Dolar 34,6626
Euro 36,6147
Altın 2.945,16
BİST 9.639,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Per 14°C
Cum 16°C
Cts 13°C
Paz 13°C

SURİYE POLİTİKASINDAN SURİYELİ POLİTİKASINA

12/07/2016 19:32
A+
A-

Suriye politikasından Suriyeli politikasına

Ulus devlet tanımını bazı kaynaklar şu şekilde yapmaktadır. Meşruiyetini bir ulusun belli bir coğrafi sınır içindeki egemenliğinden alan devlet şeklidir. Devlet politik ve jeopolitik bir varlık, ulus ise kültürel ve/veya etnik bir varlıktır. Ulus devlet kavramı ise bu ikisinin belli bir coğrafyada örtüştürür.

Ulus devlet tanımını bazı kaynaklar şu şekilde yapmaktadır. “meşruiyetini bir ulusun belli bir coğrafi sınır içindeki egemenliğinden alan devlet şeklidir. Devlet politik ve jeopolitik bir varlık, ulus ise kültürel ve/veya etnik bir varlıktır. Ulus devlet kavramı ise bu ikisinin belli bir coğrafyada örtüştürür.

Krallıklar ve imparatorluklardan farklı olarak, ulus devlet modelinde devleti oluşturan tüm vatandaşların ortak bir dil, ortak bir kültür ve ortak değerleri paylaşması esastır.”

Bundan hareketle, başka devletlerin ve milletlerin mensuplarını, vatandaşlık bağı ile devletin bir bireyi yapmak, ulus devlet ilkesine tamamen terstir.

Farklı dillerin, farklı kültürlerin, farklı uygarlıkların mensuplarını misafir olarak ağırlamak, üstün kültürümüzün bir gereği olmakla birlikte, misafirliklerinin tamamlanması ardından, evlerine, yurtlarına dönmelerini sağlamak, elbette ki vazifemizdir.

AKP büyük Türk milletinin alicenap tavrından ve misafirperverliğinden kaynaklanan ev sahipliğine “şuursuzca” sahiplenmekte, milletimizin kesesinden, ağalık taslamaktadır.

Vatanlarını terk etmiş Suriyelileri ağırlayanlar AKP’liler değil, Türk milletidir.

Ve bu sadece bir misafir – ev sahibi ilişkisidir.

Suriyeli misafirler, ne kültür ne de etnik olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir parçası olma hakkına haiz değillerdir.

Resmi olmayan rakamlara göre, sayıları dört milyona yaklaşan Suriyeli misafirler, popüler siyaset veya oy devşirme nedenlerinden dolayı, ulus devlet ilkesinin reddiyesi olan, vatandaşlık verilmek suretiyle, “ev sahibi” yapılmak istenmesi, aklın devre dışı kalmasından başka bir şey değildir.

Bu durum tarihe aykırıdır.

Milli güvenlik gerekçelerini göz ardı etmek, ben istedim oldu, dedim bitti mantığı ile hareket etmek, Türk kültürüne, Türk devletine ve Türk milletine karşı gizli bir savaştan başka bir şey olamaz.

Sonuçları açısından hiçbir çalışma yapılmadan, ortaya çıkacak sosyal sonuçları göz ardı ederek milli hassasiyetlerden yoksun kararlar almak, “tarihe, mevcut duruma ve geleceğe karşı alenen suç işlemektir.”

Bu suçun bedeli, ihale yolsuzlukları, adam kayırma, yalan dolanla devran döndürmeye benzemez.

Bu suçun bedelini; aldatıldım diyerek ödeyemezsiniz.

Bu bilerek ve isteyerek işlenmiş suç, bütün ortakları ile birlikte, adalet ve tarih huzurunda asla cezasız kalmayacaktır.

İrfan Topçu