BOZDAĞ’DAN ‘IMAM’ AÇIKLAMASI

TSK şehitlerine Fatiha okutmayan imamın İstanbul Belediyesi’nden olduğunu açıkladı
CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi’nin sorusuna cevap veren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin cenaze namazında, “Atatürk ve silah arkadaşlarının ruhlarına Fatiha okunması” için cemaate çağrıda bulunmadığı ileri sürülen imamın Diyanet İşleri Başkanlığına değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı olduğunu bildirdi.
Ekşi’nin bu konuyu ele alan soru önergesine verdiği yanıtta Bozdağ, “Diyanet İşleri Başkanlığının Atatürk ve silah arkadaşları ile Kahraman Silahlı Kuvvetler mensuplarımızdan ebediyete intikal edenlerin ruhları için Fatiha okunmasına gerek olmadığına ilişkin bir genelgesi de yoktur, uygulama da yoktur” dedi.
Bozdağ’ın yanıtına ek olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Selamet imzasıyla verilen bilgide, “Cenaze namazı esnasında cenazede bulunan birkaç vatandaş tarafından ‘Atatürk’ü anmıyor musun?’ şeklinde ifadeler kullanılarak tepki gösterildiği, cenaze imamının ise, ‘Henüz tezkiye konuşmasının bitmediği, tezkiye konuşmasının cenaze ile ilgili yapıldığı, konuşması bittikten sonra dua kısmında bu tür konulara yer verildiği’ yönünde açıklamalarda bulunduğu, dua esnasında Atatürk ve silah arkadaşları ile ebediyete intikal etmiş Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının ruhuna Fatiha okunması için vatandaşlara çağrıda bulunduğu, bunun üzerine daha önce tepki gösteren vatandaşlardan bir kısmının imamın yanına gelerek yanlış anlaşılmaktan dolayı özür diledikleri bilgisi edinilmiştir” denildi.
Bozdağ’a soruyu yönelten Oktay Ekşi cevaba ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Ben maalesef Ülkü Adatepe’nin cenaze törenine katılamadım. O nedenle verilen yanıt gerçeği ne kadar yansıtıyor bilmiyorum. Ama benim de katıldığım cenaze namazlarında veya kabristanda yapılan dini törenlerde Atatürk ve silahlı arkadaşlarıyla Silahlı Kuvvetlerimizden ebediyete intikal eden kahramanlarımızın ruhlarına Fatiha okunmasını istemeyen imamlara rastladım. Bunu mahsus mu yapıyorlar, onlara bu topraklar üzerinde İslami esaslara göre dua etme özgürlüğünü, bu ülkeyi düşman istilasından kurtararak bağışlayan Atatürk ve silah arkadaşlarına borçlu olduklarını bilmeyecek kadar cahil yahut idrak edemeyecek kadar bilinçsiz midirler bilemiyorum.
Ben öyleleriyle karşılaşınca sadece münkirliğin (gerçeği inkar etmenin) ve nankörlüğün din adamına yakışmadığını düşünüyorum, yüzlerine acıyarak bakmakla yetiniyorum.”