Dolar 32,3653
Euro 34,9637
Altın 2.325,37
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

NAMAZI İKÂME EDEN, ORUCUNU TUTAN VE İBADETİNİ YAPAN KULLAR ALLAH’IN AHDİ VE EMANETİNDEDİRLER

08/04/2022 07:16
A+
A-

NAMAZI İKÂME EDEN, ORUCUNU TUTAN VE İBADETİNİ YAPAN KULLAR ALLAH’IN AHDİ VE EMANETİNDEDİRLER M GÜNAY
Namazını ikâme (1) eden, Orucunu tutan ve ibadetini yapan kullar Allah’ın ahdi ve emanetindedirler. Yüce Allah ahdinde ve emanetinde olan kullarını her türlü kaza ve belalardan korur, onlara her türlü işlerinde kolaylıklar sağlar:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve hep doğru söz söyleyin ki Allah da işlerinizi ve hallerinizi düzeltsin, günahlarınızı affetsin. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, pek büyük bir mutluluk ve başarıya nail olur” (Ahzab 70,71).
Başta namaz ve oruç olmak üzere ibadetlerini yapan Mü’minler hem dünya hayatında hem de ahiret hayatında birçok iyiliklerle ve hayırlarla mükâfatlandırılırlar ki onlardan bazıları şunlardır:
1. Namazı ikâme eden, orucunu tutan Allah’ın rızasını kazanmış, Allah ve Peygambere itaat etmiş olur. Namaz; ilk defa farz kılınan, ahirette ilk sırada hesabı sorulacak olan, dinin direği ve imanın alâmeti olan bir ibadet olup, amellerin en faziletlisi ve Allah katında en sevimli olanıdır.
“Amellerin en sevimli olanı hangisidir?” Sorusuna Peygamber Efendimiz (sas),
“Vaktinde ikâme edilen namazdır” (Buhari, Mevâkît, 5, I, 134).
“Hangisi daha faziletlidir?” Sorusuna yine:
“Vaktinde ikâme edilen namazdır” cevabını vermiştir (Buhari, Mevâkît, 5, ı, 134.).
“İşin başı İslâm, direkleri namaz, en yüksek noktası ise cihattır” diyen Peygamberimiz, beş vakit namazı ikame eden kimseye Allah’ın cenneti va’d ettiğini ikâme etmeyenlere ise bir va’dinin bulunmadığını bildirmiştir.
Abdurahman b. Avf’ın naklettiği bir hadiste ise Hz. Muhammed (SAV):
“Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gibi günahlarından temizlenmiş olur” buyurmaktadır. (İbn Mace, İkametu’s salâ, 173, İbn Hanbel I, 191,195)
2. Allah’ı anmış oluruz
İbadetlerden maksat Allah’ı anmaktır. Anmanın en güzel yolu ise namazı ikame etmektir.. Yüce Allah, Tâ-hâ suresi 14. Âyette: (…Egımissalâti lizikrî: Beni anmak için namaz ikâme et” buyurmuştur. Her türlü zikir namazda toplanmıştır. Çünkü namaz kılan kimse hem Kur’an okumuş, hem tesbih, hem tekbir, hem de dua etmiş olur.
3. Maddi ve manevi kirlerden temizlenmiş olur.
Sevgili peygamberimiz, beş vakit namazı ikâme eden kimseyi kapısının önünden nehir geçip de günde beş defa o nehirde yıkanan kimseye benzetmiştir:
Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir ırmak olsa ve burada günde beş defa yıkansa bu kimsede hiç kir kalır mı? (ashabın);
“Hayır, hiçbir kir kalmaz” diye cevap vermeleri üzerine,
“İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah, bu sebeple günahları temizler, yok eder” buyurmuştur. (Buhari)
—Resulullah (s.a.v.) Buyuruyor ki
“Namazını ikâme etmek gayesiyle abdest alırken, ellerini yıkayacak kimsenin, suyun ilk damlasıyla ellerinden, yüzünü yıkadığı vakit, kulak ve gözlerinin, ellerini dirseklerine, ayaklarını topuklarına kadar yıkadığı zaman, el ve ayaklarından günahlar birer birer dökülerek kişi anasından doğduğu gibi temizlenir. İkâme edeceği namaz için de Hz. Allah derecesini yükseltir. (Kul namazını bitirdikten sonra) otururken (kul hakkı hariç) günahlarından arınmış bir şekilde oturur” (Ahmet. İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/704).
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphesiz Hz. Allah her namaz vaktinde şöyle seslenir: Ey Âdemoğlu, (yaptığınız kötülüklerin sebebiyle) kendiniz için yakmış olduğunuz ateşlerinizi, namazı ikâme etmekle söndürünüz” (Taberani, İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/678).
Günde beş vakit namazı ikâme eden kimse manevi kirlerden, günahlardan temizlenmekle kalmaz, vücut, elbise ve çevre temizliğine de sahip olmuş olur.
4. Günah ve kötülüklerden korunur.
Ankebut suresi 45. âyette de anlatıldığı gibi: “Çünkü namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.”
Namaz insanda fikir, niyet, kalp ve ruh temizliğine vesile olur, insanın her türlü kötülükten, haramdan, hayâsızlıktan, çirkin söz ve davranışlardan uzak kalmasını sağlar.
Namaz insanı günahlardan arındıran, kötülüklerden alıkoyan, ruhu temizleyip kalbi aydınlatan bir ibadettir. Yüce rabbimiz şöyle buyurmaktadır.” (Ey Muhammed!) kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı ikâme et, çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alı kor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir” (Ankebut/45).
Mearic suresinde 21. ve 22. âyetler arasında cehennem ve cehennemliklerin özelliklerinden söz edilirken 22. ayetten 36. ayete kadar namazı ikâme edenlerin etmeyenlere göre olan farklarından ve namazı ikâme etmekle kazanmış olduğu ahlâki özellikler anlatılır:
“Ancak, namazı ikâme edenler öyle değildir. Onlar (güzel huy sahibi olarak) namaza devamlıdırlar. (Hiçbir meşguliyet kendilerini namazdan alıkoyamaz.). Onlar (bilirler) ki gerek dilenen, gerekse (utancından istemeyip) mahrum kalan (fakire vermek) için, mallarında belli bir hak vardır. [krş. 16/71] Onlar (o namazı ikâme edenler) hesap gününü tasdik ederler. Onlar, Rablerinin azabından korkarlar. Çünkü Rablerinin azabına (karşı) güven içinde olmuş değillerdir. Onlar edep yerlerini, eşleri ve ellerinin (altında) mâlik oldukları (cariyeleri) dışında herkesten koruyanlardır. Şüphesiz ki onlar (bundan dolayı) kınanmazlar. Ama bundan ötesini arayanlar ise, işte onlar haddi aşanların ta kendileridir. Onlar, emanetlerini ve ahitlerini gözetenlerdir. Onlar, şâhitliklerini dosdoğru yapanlardır. Onlar namazlarını (şartlarına ve gayesine uymakla) muhafaza edenlerdir. İşte bunlar cennetlerde ikram olunurlar (Mearic 70;22–35) (Feyzu’l Kur’an, H. T. Feyizli meali) (2).
Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Nice oruç tutanlar vardır ki onların oruçtan nasipleri sadece aç (ve susuz) kalmalarıdır. Nice geceleri namaza kalkanlar vardır ki onların namazdan nasipleri uykusuz kalmaktır” (İbni Mace). Bu bakımdan namaz ibadetini yerine getirmekle beraber İslam’ın yasakladığı kötü huy ve alışkanlıklardan uzaklaşmamız ve ahlakımızı güzelleştirmemiz gerekir.
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kılmakta olduğu namazlar yaptığı kötülüklerini bile bıraktıramıyorsa (yani ikâme edilmiyorsa) , o kimse devamlı Allah’dan uzaklaşır” (Taberani. İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/744). Bu bakımdan namaz ibadetini yerine getiren kimse ahlakını güzelleştirmek için gayret etmelidir.
6.Kibir ve gururdan kurtulur
Rükû ve secde eden insan, yaratılmış bir kul olduğunu, acizliğini ve Allah’ın büyüklüğünü daima hatırlar, kibir ve gurur terk eder. Namaz sayesinde kibir ve gurur terk eden insan, diğer insanlara karşı da saygılı olur.
Resulullah (s.a.v.) Buyuruyor ki
“İnsanoğlu secde ayetini okuyup secdeye vardığında, şeytan ağlayarak kaçarken şöyle der:
“Bana yazıklar olsun, Âdemoğlu secdeye emir edilir edilmez hemen secdeye kapanıp, böylece cennete girmeyi hak etti. Ben secde etmeye emrolundum (fakat secde etmeyerek bilakis ) isyan ederek cehenneme girmeyi hak ettim” (Ebu Hüreyre. İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/716).
7.İlâhi murâkabe (kontrol) altında olduğunun farkında olur ve kendini kontrol eder.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor:
“Gece ve gündüz melekler sizi takip ederler. Sabah ve ikindi namazlarında toplanırlar. Sonra sizinle geceleyen melekler, ilâhi huzura çıkarlar. Rab’leri onlara –onları en iyi bir şekilde bildiği halde- kullarımı nasıl terk ettiniz? Diye sorar. Melekler, “onları namazı ikâme ederken terk ettik ve namazı ikâme ederken bulduk” cevabını verirler” demiştir (Buhari, Mevâkît, 16, 1, 139).
Namazda “Ancak sana ibadet ve kulluk eder ve ancak senden yardım dileriz” diye Allah’a söz veren ve taahhütte bulunan insan bu taahhüdüne bağlı kalmak için azami çaba sarf eder.
8.Namaz kusurların ve günahların bağışlanmasına vesile olur.
Peygamber Efendi’miz bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:
“Beş vakit namaz ve Cuma namazı diğer Cuma namazına kadar büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde aralarında işlenen küçük günahlara kefârettir” (Müslim, Tahâret, 16, I, 209; Ahmed, Iı, 229).
9. Namaz, temizlik, vaktimizi düzene koymak, haramlardan uzaklaştırmak, güzel huy ve alışkanlıklar kazandırmak gibi özellikleri ile bizim bedenen ve ruhen sağlıklı ve dengeli bir insan olmamızı da sağlar.

