BİR OYDAN DAHA KIYMETLİ
“Anlatılır ki, sultan Mehmet Bizans surlarına dayandığı günde dahi, papazlar, meleklerin erkek mi, dişimi olduğunu tartışmaya devam ediyorlardı.”
Bire bir olmasa da, bir kısım papaz akıllı Müslüman din adamları, rüşvetin helal olup olmadığı hususunda fetvalar vermekteler ve bunu tartışma konusu yapmaktalar.
Bu alakayı neden mi kurdum?
“Rüşvet alanda verende cehennemliktir” hadisi şerifi açıkça ortada iken, rüşveti “hediye” diyerek meşrulaştırmak, kirli ve haram paraya, bahşiş diyerek fetvalar vermek, “meleklerin cinsiyetini tartışmak kadar yersiz ve anlamsızdır”
Yersiz ve anlamsız tartışmalar bir defa başlamaya görsün.
Kuranı tartışırsınız.
Sünneti tartışırsınız.
Bayrağı tartışırsınız.
Dili tartışırsınız.
Yalana doymaz, yanlıştan haz almaya devam edersiniz.
Atatürk’ü tartışırsınız.
Abdülhamit’i tartışırsınız.
Lozan’ı tartışırsınız.
Bu tartışmalar, “zıvanadan o kadar çıkar ki”
Siyasetçi tarihçinin işine.
Tarihçi ilahiyatçının işine.
Asker belediyenin işine karışmaya başlar.
Vatandaş boş durur mu? O da her işe karışmaya başlar.
Ve derken yanlış doğruya galip gelmeye başlar.
Bu manasızlığın ardından;
Din tehlikededir.
Bayrak tehlikededir.
Vatan tehlikededir.
İhanet şebekeleri ve terör örgütleri güçlenmiş, güçlendirilmiş, devletimiz zaafa düşmüş, milletimiz aldatılanlar tarafından aldatılmıştır.
İşte tam burada, bunca yanlışın arasında bir doğru devreye girmiştir.
“mevzu bahis vatan ise gerisi teferruattır” sözünü rehber edinmiş, fedakârlığın bütün sınırlarını zorlamıştır.
Siyasetçinin hoşlandığı alkış ve tezahürat, onun için önemsizdir.
O bir oy için, yalan söylemez.
Üç oy için, yanlışa yürümez.
Beş oy için, inandıklarına ters düşmez.
Onun için ahlak sandıktan önemlidir.
Onun için vatan oy pusulasından değerlidir.
Onun için Türk milleti her şeydir, Türk devleti sonsuzdur.
İşte o Devlet Bahçelidir.
Önce ülkem, sonra partim, sonra ben demeye devam ederken, büyük Türk milletine de umut olmaya da devam etmektedir.
Takdir yüce milletimizindir.