Dolar 32,3712
Euro 35,0140
Altın 2.324,87
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 22°C
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 24°C

“Hanehalkı borçluluk oranı, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altında”

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu dönemde, diğer kamu otoriteleri ile koordineli olarak attığı geniş kapsamlı politika adımlarıyla finansal sektörün likiditesini ve kredi koşullarını desteklemiş, salgının ülkemiz ekonomisi üzerindeki etkilerini sınırlandırmayı amaçlamıştır.

A+
A-

TCMB-İktisadi faaliyetteki toparlanma eğilimi güç kazandı

Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, “iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin güç kazandığına” dikkat çekti.

Uysal, TCMB Finansal İstikrar Raporu’nun önsözünde, “Türkiye’nin makroekonomik göstergelerinde 2019 yılı ikinci yarısından itibaren belirgin bir iyileşme kaydedilmiş, bu eğilim 2020 yılının ilk aylarında da sürmüştür. Bu dönemde, enflasyon ve enflasyon bekleyişleri hızla gerilerken, faiz oranları düşmüş, yerleşiklerin artan Türk lirası varlık talebi ile dolarizasyon süreci duraklamış, etkin çalışan kredi mekanizması ile krediler ağırlıklı olarak Türk lirası cinsi olmak üzere artmaya başlamış, iktisadi faaliyetteki toparlanma eğilimi güç kazanmıştır” dedi ve ekledi:

“Mart ayı ile birlikte dünya geneline yayılan koronavirüs salgınına bağlı olarak küresel büyüme görünümü belirgin ölçüde zayıflamıştır.

“Salgına ilişkin gelişmeler ve belirsizlikler küresel risk iştahının gerilemesine ve uluslararası piyasalarda oynaklığın artmasına neden olurken, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, salgının olumsuz etkilerini azaltmaya ve kredi koşullarını desteklemeye yönelik genişleyici para ve maliye politikaları uygulamaya başlamışlardır.

“Türkiye’de iktisadi faaliyet, salgının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak Mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başlarken; enflasyon beklentileri, toplam talep koşulları ve emtia fiyatlarındaki gelişmeler enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir.

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu dönemde, diğer kamu otoriteleri ile koordineli olarak attığı geniş kapsamlı politika adımlarıyla finansal sektörün likiditesini ve kredi koşullarını desteklemiş, salgının ülkemiz ekonomisi üzerindeki etkilerini sınırlandırmayı amaçlamıştır.

“Söz konusu tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir.

“Bankacılık sektörünün güçlü sermaye ve likidite yapısı, atılan zamanlı politika adımlarıyla birlikte sektörün risklere karşı dayanıklılığını desteklemektedir.

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, elindeki bütün politika araçlarını, veri odaklı bir yaklaşımla, fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda etkin biçimde kullanmaya devam etmektedir.”

Raporun genel değerlendirmesinde de, rapor döneminde, koronavirüs salgınının gerektirdiği izolasyon tedbirleri ve finansal piyasalardaki oynaklıklar nedeniyle yurt içi iktisadi faaliyetteki güçlü seyir duraklayarak yerini ikinci çeyrekte belirgin bir yavaşlamaya bıraktığının altı çizilerek, “Yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, finansal olmayan kesimin döviz pozisyon açığındaki ve borçluluğundaki azalma, yurt içi fonların ve çekirdek yükümlülüklerin banka finansmanındaki payının artması salgının yansımalarını sınırlamakta ve yurt dışı oynaklıklara karşı duyarlılığı azaltarak finansal istikrara olumlu katkı sağlamaktadır. Finansal kesimin aktif kalitesindeki iyileşme eğilimi, salgın kaynaklı nedenlerle bir süre olumsuz etkilenebilecektir” denildi ve şu konuların altı çizildi:

“Öte yandan, BDDK düzenlemesiyle kredilerin yakın izleme ve TGA olarak sınıflandırılma sürelerinin geçici olarak uzatılması söz konusu etkilerin aktif kalitesine gecikmeli yansımasına neden olabilecektir.

“Ayrıca, faiz oranlarındaki gerilemenin yanı sıra, kredi müşterilerinin borçlarının ertelenmesine ve uygun koşullarda yeni kredi kullanılabilmesine olanak sağlayan, istihdam ve üretim odaklı kredi destek politikalarıyla salgın sonucu oluşabilecek aktif kalitesi kaynaklı risklerin sınırlı kalabileceği öngörülmektedir.

“Hanehalkı borçluluk oranı, gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altındaki seyrini sürdürmekte, reel sektörün YP borçluluk oranındaki ve YP açık pozisyonundaki gerileme devam etmektedir.

“Uygun finansman maliyetlerinin, sunulan teşviklerin ve alınan politika önlemlerinin önümüzdeki dönemde kredi büyümesini desteklemeye devam edeceği değerlendirilmektedir.

“Ancak, mevcut konjonktürde bireylerin ve şirketlerin borçluluğu geçici olarak artabilecek olup, bu durumun salgın yayılım hızı azaldıkça kademeli olarak düzelmesi beklenmektedir.

“Bankaların güçlü sermaye yapısı ve likidite tamponları sektörün risklere karşı dayanıklılığını desteklemektedir.

“Salgının yayılım hızında tekrar görülebilecek bir ivmelenmenin yanı sıra, küresel ticaretin, tedarik zincirlerinin, tüketim alışkanlıklarının ve yatırım kararlarının kalıcı olarak olumsuz etkilenmesi ile jeopolitik gelişmeler önümüzdeki döneme dair öne çıkan risk faktörleridir.” (Grafik)

Kaynak: Dha