Ramazan orucunun farz kılınmasında ki hikmet de günahlardan korunmaktır. Bu durum Bakara Suresi 183. ayette şu şekilde ifade edilir:
“Ey iman edenler; Sizden öncekilere olduğu gibi, size de günahlardan korunasınız (müttaki /takva ehli olasınız) diye, oruç tutmak farz kılınmıştır…” Bu ayet ile orucun Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar bütün insanlara farz kılındığı belirtilmektedir.
Savm ve Sıyam “ sözcükleri ise Arapçada “ lüksten, şatafattan, israftan uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek “ anlamlarına gelir.
Oruç, nefsimizin istek ve arzularından kendi irademizle uzak durmamızdan dolayı bir yönüyle irade eğitimine, açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntıya katlanmak yönüyle de sabır eğitimine dönüşmektedir.
Toplumsal hayatta görülen taşkınlık ve huzursuzlukların yönü nefsimizin esiri olmaktan maddi zevk ve şehvetler peşinde koşmaktan kaynaklanmaktadır. Bu bakımdan oruç insanın hem kendisine hem de başkalarına zulmetmesine neden olan nefsi emmareyi teskin etmenin de bir ilacı, aşırılıkları törpülemenin bir çaresidir.
Oruç özet olarak: İradeyi kuvvetlendirir, dayanma gücünü artırır. Nefsi terbiye edip, disiplin altına alır. Sıkıntı ve açlığa katlanma alışkanlığı doğurur ve geliştirir. Fakir ve muhtaçları, aç ve perişan durumda olanları hatırlatır, onlara ilgi duyma ve yardımlaşma, dayanışma bilincini geliştirir. Hayatın yeme, içme ve benzeri ihtiyaçları yerine getirmekten ibaret olmadığını, insanın daha yüksek amaçlar için yaratıldığını, yaratılış gayesini ve hikmetini öğrenmesine vesile olur. Toplu kılınan namazlar ve yapılan iftarlarla toplumun birlik ve beraberliğine vesile olur.

DİP NOTLAR:
1- Namaz kılmak ile Namazı ikâme etmek farklı şeylerdir. Yüce Allah bize “Egımıssalat” Namazı ikâme edin diye emreder. Bu emir 32 ayette “egımissalate ve etuzzekat” zekat ile birlikte geçer, “Namazı ıkame et, zekatın ı ver..” Demek ki Namazın ikame şartlarından birisi malının zekâtını vermektir. Zekâtını vermeyenin namazı ikame edilmiş olmaz. Çünkü Namaz Allah hakkı, zekât kul hakkıdır. Zekâtını vermeyen kul hakkı ve haram yemiş olur. Ayrıca kendisine Allah tarafından emanet olarak verilmiş olan mala mülke (emanete) ihanet etmiş olur. Ayrıca Namazın ikame edilmiş olması için cemaat olunması ve birlik dayanışma ve yardımlaşma davranışlarını oluşturması, kişinin namazı ile yaşantısının, aile hayatının, ticari hayatının siyasi hayatının uyumlu olması lazımdır. Namazı ile ahlaki yaşantısı uyumlu olmayanların kıldıkları namaz, ikame edilmemiş olur ve Maun suresinde olduğu gibi “Yazıklar olsun o namaz kılanlara” diye ayrıca kınanır.
2-Yukarıda mealini verdiğimiz Ankebut suresi, 45 ve Mearic suresi, 22–35. Ayetlerde Namazın ikâme şartları sıralanmıştır.