48 MADDEYİ MECLİSTEN GEÇİRELİM’ TUZAĞI

Başbakan hemen her gece bir iftarda konuşuyor. Kamuoyu nezdinde kaybettiği puanı toparlamaya dönük değil de, giderayak AB ve stratejik ortağın talebi olan ‘Anayasa’yı çıkarma telaşında. Ya da şöyle söyleyeyim ‘göreve devam edeyim, Türk Milleti ben ne dersem inanıyor, benden alasını bulamazsınız’ der gibi bir nevi.

AKP’nin milletin ihtiyacı değilken, Erdoğan başkan olsun, PKK’nın önü açılımın diye metozori başlattığı Anayasa’nın 48 maddesinde fikir birliğine varıldığı söyleniyor. ‘Samimiyseniz gelin yaz boyunca çalışıp çıkaralım’ diyorlar. Erdoğan’ın iftarda söylediği o sözler, Egemen Bağış tarafından da tekrarlandı.

Yeni Anayasa’yı gargaraya getirip, Türkiye’yi temel sözleşme üzerinde Türk Milletinden alıp, kozmopolit hale getirme çabasındalar. Erdoğan’ın o çıkışı ile çeşitli kesimlere, şu mesajı veriyor.

1- ABD’ye.  Anayasa yolu ile Kürt açılımına devam etmek istiyoruz fakat bilhassa MHP ayak diriyor. Tüm çabamıza rağmen, 48 madde çıkarabildik.

2- PKK’ya. PKK her ne kadar Washington kontrolünde de olsa, halk nezdinde terör örgütüdür. Öcalan’ın talimatı gereği mecliste henüz kıpırdanmadınız deyip, tekrar saldırmasınlar diye onları yatıştırmaya çalışıyor.

3- Belki de CHP, BDP-AKP ile ortak Anayasa hazırlığı için düğmeye basıyor.

Başbakan Erdoğan’ın ‘gelin yaz aylarında da Anayasa’yı çalışalım, daha olmadı anlaştığımız 48 maddeyi meclisten geçirelim’ demesi, büyük bir tuzak.

Bahsi geçen maddelerin Meclisten geçirilmesi, nihayete ermemiş, üzerinde mutabık kalınmamış ‘Yeni Anayasa’nın eksik haliyle kabulüdür. Bırakın yasal dayanağı, millet nezdinde öyle bir propagandanın yolu açılır.

Kalan boşluğu, AKP belki kendi başına, belki de BDP-CHP ortaklığı ile dolduracaktır. YCHP’nin alanlarda Mısırvari durumların devamını sağladığı eylemlerle henüz nereye varmaya çalıştığını, varabileceğini göremedik.

Yıpranan Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu’nın lacileri çekip Başbakanlığa hazırlandığını daha önce yazmıştım. Sanki ülkenin Başbakanı gibi Gül’le görüşmeye gitmesi de o kapsamda. Türk Milletinin Soros’la işbirliği yapan TESEV’i kuran Kemal Beye, Erdoğan sonra katlanma gücü olduğunu sanmıyorum. Gezi olaylarını sürdürmenin amacı sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesini almakla sınırlı diye düşünmek de yanlış olur.

Milletçe Erdoğan’ın gitmesini, yıpranan devlet dokusunun bir an önce tedavi edilmesini yürekten istiyoruz. Bunu yolu güvenli seçimle, AKP’nin oy oranının aslında %50’nin altında olduğunu ortaya çıkarmaktan geçer.

Muhalefet partilerinin Seçim Yasası, SEÇSİS, seçmen belirleme usulü gibi anti demokratik uygulamayı bünyesinde barındıran son değişiklilerden kurtulma çalışmasını başlatması gerek. Tokmağın Amerika’da, davulun iktidarın elinde olduğu bir seçim sistemi bu.

Seçim güvenliği konusuna daha sonra gireceğim. Şimdi Erdoğan’ın Anayasa tuzağına dönelim, altını çizelim. Anlaşılan 48 maddeyi mecliste onaylamak, eski Anayasa’yı topyekûn devre dışı bırakır. Nasıl? Yeni kabul edilecek maddelerle. Yoksa Erdoğan bitmemiş maddeleri bari kabul edelim kurnazlığına girmezdi.

***

Erdoğan’ın ki son çırpınış mı, yeni manevra mı?

Olur mu öyle şey demeyin. AKP bu, 48 madde geçtikten sonra, AKP’li bir vekil önerge verir, o önerge 48 maddelik henüz tamama ermemiş şekliyle ‘Yeni Anayasa’ anlamı taşır. Pirincin taşını ayıklayamayız. Çok örneği var.

48 maddeli yani Anayasa, kalan boşluklarda devletin milletin elinden çekilip alınması, Kürt Açılımına onay veren maddeleri ile AKP-BDP’nin yaz boyu çalışıp eksiğini doldurmasıyla, vatanlaştırdığımız bu topraklara veda anlamı taşır bizim açımızdan.

CHP bilerek mi yapıyor, gerçekten anlamıyor mı o öneri ne anlama geliyor şaşırıyor insan. Yapılan açıklamada ‘AKP masadan kaçmak istiyor olarak’ yorumlanmış. YCHP’nin sadece içi boşaltılmamış, hafıza kaydı silinmiş, yeni formatsa bünyeye yabancı. ‘İlerde siyasi partiler yerine, Sivil Toplum Kuruluşları alacak’ diyen bir genel başkanla Türkiye taş devrine döner.

Amerikan stratejilerini kabullenmiş, önünü göremeyen bu liderler Türk Milletine yakışmıyor. Milletin iradesine talip olanların, önce millî hassasiyetlerle donanmış olması gerekir.

Velhasıl siyaset arenasında oyun çok. O oyun içinde önemli olan Türk Milletinin bekâsı, Türkiye’nin bağımsız şekilde geleceğe yürümesi gibi önem arzeden konular dikkatten kaçırılıyor.

Ülkenin dirliği, birliği ise yapılan oyunu görüp önlemeden geçiyor.

NEVAL KAVCAR/ ORTDOĞUGAZETESI