Dolar 34,6626
Euro 36,6147
Altın 2.945,16
BİST 9.639,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Per 14°C
Cum 16°C
Cts 13°C
Paz 13°C

ENSAR MUHACİR SURİYELİLER VE AKP

14/07/2016 16:38
A+
A-

Muhacir; Mekke’nin fethine kadar geçen süre içinde, dini uğruna, evini, barkını, malını, mülkünü, ailesini, akrabasını, bütün varlığını Mekke’de bırakarak peygamber efendimizin izniyle Medine’ye göç eden Mekkeli Müslümanlara “Muhacirler” adı verilmiştir

Ensar; Arapçada “yardım edenler, yardımcılar” demektir Mekkeli Müslümanlara yardım eden Medineli Müslümanlara da Ensar denir.

Bu tanım açıkça ifade etmektedir ki, “Ensar ve Muhacir” belirli bir döneme ve o döneme ait belirli sayıda ki insanlara ait bir unvandır.

Bütün tarihi kaynaklarda açıkça ifade edilmiş, tartışmasız gerçek şudur ki; Mekke’den Medine’ye göç “hicret” izinle gerçekleşmiştir.

“Hz. Ayşe’den (r.a) nakledilir ki; Nebî (s.a.v) Mekke’de Müslüman olanlara şöyle söylemişti:

“Bana hicret yolunuz gösterildi. Bana (orası) iki kara taşlık arasında hurmalarla dolu çorak bir yer olarak gösterildi.” Bu iki kara taşlık (bugünde bilinen Hârrai Şarkiye ile Hârrai Garbiyye adındaki) iki kara taşlıktır. Efendimiz (s.a.v) bunu söyleyince Medine’ye doğru göç etmeler oldu”

Bu ilahi izin tarihe damgasını vurmuş, takvimleri değiştirmiştir. Bu hicret kaçış değil, terk ediş değil, korkaklık değildir.

Medine’de sabırsız bekleyiş sona erdiğinde, “muhacir” kardeşlerini özlemle kucaklamışlardır.

Peygamber efendimizin emri ile Medineli her Müslüman, Mekkeli Müslümanları evlerine almış ve kardeş olmuşlardır.

Şimdi bu gerçekler ışığında; Suriyeliler hangi izinle veya kimden emir alarak “hicret”! Ettiler de, “muhacir” oldular?

Bizler onları ülkemizde kimin emri ile kardeş! Kabul edeceğiz?

AKP siyaseti ve siyasetçilerinin, dengesin düşünceleri, akılsız ifadeleri ve oy uğruna yapmış oldukları girişim ve hamlelerine yani bir yalan eklemelerine, tarihi kirletmelerine ve kutsal kavramlara saldırmalarına, asla müsaade etmeyeceğiz.

Bu ahlaksız yalan haddini aşmıştır.

Medine’de, Mekke hayaliyle yaşayan “muhacirleri” sayıları doksanı bulmayan kahramanları, İslam’ın ve insanlığın değerlerini, ülkelerinden kaçmış üç milyon korkakla bir tutmak, ne büyük onursuzluktur.

İslam dininin temellerinde harcı olan bu muhteşem insanları, içlerinde, kaçakçı, katil, terörist, tecavüzcü olan bir güruhla bir tutmak, haysiyetsizliktir.

Muhacirler, İslam Peygamberinin silah arkadaşlarıdır. Siz kim oluyorsunuz da, ahlaksız bir siyaset için bu unvanı önünüze gelene dağıtıyorsunuz.

Ensar ise, her biri, ahlak ve cömertlik timsali insanlardır. Dokuz milyon olduğunu iddia ettiğiniz üye sayınız varmış, içinizde bunları evinde bir ay misafir edecek adam var mı da, kendinize “Ensar” yakıştırması yapıyorsunuz.

Ha, birde; muhacir unvanının gerçek sahipleri, memleketlerini, “Mekke’yi” geri almışlardı, sizin zorlama “muhacirleriniz” ise, gitmeye hiç niyetli değiller.

Not; Suriye vatandaşlarını belirli bir zaman diliminde misafir etmek asla bir yanlış değildir. Gerçekte sorun şudur, oy uğruna İslam’ın kutsallarına saldırmanız ve tahrip etmenizdir.

Bu siyaset değil, düpedüz ahlaksızlıktır.

İrfan Topçu