Dolar 32,5442
Euro 35,0007
Altın 2.435,18
BİST 9.766,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

İçişleri Bakanı Soylu: Suriyeli sığınmacılar elbette ülkelerine dönecekler

İçişleri Bakanı Soylu: Suriyeli sığınmacılar elbette ülkelerine dönecekler
18/08/2022 22:20
A+
A-

Terörle mücadele operasyonlarında son durum ne? KPSS soruşturmasında hangi bulgulara ulaşıldı? Cemevi saldırılarıyla ilgili soruşturma hangi aşamada? Sığınmacı tartışması, seçim hazırlıkları ve Türkiye’nin gündemindeki sıcak konular. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Soylu’nun açıklamalarından satırbaşları;

Coğrafyamızla ilgili ilkokuldan itibaren stratejik bir coğrafyada olduğumuzu ifade ederler. Geldiğim noktada şunu görüyorum, evet stratejik bir coğrafyada yaşıyoruz. Bunlar kadar önemli olan bir şey var. Büyük bir medeniyetin devamıyız. Stratejik bir coğrafya, köprü bir coğrafya, bütün bunlar varken, bu ülkenin en temel belirleyici unsur medeniyetimiz.

ANKARA’DAKİ ÜÇ CEMEVİNE SALDIRI

Türkiye’ye bir tek şey sormak istiyorum. ABD son üç yılda PYD’ye 2 milyar dolar niye yardım eder? Acaba Türklerle Kürtler arasında bir şey oluşturabilir miyiz, Sünnilerle Aleviler arasında bir süreç oluşturabilir miyiz diye uğraşıyorlar. Türkiye Sünni-Alevi çatışmasıyla zayıflatılmaya çalışılıyor. Bunu zayıfsanız yersiniz.

2 bin dolarlık, 3 bin dolarlık ülkede size bir oyun kurabilirler. Bunu anlarsınız ama ses çıkarmazsınız. Türkiye’nin 21. yüzyıl öncesi tablosu buydu.

21. yüzyılın başında tam bu fay hatları tetiklenen bir Türkiye’de geldik. 21. asrın başından itibaren Cumhurbaşkanımız nasıl bir geçmişte bunları yaşamış, hissetmişsek, Tayyip Erdoğan da bunları bildiği için birinci mesele olarak bunları tuttu.

Türkiye, Türk-Kürt meselesi üzerinden Türkiye’yi zayıflatmaya çalışanlara tam da bu medeniyete, coğrafyaya yakışan bir anlayış ortaya koydu ve devam ettiriyor.

İkinci mesele, Alevi-Sünni meselesi, üçüncü mesele laik-anti laik meselesi. Türkiye bunu da çözdü. Türkiye 28 Şubat gibi tamamen bu ülkenin yapısına uygun olmayan, postmodern diye tanımlanan bir darbenin sonrasını bir millet olarak iyi yönetti. Toplumun tamamıyla iyi yönetti.

Batı çalışma grupları, fişlemeler, insanların ayrıştırılması, ötekileştirilmesi bu millet 2002’de oyunu kullanarak tam da bu anlayışa itiraz eden bir zihniyeti iktridara taşıdı.

Bugün Türkiye’de böyle bir tartışma yok. Kimsenin benim yaşam biçimine müdahale ediyorsunuz diye bir tartışması yok.

Üçüncüsü Alevi-Sünni meselesi: 2008-2010 arası bu ülkenin o gün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, istedikleri zaman tetikleyebileceklerini düşündükleri üçüncü fay hattına da 2008’den itibaren ki belediye başkanlığı döneminde de aynı anlayışı aynı mantığı ortaya koyarak devam etti.

Siz de siyaset yapsanız, değiştirsek koltukları, siz de buradan başlarsınız. Çünkü eğer bunu mağlup ederseniz diğer meseleleri mağlup ederseniz.

Bu ülkede herkes ben Kürdüm diyebiliyor mu? Kimsenin böyle bir endişesi söz konusu mu? Bugün insanlar kendilerini ifade etmekte ötekileştiriliyor, ayrıştırılıyor mu, hayır.

Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan emniyet müdürümüz var. Alevi kaymakamımız var.

Babası dede olan emniyet müdürümüz var. Ermeni kaymakamımız var. Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı.

Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz.

SURİYELİ SIĞINMACILAR TARTIŞMASI

2011’de başladığı zaman biz bu sürecin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmedik.

Biz insaniliğimizden, komşuluğumuzdan, o insanların karşı karşıya kaldığı zulümden, süreçlerden ayrı bir düşünce içinde olamayız. Bu insanlar kendi ülkelerine dönmeyecekler mi? Elbette dönecekler.

Elbette ki dönecekler fakat şu anda nereye dönebilirler? PYD’nin etkin olduğu bölgelere mi dönebilirler? Şu anda rejimin sürekli bombaladığı yerlere mi dönebilirler? Türkiye uzun zamandır bu süreci de bir politikayla yönetiyor.

 

Kaynak: Türkgün