Dolar 32,5237
Euro 34,7479
Altın 2.491,58
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Az Bulutlu
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Cum 14°C
Cts 19°C
Paz 21°C
Pts 19°C

YENİ ANAYASA VE HAZIM KAPASİTESİ

YENİ ANAYASA VE HAZIM KAPASİTESİ
16/02/2013 11:58 | Son Güncellenme: 16/02/2013 12:04
A+
A-

orhankaratas1

Yeni Anayasa ve hazım kapasitesi

Hükümet ve muhtemel gelişmeler konusundaki öngörülerimizde bugüne kadar hiç yanılmadık. Çok derin bilgi sahibi olduğumuz iddiasında değiliz. Kehanet gibi bir yeteneğimiz de yok. Sadece bu ülkede yaşıyoruz ve çok şükür söyleneni anlayacak, gördüğümüzü yorumlayacak kadar aklımız var. AKP’nin cemaz-ül evvelini de, nasıl ve nerelerde kurulup hangi şartlarda iktidara taşındığını da, nereden gelip nereye gittiğini de görüyor ve biliyoruz. Daha önce defalarca yazdığımız gibi AKP bir siyasi parti değil, duruma göre vaziyet alan toplama bir menfaat ortaklığıdır. Kendisini planlayıp piyasaya sürenler amaçlarına ulaşınca ve menfaat bitince yok olup gidecektir. İki kere ikinin dört ettiği ne kadar kesinse, bu akıbet de o kadar kesindir.

Türkiye’nin şansı

2011 Haziran’ında yapılan genel seçimlerin hemen sonrasında AKP’nin tek başına iktidarda kalmasına ve hatta oylarını arttırmasına rağmen, referandum yoluyla da olsa Anayasa değiştirecek sayıya ulaşamamasının bu ülkenin büyük şansı olduğunu yazmıştık. AKP eğer tek başına Anayasa değiştirecek çoğunluğu elde etseydi, ilk işi bu ülkeyi bölünmeye götürecek düzenlemeyi hayata geçirmek olurdu. Referandum yoluyla Anayasa yapacak sayıya ulaşsaydı, bu defa da önce millete hazmettirecek bir süreç başlatır, arkasından da yine aynı hedefe ulaşmak için harekete geçerdi. Çok şükür ki bu millet AKP’ye iktidarı verse de, bölünmeye sağlayacak Anayasa yapma fırsatı vermedi.

AKP’nin gücü olsaydı

Bugün yapılan ve söylenenler ortadadır. AKP’nin tek başına Anayasa değiştirecek, hatta referandum yoluyla da olsa bunu yapabilecek gücünün olduğunu bir düşünün. Şimdi çoktan İmralı canisi de serbest kalmıştı, bu ülke federasyona da dönüşmüştü, Kürtçe resmi dil de olmuştu, Türk ve Türklük de yok edilmişti ve ülke kesin bölünenin bir önceki aşamasına da geçmişti. Yeterli sayıları olmamasına rağmen bunu yapmaya çalışıyorlar. İmralı canisine bunun sözünü veriyor, PKK’yı bu teminatları vererek ikna etmeye uğraşıyorlar.

12 Eylül referandumu

Sayın başbakan daha dünkü konuşmasında, “Yeni anayasa için ihtiyaç bu kadar açık net ortadayken, toplumda büyük bir uzlaşma mevcutken bunun heba edilmesine göz yummayız. Biz bu ülkeye ve gençlere şunu göstermek istiyoruz. Bu millet, bu meclis sivil bir anayasa yapacak güce sahiptir. Eğer meclis bunu yapmazsa, bu yolda bizimle yürüyenlerle birlikte, sivil bir anayasayı milletin takdirine sunarız. Oldu-bitti yasalara alışkın olanlar elbette bunu hazmedemezler.” Sözleri çok anlamlıdır. Yeni Anayasaya ihtiyaç olduğu ve toplumsal uzlaşma bulunduğu doğrudur. Ancak bu biraz da “yeni anayasa” derken ne kast ettiğinize bağlıdır. Toplumsal uzlaşmayı getirir, İmralı canisine verdiğiniz sözlere ve özel hesaplarınıza bağlarsanız, bu uzlaşma değil ayrışma olur ki, AKP’nin sicili bunun sayısız örnekleriyle doludur. 2010 yılının 12 Eylül’ünde yapılan referandum bunun en çarpıcı örneğidir ve bugün kendi yaptıklarının altından kendileri de kalkamıyor. Sayın başbakanın son zamanlarda şikayet ettiği ve sıklıkla gündeme getirdiği yargı sorunlarının tamamı bu referandumda yapılan düzenlemelere bağlıdır. Ancak Türkiye’de öyle bir düzen kurdular ki, kimse bu gerçeği bile dile getiremiyor ve yutkunmakla yetiniyor.

AKP-BDP ortaklığı

Bu meclis yeni Anayasa yapabilir. Ancak içinde Türk olmayan, İmralı canisine verilen sözleri ve sayın başbakanın özel başkanlık hayallerini esas alan, federasyonu getiren bir Anayasa MHP’nin bulunduğu bir meclisten mutabakatla kesinlikle geçemez. Fakat, AKP bu yolda birlikte yürüdükleriyle bunu deneyebilir. Bu yolda kimlerin birlikte yürüdükleri ortaya çıkmıştır. İmralı canisi ve siyasi uzantısı BDP’nin AKP ile yapışık ikiz olduğunu çok şükür ki, bu millet nihayet fark etti. Bütün kamuoyu yoklamalarında İmralı canisi ile yapılan görüşmelere de, bu görüşmelerde varılan uzlaşmalar çerçevesinde hazırlanacak Anayasa da, bu millet büyük tepki gösteriyor. Sureti haktan görünme gayretleri, arkadan dolanma çabaları, uydurulan kılıfılar asla kabul görmüyor.

Oldu-bitti yasalar

Sayın başbakanın açıklamaları, bütün bu gerçeklere rağmen ülkeyi dönüştürecek ve bölünmeye götürecek yeni Anayasa çabalarının son sınırına kadar zorlayacağını gösteriyor. Bunun sebebi gayet açıktır. Sayın Başbakanın hayallerini süsleyen tek adam vesayetine dayalı bir düzen kurabilmesinin yolu buradan geçmektedir. AKP’yi planlayıp iktidara sürenlerin asıl beklentisi budur. Dolayısı ile AKP’nin varlığı ve devamı buna bağlıdır. Onun için her yol denenecektir. Sayın başbakan, “Oldu- bitti yasalara alışkın olanlar elbette bunu hazmedemezler.” Derken, aslında tam da AKP’nin sicilini anlatıyor. Kendi milletvekillerini tek tek takibe alarak, üzerlerinde baskı kurarak, muhalefeti her türlü baskı ve hatta şiddetle sindirmeye çalışarak meclisten geçirilen ve her biri ülkenin temeline konulan bir dinamit olan düzenlemeleri hatırlatıyor. O yasalara onay veren AKP milletvekillerinin en az yarısı, neye parmak kaldırdığını bilmediğini itiraf etmiştir. Eğer bu mecliste oldu-bitti yasalara alışkın olan bir grup varsa, o da AKP grubudur ve ne acıdır ki, bunu hazmedebilmişlerdir. O kadar ki İmralı’yı bir parti genel merkezine dönüştürmek, oradaki canin yeni Anayasayı kimin yazacağını kabullenmek bile bu hazım kapasitesinin içindedir. Hadi, bir AKP milletvekili çıksın bütün bu yazdıklarımızın tersini söylesin, bütün bunları hazmetmediğini ve reddettiğini söylesin de görelim…

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU