REHİNELERİN İADESİ ŞOV PLANI YÜZÜNDEN Mİ İPTAL OLDU?

AKP zihniyetinin siyasi sonuç almak için feda edemeyeceği istisnasız hiçbir değerin bulunmadığı artık bir iddia olmanın dışına çıkmış, bütün dünyanın ibretle izlediği değişmez bir gerçeğe dönüşmüştür. Yüzlerce, hatta belki binlerce örnek gösterebiliriz. Aday Erdoğan’ın her hangi bir konuşmasını dinlemek, ne kadar haklı olduğumuzu anlamak için fazlasıyla yeterlidir.
Gittikçe yalnızlaşıyoruz
Bebek katiliyle masa kurduklarını itiraf etmiş, sonra da dönmüş, “görüştüğümüzü söyleyen şerefsizdir” diyerek, yaptıklarının ne olduğunu yine kendileri sıfatlandırmışlardır. Şanlı bayrağımızın, hem de bir askeri birliğin direğinden indirilmesine yol vermiş, arkasından hiç sıkılmadan bayrak istismarı ile oy toplamaya yeltenmişlerdir. Kur’an ayetleri ile dalga geçenler de bunlardır, mukaddes kitabımızı seçim meydanlarında ellerin alıp sallayanda bu zihniyettir. İnsanların doğum yerlerinden inançlarına, etnik kökenlerinden mezheplerine kadar kaşımadıkları, istismar etmedikleri hiçbir değer kalmamıştır, ama bu sicile rağmen dönüp büyük bir pişkinlikle demokrasi ve özgürlük nutukları atmaktan da geri durmamışlardır. Totaliter rejimlerde ne varsa, tamamının tipik özelliklerini bu zihniyetin uygulamalarında da görebilirsiniz. Onun için bütün dünya artık bu zihniyetti ciddiye dahi almıyor ve uzak durma gereği hissediyor. Onun için gittikçe yalnızlaşıyor, içe kapanıyor ve itibarsızlaşıyoruz. Bu tablo aday Erdoğan’ın seçilmesi durumunda nerelere sürükleneceğimizin, başımıza neler geleceğinin de habercisidir.
Çarpıcı iddialar
İstismarın bir başka çarpıcı ve bedel ödeten bir örneğini daha paylaşmak istiyorum. Dünkü yazımda da bahsetmiştim. BengüTürk Televizyonumuzda DSP Genel Başkanı Masum Türker ile bir programa katıldık, çok çarpıcı ve sadece bir tanesi bile demokrasinin zerresinin olduğu ülkelerde yeri yerinden oynatacak iddialar ortaya attı. Bunlardan nankörlüğün zirvesi olan ve rahmetli Erbakan’ın Tayyipgiller tarafından nasıl ihanete uğradığını ortaya koyan iddiayı, dünkü yazımızda paylaşmıştık. Bugün başka ibret veren iddiaları paylaşacağız. Bunlardan bir tanesi, şu anda Kuzey Irak’da görülmemiş bir vahşet sergileyerek ilerleyen ve neredeyse sınırımıza dayanan IŞİD’in, elindeki konsolosluk görevlilerimizle ilgilidir.
Şoförlerimizle birlikte serbest bırakılacaklardı
Malum olduğu üzere IŞİD sadece Musul Konsolosluğumuzu basarak 49 görevliyi rehin almakla yetinmemiş, bölgede ekmeğini kazanmaya çabalayan şoförlerimizi de TIR kamyonlarıyla birlikte ele geçirmişti. Bu şoför kardeşlerimiz bir süre sonra serbest bırakıldılar. İşte sayın Türker’in çok çarpıcı iddiası da tam bu noktadadır. Konsolosluk görevlilerinin de şoförlerimizle birlikte bırakılacağını, ancak AKP’nin şov yapabilmek için “daha sonra bırakın” diyerek, bunu ertelediğini söylüyor.
Nitekim, program önceden hazırlanmış. Şoförlerimizi alması için bir uçak gönderilmiş. Uçak Ankara’ya inecek, bazı bakanlar kalabalık eşliğinde gelenleri karşılayacak ve aday Erdoğan, Balıkesir mitinginde bu durumu kullanıp bir kahramanlık şovu yapacaktı. Ancak, şoför kardeşlerimiz uçağı binmeyi reddedip, kendi evlerine dönmek isteyince şov planları ellerinde patlamış. Daha sonraki gelişmelere bağlı olarak IŞİD’in Konsolosluk görevlilerini serbest bırakmaktan vazgeçmesiyle ikinci şov planı da suya düşmüş ve olan rehinelere ve onların yolunu bekleyen ailelerine olmuş.
İhbarı İnterpol mü yaptı?
17-25 Aralık operasyonlarının ihbarının doğrudan İnterpol tarafından yapıldığı ve savcıların bu ihbar üzerine harekete geçtiği; Adana’da durdurulan ve yine aday Erdoğan’ın seçim meydanlarında istismar ettiği TIR’larda altın, dolar ve silah bulunduğu, sayın Türker’in diğer iddialarıdır. Program canlı yayınlandığı ve aradan 3 gün geçtiği halde, hiçbir itirazın gelmemiş olması iddiaların doğru olduğunu gösteriyor. Bütün bunlar insan hayatının ve ülke itibarının özel hesaplar için nasıl kullanıldığının ve AKP için nasıl istismar malzemesi yapıldığının tarihe geçen örnekleridir.
Yeni Türkiye !
Türkiye yarın bir seçim yapacaktır. Bu seçim sadece ülkenin Cumhurbaşkanını belirlemeyecektir.Kurulan bu yalan, talan ve ihanet düzeninin devam edip etmeyeceğine karar verilecektir. Aday Erdoğan’ın seçilmesi demek, zaten bölünmenin eşiğine getirilmiş olan ülkenin tamamen elden çıkması, evlerde saklanan ve sıfırlanması için talimat verilen milyar dolarların bu defa Çankaya köşkünde istiflenmesi, milletin anasına küfredenlerin tamamen zıvanadan çıkması demektir. BOP yolunda Obama’nın eline sopa alarak ayar verdiği bir zihniyetin bizi getirdiği yer, dışlanan, itibarsızlaştırılan ve yalnızlaşan bir Türkiye’dir. İşte bunun adına da “Yeni Türkiye” diyorlar. Gerçekten de bir yenilik vardır. İhanetin, yalanın, talanın, istismarın bu kadar ileri gidebilmesi tarihte hiç görülmemiştir ve bu yeni bir durumdur.
Sayın İhsanoğlu son şanstır
Türk milleti bu vahamete, bu rezalete, bu yalnızlığa, bu belirsizliğe daha fazla izin veremez, vermemelidir. Türkiye’yi dünyada daha fazla itibarsızlaştırmaya, daha fazla rezil etmeye, daha fazla hırpalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu tek ve son çıkış kapısıdır. Birikimi, eğitimi, vizyonu, geçmişi, duruşu, dürüstlüğü, milli devletten, bölünmez bütünlükten yana olması, bütün dünyada saygıyla karşılanan bir isme sahip bulunması bir fırsattır. Sayın İhsanoğlu’nu seçmek hem bu karanlık döneme bir son verecektir, hem de ülkenin yeniden silkinip ayağa kalkması ve bütün dünyada saygın hale gelecektir. Sayın İhsanoğlu’na oy vermek bir tercih olmanın çok ötesinde, akıl, vicdan, iman, ülke, millet ve bayrak sevgisi taşıyan herkes için, bir vatan görevidir.