan ve şereften yoksun biri olduğuna şahit oldular.
iRFAN TOPÇU