Dolar 32,3854
Euro 35,0481
Altın 2.326,29
BİST 9.078,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

MADDE BAĞIMLILIĞI- UYUŞTURUCU

16/11/2014 13:05 | Son Güncellenme: 16/11/2014 16:19
A+
A-

Bugün Türkiye’de binlerce genç uyuşturucu batağında. Onları kurtarmak ve yeni gençlerin de bu tuzağa düşmemeleri için alınması gereken tedbirler olmalı.
Kırmızı ışıkta beklerken kağıt mendil uzatan bir çocuğa kayıtsız kalamıyoruz. Sokakta çalıştırılan çocuklar için üzülüyor, ailelerine kızıyoruz. Tinerci, balici diye etiketleyip kendimizden uzaklaştırdığımız uyuşturucu ve uçucu madde bağımlısı gençlerden sadece kaçıyoruz. Aslında onları görmezden gelip unutmaya çalışırken kendi çocuklarımızın da geleceğini ihmal ediyoruz. Çocukları sokağa düşmekten ve madde bağımlılığından koruma sorumluluğu sadece anne babalara değil birey olarak toplumdaki herkese ait olmali.
Madde bağımlılığına başlamanın, merak, arkadaş grubunun yönlendirmesi, çocukların arkadaşlarına hayır diyememesi birçok nedeni var. Çocuğun arkadaşları tarafından sürekli kullanılması ya da çocuğun örtülü bir depresyon geçirmesi, aile içi sorunlar, aile içerisinde anne ya da babadan birinin madde bağımlısı olması, alkol bağımlısı olması çocuğun madde bağımlılığında bir etkendir. Bu nedenlerin hepsi ya da sadece biri bile çocuğun yönlenmesinde etkilidir. Madde kullanmayı özellikle çocuğun modelleme ile ilişkisine bağlayabiliriz. Çocuk ya arkadaşından birini ya da anne babasından birisini model alır. Çocuğun çevresinde ve ailesinde böyle modeller varsa, maddeye yönelme riski çok daha yüksektir. Ailede sigara içen ebeveynin olması, çocuğu sigara bağımlılığına yatkın hale getiren en etkin sebeplerden birisidir.
Çocuk ailede bulamadığı ilgiyi, desteği, sokakta arkadaş grupları içerisinde sağlamaya çalışır, arkadaş grupları içinde onay görür, takdir görür. Dolayısıyla çocuk sokakta yaşamayı alışkanlık haline getirir. Sokak onun bir parçası olur. Sokakta bir kimlik, güç kazanır. Bu durum, özellikle ergenlik döneminde bağımsızlaşma, gelişim sürecinde çok iyi gelir çocuğa. Aile içinde onay görmeyen, takdir görmeyen, bağımsızlaşma süreci desteklenmeyen çocuk, yani otoriteyle, baskıyla ya da koruyucu anne-baba tutumları ile bastırılan çocuk, sokakta arkadaş grubu içerisinde güçlenir, kişilik ve kimlik kazanır, bağımsızlık kazanır ve bu çocuğun sokakta yaşama, sokağa bağımlı olma sürecini artırır. Çocuk artık aileden koparak sokak kültürünün bir parçası haline gelir. Burada her türlü manipülatif etkiler, arkadaş etkisi, çıkar gruplarının etkisi, merak ve ilgi çocuğu madde kullanmaya yöneltir ve çocuk madde bağımlısı haline gelir. Madde kullanan çocuklar arasında tiner, bali, esrar, kokain, ecstasy, karışık maddeler hatta eroine kadar kullananlar var. Gençleri ve çocuklarımızı tehdit eden bir unsur. Bunun tabii sonucu olarak, kapkaç olayları, çocukların hırsızlık olaylarında kullanılması, çocuklara tecavüz, fiziksel şiddet, duygusal şiddet gibi arka planları da ortaya çıkıyor.
Bugün özellikle büyük şehirlerde madde bağımlılığının artmasının sosyolojik bir altyapısı var. Doğu ve Güneydoğu’dan gerek terör olayları gerek ekonomik nedenlerle göç eden aileler, başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde varoş bölgeler oluşturdu. İnsanlar şehir hayatına, şehrin getirdiği zorluklara karşı uyum sağlamada sorun yaşadılar. Ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan uyum güçlükleri yaşandı. Bu durumdan en çok çocuklar etkilendi. Çocuklar yeterli sağlıklı gıda alamadılar, yeterli eğitim alamadılar, sosyal ve psikolojik açılardan anne-baba desteği alamadılar.
İşsizlik sorunu ve ekonomik güçsüzlük ile birlikte bu çocuklar sokağa itildi. Sokak kültürünün, alt kültürün, çeteleşmelerin, gruplaşmaların, mafya tipi örgütlenmelerin içine itildiler. Bu yüzden ilköğretim okullarına kadar madde kullanımı indi.
Güçlü bir toplumsal yapıda çocuğun uyuşturucu ve madde bağımlılığına sapkın davranışlara yönelme riski azalır. Ekonomik, sosyal açıdan hızla değişen bir ülkemiz var. Özellikle ekonomik düzeyi düşük ailelerde yoksulluk, eğitimsizlik, iç göç hızının kırsaldan şehre doğru hızla artması, toplumsal yapıda ciddi değişimlere yol açıyor. İnsanlar eğitilmediği, ekonomik sorunları çözülmediği, işsizlik çözülmediği zaman ortaya çıkan zor durumdan en çok etkilenen de çocuklar oluyor.
Ülkemizde madde bağımlılığı sürekli artan bir eğilim içinde. Ülkemizin genel nüfusuna göre oran düşük; ama her geçen yıl madde kullanımı artıyor. Bu konuda ciddi anlamda çalışılması gerekiyor. Sadece kamu kurumlarına, yerel yönetimlere değil, sivil toplum örgütlerine de büyük görevler düşüyor. Mahallemizde, sokaklarda dolaşan kimsesiz çocuklar, anne-babasız çocuklar ya da mendil satan, arabaların camlarını silen çocuklara para vererek, mendil alarak onay veriyoruz, takdir ediyoruz aslında. Bu şekilde davranışlarının pekişmesini sağlıyoruz. Böylece çocuğun sokağa itilmesini güçlendiriyoruz ve madde bağımlısı olma riskini arttırıyoruz. Toplumumuz, bu alanda hizmet veren kuruluşları bilmeli. Sosyal Hizmetler il müdürlükleri, Emniyet’teki Küçükleri Koruma şube müdürlükleri’ni bilmeli. O çocuklara yardım etmek isteyen herkes bu kuruluşları harekete geçirmek ve işbirliği yapmalarını sağlamak zorundadır.
Toplumu bilinçlendirme yardımı en önemli faaliyettir. Herkes kendi çözümünü kendi üretmeli. Yanlışlar karşısında organize olup bilinçli hareket edilmeli. Bir kişi tek başına sorunu çözemez ama sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşa çalışılırsa güçlü adımlar atılabilir.
Sevgi ve sağlıkla…
Uzm. Psk. Didem Danış