ÜLKÜCÜ GELENEK VE DEVLET BAHÇELİ
1 Kasım seçimlerinden sonra, MHP üzerindeki operasyon hız kazandı.
MHP Genel Başkanına, kadrolarına ve Ülkü Ocakları Genel Başkanına saldırılar devam ediyor.
Gerekçe seçim sonuçları ve alınan oy. Aynı ağız ülkenin her yerinde, eleştiriler tek kalıptan çıkmışçasına, “Bahçeliyle olmuyor”.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı, Başbuğ Alparslan Türkeş’in makamında oturmaktadır. Bu makam, sadece ülkücü hareket için değil, Türklük âlemi içinde önemlidir ve bu makamda oturanların tarihe, Türk milletine ve geleceğimize karşı sorumlulukları vardır.
Devlet Bahçeli bu sorumluluğu taşırken, ülkücü hareketin, ülküdaşlarının kendisine verdiği yetkiyi kullanmıştır. Türk devlet adamı geleneğini devama ettirmiş, “Ülkü” çizgisinden ayrılmamıştır.
Evet;
Devlet Bahçeli; küresel emperyalizmin Irak işgaline evet diyememiş, milyonlarca Müslüman’ın ölümüne ortak olmayı tercih etmemiştir. Sizce bunu tercih edecek bir Ülkücü var mı?
Devlet Bahçeli; kahraman (!) Amerikan askerlerine dua etmeyi reddetmiştir. Onun dualarında her zaman kahraman Türk askeri vardır. Hangi ülkücü başka türlü yapabilirdi?
Devlet Bahçeli; Türk milletini 36 etnik guruba bölmeyi reddetmiştir. Bunu reddetmeyecek bir ülkücümü var?
Devlet Bahçeli; küresel emperyalizmin gayri meşru çocuğu olan PKK terör örgütü ile pazarlık yapmayı başaramamıştır. Böyle bir başarı, hangi ülkücü vicdanda yer edebilir ki?
Devlet Bahçeli; etrafında, kutsal kitabımıza dil uzatanlara müsaade edememiş, dinimizi siyasete alet etmemiştir. Bu yüce tavır, aynı zamanda hepimizin tavrı değil mi?
Devlet Bahçeli; fakir, fukara ve yetim hakkını, atadan kalan servetinin üzerine ekleyememiş, bilakis, babadan kalan malvarlığını inandığı değerler için harcamıştır. Mal mülk edinmeyi becerememiştir çünkü hiçbir ülkücü vicdan ve ahlak helal olmayan böyle bir beceriyi kendisinde barındırmaz.
Devlet Bahçeli; Habur’da, Oslo’da, Dolmabahçe de terör örgütüne diz çökmemiştir. Ülkücünün diz çökeceği tek olgu, onun yaratıcısı yüce Allah’tır.
Devlet Bahçeli; üniter yapımızın teminatı, anayasamızın ilk dört maddesine sahiplenmiş, tartışmaya açmamıştır. Reddetmiştir. Bu reddiye ülkücü hareketin reddiyesidir.
Devlet Bahçeli; Diyarbakır meydanında, terör örgütü liderinin mektubunu okutmamış, Barzani’yle el ele tutuşmamıştır.
Devlet Bahçeli; yolsuzluk ve rüşvet ile birlikte yaşamaya devam edelim dememiştir.
Devlet Bahçeli; tek bayrak, tek dil, tek millet demekte ısrar etmiştir.
Yüreğindeki milli mefkûre, Ülkücü öğreti ve Türk milletine olan mesuliyeti, ona bunu emretmiştir. Bu emir sadece ona değil, hepimizedir.
Şimdi merak ediyorum;
Devlet Bahçelinin reddettiklerini kim kabul edecek?
Ülkücü hareketin liderliğine soyunan kim yâda kimler, bahçelinin hayır dediklerine evet diyecek?
Hedefleri nedir, nelerdir?
Amerikan askerlerine dua ile yetinmeyip, madalyamı takacaklar?
Diyarbakır’da terör örgütü liderinin mektubunu bizzat kendileri mi okuyacak?
Oslo’da verileni az bulup, daha fazla ikramda mı bulunacaklar?
Habur rezaletini yetersiz mi bulacaklar?
Yolsuzluk yapmayı kanunlaştırıp, anayasal bir hak haline mi getirecekler?
Tek bayrak, tek dil, tek millet demekten vaz mı geçecekler?
Evet;
Hiçbir ülkücü bu tür ahlaksızlıkları ve ihaneti beceremez.
Bu yüzden Devlet Bahçeli inandığı yolda yürümeye devam edecektir. Etmelidir.
Onun yol arkadaşları ülküdaşlarıdır.
Ve onlar sizlersiniz.