KILIÇDAROĞLU: SEN SAVCI DEĞİL, HIRSIZLARIN AVUKATISIN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına takipsizlik kararı veren savcıya tepki gösterdi. “Ne o savcıyı ne o dosyayı unutmayacağız.” diyen Kılıçdaroğlu, “Hırsızların dibine çöküp savcıyım diyeceksin. Sen savcı değil, sen hırsızların avukatısın. Biz bunu affetmeyeceğiz.” dedi.

Parti Meclisi (PM) öncesi açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, muhalefetin susmasının istendiğini, böylece demokraside yeni bir evreye gelmiş olunacağını ifade etti. “Böyle herkesin sustuğu, iktidarın konuştuğu bir dönem. Bunun adı demokrasi değil; farklı bir anlayıştır. Zamanı geldiğinde onu da söyleriz.” diyen Kılıçdaroğlu, “Dış politikada öyle bir noktaya geldik ki BM’da boş sıralara konuştu. Oylama yapılıyor, Türkiye 60 oy alıyor. Ağır bir diplomatik yenilgi, darbedir bu. Neden bize susun diyorlar; millet bunu öğrenmesin. Nede olsa havuz medyaları var. Millete, çocuklara karşı sorumluluğumuz var. Biz huzurlu bir Türkiye istiyoruz, herkesin huzur içinde olduğu bir Türkiye.” diye konuştu.

“ÇÖZÜM SÜRECİNDE ÇUVALLADILAR”

Çözüm sürecinde de çuvalladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Bir iç isyan yaşadık, 40’a yakın vatandaş öldü. Bakanlık koltuğunda oturacaksın, vatandaş öldürmesini dile getireceksin, ‘sorumluluğum yok’ diyeceksin. Sen o koltukta niye oturuyorsun? Sen, yolsuzluk olduğu zaman polisi, hakimi, savcıyı sürüyorsun ama vatandaş ölünce seyirci oluyorsun. Böyle devlet yönetimi olmaz. O bakan o kultukta oturmamalı. ‘Şiddete misliyle karşılık verilecek’ ne demektir. Almanya’ya baksınlar, aynı süreci Türkiye’ye yaşatmak istiyorlar. Devlet şiddetle değil, akıl, irfan, bilgiyle yönetilir. Biz muhalefet olarak sağduyu çağrısı yapıyoruz; onlar şiddet çağrısı yapıyor. İşler tam tersine dönmüş. Biz ülkemizi insanımızı sevdiğimiz için sağduyu çağrısı yapıyoruz. Bizim gizli ajandamız yok. Olaylar büyüdü, önleyemediler, alanlara asker çıktı yine önleyemediler. Çünkü devlet akılla yönetilmiyordu. Koşa koşa İmralı’ya gittilar, Abdullah Öcalan’ yalvardılar yakardılar, olaylar bitti. Bunu nasıl içinize sindirirsiniz? Böyle bir devlet yönetim anlayışı olabilir mi? Ben buna itiraz etmeyecek konuşmayacaksam kim konuşacak? Önce sen sus, aklını başına al, devleti yönet. Yönetmiyorsan o koltuğu bırak.” şeklinde konuştu.

Fazıl Say’a yasak getirildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Akıl var, mantık var; hangi demokratik ülkede santçıya yasak getiren bir ülke çıkabilir mi? Hangi gerekçeyle yasak getiriyorsunuz? Silahı mı var, molotof mu aldı, yüzünü mü kapattı? O piyano çalıyor, onlar başka şey çalıyor. Çalma anlayışları farklı.” ifadelerini kullandı.

Hak-İş’te bir sanatçıya yumruk atıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Davutoğlu sen bu millletin ortak vicdanı değil, ortak yumruğu da olamazsın. Gözün önünde şiddete maruz kalıyor, nasıl buna tahammül ediyorsun.” dedi.

“DAVUTOĞLU BYPAS EDİLDİ”

Parlamentoya neden yasanın tasarı değil teklif olarak geldiğini soran Kılıçdaroğlu, “Tasarı olsa Bakanlar Kurulunda görüşülürdü. Davutoğlu’nun abisi dedi salı güne gelecek, salı güne geldi. Almanya Führer’e doğru bir kayış var. Aynı süreci yaşıyoruz. Davutoğlu baypas edildi, teklif verilde AKP milletvekilleriyle. Kuvvetli şüpheyi makul şüpheye dönüştürüyor, geriye dönüyorlar. Bütün işverenlerin beni dikkatle dinlemesini isterim. Başınıza gelecekleri ben şimdiden söyleyeyim. Taşınmazlara el koymayı kolaylaştırıyorlar. Dava dosyası görüşülürken mağdurun avukatına hakim isterse göstermeyecek. Bu mudur demokrasi? Bunun adı adil düzen, ileri demokrasi olacak. Senin güvencen hukuk olmalı ama kalmadı. Böyle bir sürecin içindeyiz.”

Parlamentoya gelen yolsuzluk dosyasında bunun tipik bir örneğinin görüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, “Milletvekillerine fotokopi verilmiyor ama bakanların avukatlarına blok olarak veriliyor. Onlara her türlü kolaylık sağlanıyor ama milletvekillerine sağlanmıyor. Vatandaşlar vicdanlarıyla düşünsün doğrusu hangisi?” ifadelerini kullandı.

“HANGİ CUMHURİYETİ KUTLAYACAKSINIZ? ERDOĞAN’IN DİZİNİN DİBİNE ÇÖKENLERİ TARİH AFFETMEYECEK”

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına da değinen Kılıçdaroğlu, “AK saraya gitmeyin kirlenmeyin dedim. O bina vatandaşın alın teri vergileriyle yapıldı, kaçak bina. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı kaçak binada oturur mu? Cumhuriyeti kutlayacaklarmış. Hangi Cumhuriyeti? Alın teri gözyaşı ile kurulan Cumhuriyeti mi yolsuzlukların başkenti Ak sarayı, o Cumhuriyeti mi; hangi Cumhuriyeti kutlayacaksın? Biz Cumhuriyeti meydanlarda, fener alaylarıyla halkımızla kutlayacağız. Oraya gidenler, kimliği ne olursa olsun ister, sanatçı ister işadımı, mahkeme kararıyla yapımı durdurulan kaçak bir yapıya, Erdoğan’ın dizinin dibine çökenleri tarih affetmeyecek. Bırakın kendi kendilerine kutlasınlar. 17 Aralık hırsızlık haftası olarak kutlansın ve Ak sarayda kutlansın. 4 bakan çağrılsın, baş aktör Reza Zarraf’ı da çağırsınlar beraber kutlasınlar. Devleti nasıl soyduklarını anlatsınlar. Otursun kutlasınlar. Bunu affetmeyeceğiz, takipçisi olacağız.” dedi.

“Ne o savcıyı ne o dosyayı unutmayacağız.” diyen Kılıçdaroğlu, “Soruşturma açmazsa namerttir. Hırsızların dibine çöküp savcıyım diyeceksin. Sen savcı değil, sen hırsızların avukatısın. Biz bunu affetmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

cihan