MHP’li Yaşar Yıldırım: Bağımsızlığın ve gücün yolu milli buğday, silah ve enerjiden geçiyor
MHP’li Yaşar Yıldırım: Bağımsızlığın ve gücün yolu milli buğday, silah ve enerjiden geçiyor
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, TBMM’de yaptığı konuşmada bağımsızlığın, egemenliğin ve gücün üç stratejik ürün olarak tanımladığı buğday, silah ve enerjiden geçtiğini belirtti ve Türkiye’nin bu alanlardaki gelişimini anlattı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin 7. maddesi üzerine MHP Grubu adına konuşma yaptı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, bağımsızlığın teminatı olarak buğday, silah ve enerji üretiminin önemine dikkat çekerek taşeron işçilere kadro çağrısında bulundu.
TAŞERON İŞÇİLER İÇİN KADRO ÇAĞRISI
MHP’li Yıldırım’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
“Karayolları taşeron işçilerinin, vekil imamların ve fahri Kur’an kursu öğreticilerinin bir an evvel kadroya geçmesini temenni ediyoruz ve istiyoruz.”
BAĞIMSIZLIĞIN TEMELİ: BUĞDAY, SİLAH, ENERJİ
Yaşar Yıldırım, bir ülkenin bağımsızlığının temel unsurlarını üç stratejik ürünle tanımladı: Buğday, silah ve enerji. Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
“Buğday, silah ve enerji üretmeyen bir ülkenin bağımsızlığından, egemenliğinden ve gücünden söz edilemez. Hangi ülke olursa olsun, hangi yönetim biçimi olursa olsun, hangi devlet olursa olsun 3 tane stratejik ürünü kendi üretmediği müddetçe bağımsızlığından, egemenliğinden ve gücünden söz edilemez. Nedir bu 3 stratejik ürün? Birincisi buğdaydır, ikincisi silahtır, üçüncüsü enerjidir.
BUĞDAY EN ÖNEMLİ STRATEJİK ÜRÜN
Buğdayın önemine dikkat çeken MHP’li Yıldırım, “her hâlükârda buğdayınızı üreteceksiniz, kimseye muhtaç olmayacaksınız” diyerek açıklamasında şunları ifade etti:
“Buğdayınız yoksa ekmeğiniz yok demektir. Elmanız, armudunuz olur ama ekmek olmadığı müddetçe bir ülkenin insanının ayakta kalması mümkün değil. Geçtiğimiz yıllarda, günlerde hep gördük. Buğday nerede? Karadeniz’de. Buğdaya ihtiyacı olanlar nerede? Dışarıda. Putin’in insafına kaldı bütün dünya, Putin isterse verdi buğdayı, isterse vermedi. Paran var mı? Var. Alabildin mi? Alamadın. Avrupalı buğdayı parasıyla alabildi mi? Alamadı. Sayın Cumhurbaşkanımız araya girdi, buğday yolunu açtı. Afrika’da aç olanlar parası olmasa da buğday alamadı. Buğday en önemli stratejik ürün. Hangi iktidar, hangi ülke, hangi devlet olursa olsun buğdayı üretmek mecburiyetindedir.”
İTHAL EDİLEN BUĞDAY TİCARET İÇİN
Buğday üretiminde eksiğimiz yok fazlamız var diyen Yıldırım, ithal edilen buğdayın ise ticaret amaçlı olduğunu belirterek şunları dile getirdi:
“Buğdayda eksiğimiz yok, buğdayda yüzde 102 fazlamız var. Ha, denir ki: “Efendim, buğday ithal ediyorsunuz.” Un yapmak ve satmak, makarna yapmak, satmak, ticaret için buğday ithal ediyoruz. Şimdi, bu iktidarın, Cumhur İttifakı’nın iktidarının en büyük başarılarından biri de nedir? Buğdayımızı kendimiz üretiyoruz, kimseye eyvallahımız yok, onun bunun insafına kalmış değiliz.”
SİLAH STRATEJİK BİR GÜÇ UNSURUDUR
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, savunma sanayisinin Türkiye’nin bağımsızlığı için kritik bir öneme sahip olduğunu belirterek, silahın stratejik ürünler arasında çok önemli yeri olduğunu ifade etti.
