YILMA DURAK’LA TEK TARAFLI SOHBET
Yılma abi; sen 1940 yılında doğdun, BİZ YOKTUK.
Sen, CKMP’de iken BİZ YOKTUK.
Sen, Başbuğ Türkeş’le tanıştığında BİZ YOKTUK.
Sen dergi ve gazeteler çıkarttığında biz çocuktuk.
Biz delikanlı yaşlara geldiğimizde, sana “doğunun Başbuğu” deniliyordu.
Gerçekte Başbuğumuz tekti, oda “Türk dünyasının Başbuğu” Alparslan Türkeş’ti.
Derken, gerçek Başbuğun emir ve talimatlarıyla, sana bahşedilen eğitimci kimliğinle konferans ve seminerler vererek, ülkücü hareketi anlatmaya başladın.
Bizler o tarihlerde ülkücülükle yeni yeni tanışmaya başlamıştık.
Adını çok duyardık, Yılma Durak, “doğunun Başbuğu”
12 Eylül ihtilalinin birçok ismi sildiği gibi, senin isminde silinmişti, birden bire.
İhtilal kadrolarının, işkencecilerin, zulmüne uğradığında, yeniden aklımıza gelmiş, gönlümüzde büyümüştün.
Ve zaman geçmiş, artık bizlerde büyümüştük.
Biz seni sevmiştik, fakat idealimiz Başbuğ Türkeş’ti.
Biliyormusun;
Alparslan Türkeş yeniden siyasi hayata merhaba ettiğinde, biz ordaydık, SEN YOKTUN.
Muhafazakâr parti kurulduğunda, biz ordaydık, SEN YOKTUN.
Milliyetçi Çalışma Partisi var olduğunda biz oradaydık, SEN YOKTUN.
Bizler “gerçek Başbuğun” etrafında yeniden kenetlenirken, SEN YOKTUN.
Bizler, Başbuğumuzun her adımında yanında iken, SEN YOKTUN.
Bizler yükseliş kolejinde, Başbuğumuzun yanında iken, SEN YOKTUN.
Yılma abi;
İçerisinde olduğun dönemlerde, bu hareket sana her şeyi verdi.
1980 yılına kadar, anlattığın “Lider, Teşkilat, Doktrin” üçlemesinden vaz geçtiğin her halinden belli olmaktadır.
Bizler o üçlemeden vaz geçmedik.
İçinde birikmiş hırs ve hesap adına, “hala mensubu isen” hareketin liderine ulu orta iftira atma.
Kendi geçmişine birazda kendin hürmet et.
Yılma abi;
Bu tek taraflı sohbeti önemse, aksi takdirde; ülkücülerin gönlünden düşüyorsun.