Dolar 32,3577
Euro 34,9584
Altın 2.325,14
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Yerinde yardım…

05/05/2020 18:29 | Son Güncellenme: 08/05/2020 18:34
A+
A-

Yerinde yardım…

Değerli okurlar..
Aslında anlatmak istemezdim amma, hayır-hasenat işlerinde belki örnek olur diye bu kelamları sarfediyorum..

Seksenli yılların hemen başı, Ankara Dikmen Zekibey’de bir bakkal dükkanım var!

Adı bakkal ama dönemin hipermarketi ayarında.. Çalıştırıyoruz, eyi de para kazanıyoruz…

Neyse..
Bir kış günü yandaki apartmanda oturan ve adı Nuri olan arkadaşım geldi, bana “toprağım sana bir şey anlatacağım” dedi. Ve başladı anlatmaya…

Takriben 9-10 yaşlarında bir çocuk, bazen de 2 çocuk sabahları gelip apartmanın girişindeki kalorifer peteğinde ısınıyormuş.. İki-üç gün bu hal tekrar edince dikkatini çekmiş..
Nuri “oğlum, hayırdır burada ne yapıyorsunuz?” diye sorunca, çocuk anlatmaya başlamış.. “Amca, bizim evde soba yok, doğru dürüst yemekte yok, benden küçük kardeşlerimle soğukta üşüyoruz.. İşte onun için buraya geliyoruz..” demiş..
Nuri bana bunu der demez..
Hemen dükkandan bir ailenin bütün ihtiyaçlarına 2-3 ay kadar yetecek gıda ve temizlik maddeleri olan kolileri hazırladım… Bir de küçük tüp ocak..

Ceplerimizi de çocuklara verilmek üzere çikolata, kraker benzeri şeylerle doldurduk..

Gittiğimiz yer Sokullu’da baraka gibi yıkık dökük bir gecekondu, içerde bebeler yırtık-pırtık yorganlara sarılmış, tir-tir titriyorlar…
Bir kadın ki perişan vaziyette..

Biz ne için geldiğimizi söyleyince anlattı..
Kocası ölmüş, doğru-dürüst gelirleri de yok…
Kapısı, penceresi bile doğru dürüst olmayan yer kira.. Temizliğe falan gidiyormuş amma çok az iş çıktığı için kazancı yetmiyormuş…

Neyse..
Önce çocukları sevindirdik…
Ki, sevinç çığlıkları görülmeye değerdi…

Şimdilik bununla idare edin diyerek biraz nakit parayla gıda kolilerini de bıraktık…

Dükkana dönünce, Nuri ve ben bir yardım kampanyası başlattık… Evlerden, esnaflardan Para, giysi, gıda maddeleri toplayıp, ismini bile sormadığımız anneye teslim ettik…
Soba ve kömür aldık…
Nuri’nin Hacettepe Hastanesi’nin Müdürü olan babası, Kızılay’ın sürekli yardım yapacak şekilde devreye girmesini sağladı…(Allah onlardan ve cümle hayırseverden razı olsun)

O günlerde çaresizliğe bir nebze olsun umut vermenin hazzını ve çocukların masum ve gülen yüzlerini asla unutamam…
***
Yıllar sonra çalıştığım kurumda bir yardımlaşma sandığı kurmuştuk..
Bu sandıkta toplanan paradan personelin kendisi veya çocuklarının hayırlı işlerinde takı vesair gibi hediyeler alınıyor…
Muhtaç aileler tespit ettiğimizde de, sandık başkanı olarak bir heyetle gidip doğruluğunu teyit edince üyelerin onayıyla imkanlar ölçüsünde yardımda bulunuyorduk…

Ki, yukarıdakinin benzeri ailelere yardım ettik…

Bu bağlamda, gerçek ihtiyaç sahibini bulmak için nokta tespit ile yardımı yerinde yapmak çok önemli…
Ha keza devlet ve belediyelerde (suistimalleri de önleme açısından) aynı titizliği gösterip, malı-mülkü yerinde olanlar da dahil sıradan herkese yardım yapmak yerine gerçek ihtiyaç sahiplerini bulmalı ki, hakta-yardımda yerini bulsun!

Son söz:

Allah kimseyi, darda, zorda koymasın…
Hayırlı, huzurlu, sağlıklı ve bereketli Ramazanlar..

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!

Harun KILIÇ
ANKARA