“SİLAHINIZ YOKSA BAŞKASININ İNSAFINA KALIRSINIZ”
Stratejik ürünler arasında gösterdiği silahın bir ülke için kritik önemini vurgulayan Yıldırım, tarihsel bir perspektif sunarak Selçuklu Devleti’nin askeri başarısına dikkat çekti ve Ukrayna örneği üzerinden silah üretiminin önemini vurguladı:
“Silahı olmayan ülkelerin kaderi başkalarının insafına kalır. Ukrayna, dünyadaki en müreffeh toplumlardan biriyken, silahsızlık nedeniyle Rusya’nın işgaline uğradı. Almanya, Fransa veya ABD’den gelen silahlarla savaşmaya çalışıyorlar. Sonuç? 5 milyon mülteci, toprak kaybı ve yerinden edilen milyonlar.”
“SAVUNMA SANAYİNDE YERLİ ÜRETİM YÜZDE 80’İ AŞTI”
Cumhur İttifakı’nın savunma sanayi alanında önemli başarılara imza attığını ifade eden Yıldırım, yerli silah üretiminde gelinen noktayı şu sözlerle anlattı:
“Bugün Türkiye, savunma sanayisinde yüzde 80’in üzerinde yerli üretime ulaştı. Silah ihraç eden ülkeler arasında 11. sıradayız ve kendi ürettiğimiz en güçlü silahları ordumuzun emrine verdik.”
Yıldırım, F-35 programından çıkarılan Türkiye’nin karşılaştığı zorlukları hatırlatarak, “Kimse savaş uçağı satmaz. Paramız olsa da satmadılar. Ama biz KAAN savaş uçağını ürettik ve testlerini başarıyla tamamladık. Şimdi seri üretim aşamasına geçiyoruz.” dedi.
“KAAN’IN BAŞARISI MÜHENDİSLERİN FEDAKARLIĞINI GÖSTERİYOR”
Yıldırım, KAAN savaş uçağının test sürecinde yaşanan duygusal anlara değinerek, yerli mühendislerin azmine vurgu yaptı:
“KAAN yere indiğinde binlerce mühendisimiz gözyaşlarıyla koşuyordu. Bu insanlar parayla değil, ülke sevgisiyle bu başarıyı elde etti. Dördüncü nesil savaş uçağımızı ürettik ve düşürmeden indirdik.”
“SAVUNMA SANAYİSİ TİCARET VE SİYASETİN TEMELİDİR”
Savunma sanayisinin yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda ekonomik ve siyasi bağımsızlık için de kritik olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Güvenlik olmadan ticaret olmaz, siyaset olmaz, hatta ibadet bile olmaz. Yanı başımızda Suriye, öbür tarafta Ukrayna var. Orta Doğu’da ayakta kalmak için güçlü olmak şart. Günlük siyaset değil, asırlara uzanan politikalarla ülkenin geleceğini sağlam temellere oturtmalıyız.”
“SAVUNMA SANAYİİ EN BÜYÜK BAŞARILARILARIMIZDAN BİRİ”
Yıldırım, savunma sanayisinde sağlanan ilerlemeyi Cumhur İttifakı’nın en büyük başarılarından biri olarak nitelendirerek, “Dünyanın sayılı İHA’ları, SİHA’ları ve hava savunma sistemlerini ürettik. Güçlü bir savunma sanayimiz var. Bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ederiz.” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, enerji sektöründeki yatırımların Türkiye’nin bağımsızlığı açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirterek, enerji üretiminde millî kaynakların kullanılmasının zorunluluk olduğunu vurguladı.
“ENERJİ SORUNUNU MİLLÎ KAYNAKLARLA ÇÖZMELİYİZ”
Türkiye’nin enerji ihtiyacının yıllardır ithalatla karşılandığını hatırlatan Yıldırım, bu durumun ekonomiye olan etkisini şu sözlerle anlattı:
“Geçen yıl enerjiye 69 milyar dolar harcadık, altına ise 30 milyar dolar verdik. Toplamda ihracatımızın yarısına yakınını enerji ve altına ödüyoruz. Savaşla birlikte enerji fiyatları daha da yükseldi. Bu nedenle enerjiyi kendimiz üretmek mecburiyetindeyiz.”
