Dolar 32,3695
Euro 35,0221
Altın 2.323,53
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 22°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

İdam edilen Mehmet Kemal Bey değil, vatan, millet sevdalılarıdır!

10/04/2021 16:30 | Son Güncellenme: 11/04/2021 10:45
A+
A-

İdam edilen Mehmet Kemal Bey değil, vatan, millet sevdalılarıdır!

Değerli okurlar,

Size bir soruda 5 kişiyi soracağım.

Soru şu:

1- Nemrut Mustafa Paşa,

2- Şeyhülislam Mustafa Sabri,

3- Vahdettin,

4-Damat Ferit Paşa,

5-Mehmet Kemal Bey..

Bu 5 kişiyi tanır mısınız?

Belki bir ikisini tanıyor olabilirsiniz amma bu isimlerin tarihimizdeki önemli bir olayda beraber anıldıklarını veya ilk dördünün beraber hareket ettiklerini de biliyor musunuz?

Sizi yormadan özetle anlatalım…

Devir Osmanlı’nın son devri, takvim yaprakları 14 Mayıs 1915’i gösteriyor. İşte bu tarihte Sadrazam Talat Paşa’nın imzasıyla “Ermenilerin tehcirine” ilişkin kanun yürürlüğe girer..

Devrin hükümetinin çıkarttığı kanun çerçevesinde görevli mülki ve askeri yöneticileri yasanın gereğini yapmaya başlarlar…

Bu yöneticilerden biri de Boğazlayan Kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili olan Mehmet Kemal Bey’dir..

Nitekim Dâhiliye Nezâreti, kendisine şifreli bir telgraf çeker: “Kazanın dâhilinde bulunan bilumum Ermenileri 24 saat zarfında yola çıkaracaksınız, bunların sevk edileceği istikâmet Suriye’dir. Şifrenin alındığının acele bildirilmesi…”

Fakat aradan geçen zaman içinde Osmanlı Devleti girdiği 1’inci Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkmış. İttihat Terakki Partisi iktidardan düşüp dağılmış. Yerine Hürriyet ve İtilaf Fırkası iktidara gelmiştir…

Yeni iktidar, Âliye Divan-ı Harb-i Örfi adlı mahkemeyi kurdu. (Mahkemenin hangi üyelerden oluştuğuna lütfen bakınız.)

Başında da, Nemrut Mustafa Paşa’yı atadı.
(Yine kimdir, necidir araştırınız.)

İşte bu şahıs ve heyeti, devletin çıkarttığı kanunu uygulamaktan başka hiç bir suçu olmayan.. Hiç bir Ermeni’nin ölmesi için emir vermeyen, askerinin silahına süngü dahi taktırmayan Kaymakam Mehmet Kemal’i , “Kış gününde Ermeni vatandaşları can ve mal kaybına uğrattığı, ayaklarına süngüler bağlayarak ölüme terk ettiği” iddialarıyla idama mahkûm etti.

Dönemin padişahı Vahdettin idam kararını ülkede olaylar çıkabileceğini gerekçe göstererek onaylamaz ve dönemin şeyhülislamından “şıracının şahidi bozacı” misali fetva ister. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin idama olur yönünde verdiği fetva sonrası Damat Ferit Paşa’nın tazyiki ile padişah da kararı onaylayınca infaz, 10 Nisan 1919’da İstanbul Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirilir…

İnfazdan önce Kemal Bey sehpada halka dönerek son sözünü söyler:

“Sevgili vatandaşlarım, ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum, son sözüm bu gün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun adalet!..”

Meydana yığılan on binler hep bir ağızdan bağırır:

“Kahrolsun böyle adalet!..”

Kemal Bey sözüne devam eder:

“Benim sevgili kardeşlerim, asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin…”
“Amin!..”

Halk hıçkıra hıçkıra ağlamaktadır.

***
Değerli okur, bu idam, sırf Mehmet Kemal Bey’in değil, onun temsil ettiği milli, manevi değerleri taşıyanların, vatan ve millet sevdalılarının toptan idamıdır…

Neyse ki, masum bir vatan evladının canını alan devrin yönetiminin başı olan padişahı.. Onun atadığı hükümeti, hükümetin kurdurduğu mahkeme heyetini; Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte hayırlarla anılmamak üzere tarihin tozlu sayfalarına gömmüştür…

Yeni kurulan Cumhuriyet idaresi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de isteği doğrultusunda.. Mehmet Kemal Bey’e gerekli iade-i itibarını sağlamış. TBMM’ tarafından “Şehid-i Milli” olarak kabul edilip, çocuklarının istikbali için gerekli imkânları sağlamıştır.

HEYHAT Kİ, HEYHAT…!

Günümüzde maalesef toplumumuzda yukarıda sıraladığımız ilk 4 kişiye öykünen kişilerin çoğaldığını görmek içimizi acıtmaktadır…

*** *** ***
Yazımızı sonlandırırken, Milli kahramanımız “ŞEHİT” Mehmet KEMAL Bey’i (01.03.1884- 10.04.1919) aramızdan ayrılarak ebediyete irtihalinin yıldönümünde; Rahmetle, minnetle ve tazimle anıyorum.. Ruhu şad, mekanı cennet olsun…

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!

Not: Yazımızın ilk yayım tarihi 10.04.2016 olup birkaç düzeltmeyle güncellenip, yeniden yayımlanmıştır.
H.K

Harun Kılıç