Dolar 36,1945
Euro 37,8812
Altın 3.405,27
BİST 9.914,68
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 11°C
Az Bulutlu
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Cum 12°C
Cts 10°C
Paz 7°C
Pts 6°C

Hz. MUSA İLE ÇOBAN’IN HİKAYEESİNDE SAMİMİYET VE NİYET

01/02/2025 13:22
A+
A-

Hz. MUSA İLE ÇOBAN’IN HİKAYEESİNDE SAMİMİYET VE NİYET
Hz. Peygamber, “Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır. Din samimi olmaktır” buyurdu. Kimler için, diye sordular. Allah için, onun Kitabı için, peygamberi için, Müslümanların yöneticileri için ve umumu için” buyurdular. (Müslim)
Bir başka hadisi şeriflerinde ise “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır” buyurdular.
Cenabı Hakk kuluna amelinden kazanamadığı sevabı niyetinden ötürü verir.  Yoksul bir Mü’minin, ‘Keşke ben de zengin olsaydım da zekât, sadaka versem, okul yaptırsam’ diye düşünmesi, zekât, sadaka verip, okul yaptıran ama yaptığı işe riya, gösteriş karıştıran, yaptığı iyiliği başa kakan zenginin  hayrından daha hayırlıdır. Bu durum yüce kitabımızda şöyle açıklanmıştır:
Güzel bir söz ve (kusurları) affetmek, ardından (başa kakma ya da daha başka davranışlar ile) eza veren (gönül inciten) bir sadakadan daha hayırlıdır. (Bakara suresi:263)
Hz. Musa ile Çoban’ın hikayesinde Allah katında samimiyet ve niyetin önemine dikkat çekilmiştir:
Hazreti Musa, bir gün bir başına dağları dolanırken, uzaktan yoksul ve yalnız bir çoban gördü. Çoban dizüstü çökmüş, ellerini semaya açıp dua etmekteydi. Bu durum Hz. Musa’nın çok hoşuna gitti, ama yaklaşıpta çobanın duasını duyunca şaşırdı.
Çoban Rab’ine şöyle yalvarıyordu:
Kurban olduğum Allah ‘ım. Seni ne kadar severim, bir bilsen. ne istersen yaparım, yeter ki Sen iste. Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen, gözümü kırpmadan keserim Sen’in için. Koyun kavurması güzeldir Allah ‘ım, kuyruk yağını da alır pilavına katarsın, tadından yenmez olur.
Hz. Musa duaya kulak kabartarak çobana yaklaştı.
Çoban Duasına devam ediyordu:

Yeter ki sen dile, ayaklarını yıkarım. Kulaklarını temizler, bitlerini ayıklarım. Ne kadar çok severim ben Sen’i. Sana çok hayranım.
Duydukları karşısında Hz. Musa öfkeden küplere bindi, bağıra çağıra kesti çobanın duasını:

Hz. Musa:
Sus, seni cahil adam! Ne yaptığını sanırsın? Allah pilav yer mi? Allah’ın ayakları mı var yıkayasın? Böyle dua olur mu? Külliyen günaha giriyorsun. Derhal tövbe et!
Çoban, Hz. Musa’dan azarı işitince kulaklarına kadar kızardı, utancından yerin dibine girdi. Bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmeyeceğine gözyaşları içinde yeminler etti. o gün akşama kadar Hz. Musa çobanın yanında durup ona temel duaları ezberletti. Sonra “Allah benden razı olur, iyi iş yaptım” diye düşünerek yoluna devam etti.

Hz. Musa o gece bir ses işitti, seslenen Rab idi:
“Ey Musa! sen bugün ne yaptın? sen ayırmaya mı geldin buluşturmaya mı? Şu garip çobanı azarladın. Onun bana ne kadar yakın olduğunu anlayamadın. Ağzından çıkan lafı bilmese de O çoban inancında samimi idi. Kalbi temiz, niyeti halisti.
Biz kelimelere bakmayız, Niyete bakarız! Kelamlara bakacak olsak yeryüzünde insan kalmazdı!
Biz çobandan razıydık. Başkasına medih olan söz sana zemdir. Ona bal olan sana zehirdir. Sen işittiklerini inkâr ve küfür saydın ama bilsen ki bir kabahati varsa bile, ne tatlı kabahattir onun ki”
Musa hatasını anlatı ertesi gün çobanın yanına gitti çoban duaya durmuştu yine, ama dünkü heyecanından, samimiyetinden eser yoktu. Öğretildiği gibi yakarmaya gayret gösterdiğinden, aman bir yanlış laf etmeyeyim diye takılıyor, kekeliyor, terliyordu.
Hz. Musa, çobana ettiğinden pişman olup sırtını okşadı ve dedi ki:
“Ey dost, ben hatalıyım, ne olur affet. Bildiğin gibi dua et. Allah nazarında böylesi daha kıymetlidir.
Bir Mü’min her türlü ibadeti, gösterişten ve şirkten uzak olarak En’am suresi 162. Ayette belirtildiği gibi olmalıdır: De ki: “Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir.”  Dini, gösterişten, şirkten uzak, samimi olarak yaşamak dileklerimle…

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.