“NÜKLEER VE HİDROKARBON YATIRIMLARIYLA BAĞIMSIZLIĞA DOĞRU”
Enerji konusuna ayrıca dikkat çeken Yıldırım, ülkenin bağımsızlığı için enerji üretiminin şart olduğunu söyledi: Yıldırım, Türkiye’nin enerji yatırımlarındaki ilerlemelerine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bugüne kadar yapılmamış nükleer enerji santrali yapılıyor mu? Yapılıyor. Dünyanın en önemli filolarından biri Türkiye’de mi? Türkiye’de. Aldık, 4 tane sondaj, 2 tane sismik araştırma. Akdeniz’de Libya’yla Deniz Yetki Anlaşması imzaladık, hidrokarbon yataklarımızı kimseye vermiyoruz. Karadeniz’de 710 milyar metreküpe yakın bir keşif yapıldı ve keşifler devam ediyor. Bir taraftan da yenilenebilir enerjiyle ilgili gerekli yatırımlar yapılıyor. Her geçen gün millî enerjinin, her geçen gün kendi ürettiğimiz enerjinin miktarı yükselmekte, enerji problemini de hâllediyoruz.
“ENERJİDE KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYACAĞIZ”
Enerji üretiminde dışa bağımlılığın azaltılmasının bir güvenlik meselesi olduğunu belirten ve “Enerjide de hiç kimseye muhtaç olmayacaksınız” diyen Yıldırım, “Avrupa’da yaşanan enerji krizini hatırlatarak şöyle dedi:
“Geçtiğimiz yıllarda hep beraber gördük, ne oldu? Almanya’ya vermedi Putin gazı, Fransa’ya vermedi. Almanlar ne yaptı? 18 dereceye ayarladı odalarını. Islak bezle banyo yapmalarını ve temizlenmelerini tavsiye ediyorum. Kilitledi kaldı. Almanya’nın parası yok mu, Fransa’nın parası yok mu? Para, para etmedi, paranın para etmeyeceğini gördük, onun için de enerjimizi kendimiz üretmek mecburiyetindeyiz.”
BAĞIMSIZLIĞIN VE GÜCÜN SEMBOLÜ
Yaşar Yıldırım, Cumhur İttifakı’nın buğday, silah ve enerji alanlarındaki başarılarının ülkenin bağımsızlığı ve gücünün sembolü olduğunu belirtti. Yıldırım, şu sözlerle bağladı: “Geldiğimiz nokta itibarıyla da önümüz açıktır. Yani bu 3 stratejik ürünü Cumhur İttifakı kendi imkânlarıyla millî bir şekilde üretmiştir, üretmeye devam ediyor. Bu nedir? Bu bağımsızlığın sembolüdür, bu gücün sembolüdür.”
“TÜRKİYE İSLAM ALEMİNİN UMUDUDUR”
Bağımsızlığın ve gücün aynı zamanda stratejik bir gereklilik olduğunu söyleyen Yıldırım, bağımsızlığın güçten geçtiğini şu ifadelerle dile getirdi:
“Dünyada hak, maalesef haklının değil, güçlünündür. İsrail’in hakkı olmadığı halde zulmetmesinin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin nedeni güçleridir. O zaman güçlü olacaksınız. Türkiye sadece, efendim, Türk milletinin devleti, ülkesi değildir, Türkiye İslam aleminin umududur. Türkiye Ümmeti Muhammed’in son sığındığı limandır, onun için güçlü olmak mecburiyetindeyiz.
“TÜRKİYE DÜNYADA GÜCÜNÜ İSPATLAMIŞTIR”
Yıldırım, Türkiye’nin gücünü dünyaya kanıtladığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Elmamız armudumuz olmaz, ufak tefek eksiğimiz olur, bir gün soğan ekmek yeriz, bir gün et ile ekmek yeriz ama evimiz güvende olmalı, ülkemiz güvende olmalı. Hiç kimse gelip de bizim ülkemizi işgal etmeye yeltenmemeli, buna cesaret edememeli. Bugün Türkiye dünyada gücünü ispatlamıştır. Dünyanın büyüğü, küçüğü de Türkiye’nin gücünü tescil etmekte, bu hususta da açıkça deklare etmektedir.”
Kaynak: Türkgün