Dolar 38,7452
Euro 43,5695
Altın 4.090,99
BİST 9.390,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
21°C
Parçalı Bulutlu
Pts 17°C
Sal 18°C
Çar 21°C
Per 20°C

Mehmet Uçum: Bu bir küresel faşizm tehlikesini bertaraf etme çağrısıdır

Mehmet Uçum: Bu bir küresel faşizm tehlikesini bertaraf etme çağrısıdır
20/04/2025 12:36
A+
A-

Mehmet Uçum: Bu bir küresel faşizm tehlikesini bertaraf etme çağrısıdır
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum, X hesabından, “Demokrasi Hukukuna Geçiş” başlığıyla bir yazı yayımladı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, X hesabından “Demokrasi Hukukuna Geçiş” başlıklı bir yazı paylaştı.

Demokrasi hukukunun başlangıç için temel ilkelerini sıralayan Uçum, “Bu ilkeler demokrasi hukukunun ‘politik hukuk’ yaklaşımının esaslarıdır.” dedi.

Uçum’un yazısından öne çıkanlar şöyle:

Bugün batıcı anlamda ne evrensel geçerliliği olan bir demokrasi konsepti ne de evrensel hukuk kabulü kaldı. Esasen bunlar geçmişte de bir gerçeklik olarak yaşanmamış sadece bir aldatma ve yanılsama olmuştu.

Günümüz dünyası açık güç savaşları arenasıdır. “Savaşta her yol mubahtır” diyen küreselciler global bir faşizm peşindeler. Küresel emperyalizm artık ekonomik ve finansal egemenlikle yetinmiyor, küresel seviyede otoriter bir siyasal sistem kurma hedefiyle hareket ediyor.

“KÜRESEL FAŞİZM TEHLİKESİNİ BERTARAF ETME ÇAĞRISIDIR”
Dünyanın bu kötü gidişatında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya Beşten Büyüktür!” , “Adil Bir Dünya Düzeni Mümkündür!” çıkışı insanlık adına büyük bir itiraz oldu. Bu itiraz; milli devletlerin demokrasi hukukunda ortaklaşması, küresel faşizm tehlikesine karşı güç birliği yapması ve bu tehlikeyi bertaraf etmesi çağrısıdır.

Bu bağlamda demokrasiyi bir hukuk düzeni olarak ele alan yaklaşım önemlidir. Bu bakışla demokrasinin aslında siyasi teori olmaktan çok bir hukuk teorisi konusu olduğu netleşiyor. Toplumların değer sistemi ne olursa olsun, demokrasinin bütün siyasal toplumlar için geçerli bir işleyiş hukuku olduğu vurgulanıyor.

Buna göre demokrasi; hukuktan destek alan, gerekirse hukuk referansı olmadan işleyen, sadece siyasal alana ait bir olgu değildir. Demokrasi tamamen bir hukuk sistemidir; demokrasi kendi hukukunu üretti ve demokrasi hukuku adıyla bir disiplin oluşması gerektiği anlaşıldı. Demokrasi ve hukuk eşiği aşıldı “demokrasi hukuku”na geçmenin koşulları oluştu.

Ayrıntılarını izleyen yazılarda ele almak üzere demokrasi hukukunun başlangıç için temel ilkelerini şöyle sıralayabiliriz:

Genel ve eşit oy.

Seçenek çokluğu ve seçme serbestisi.

Seçmen iradesine üstünlük.

Halka ve seçtiklerine güven.

Halkın yönetime katılması.

Halkın oy verme dışında da asil yetkileri kullanması.

Doğrudan ve dolaylı demokratik meşruiyet.

Halkın iradesine dayanan çözüm.

Milli birikimi koruyarak değişim.

Fonksiyonel kuvvetler ayrılığı.

Kuvvetlerin ölçüsüz ve kötüye kullanımına karşı alınan tedbirler ve yaptırımlar.

Tüm bu ilkelere uygun pozitif hukuk mümkündür, diğer deyişle tüm bu ilkeler normatif olarak ifade edilebilir. Bu norm sistemi demokrasi hukukunun ‘pozitif hukuk’ yönünü oluşturur. Bu
ilkeler aynı zamanda demokrasi hukukunun ‘politik hukuk’ yaklaşımının esaslarıdır.

Bugün bu ilkesel çerçevede demokrasi hukukuna geçişin yaşandığı bir aşamadayız. Demokrasi artık demokrasi hukuku ve bir hukuk düzeni olarak ele alınmalıdır. Demokrasi, hukuk olmaksızın veya sadece hukuk desteğiyle çalışamaz, işleyemez ve sürdürülemez. Demokrasi bundan sonra ancak demokrasi hukuku olarak hayata geçebilir.

Demokrasi hukukuyla konuya yaklaşılması durumunda yaşam tarzına veya inanca yahut değerlere göre demokrat olup olmama ayrımı yapılamaz. Demokratlığın tek ölçütü demokrasi hukukuna bağlılıktır.

Konuya salt batıcı ve seküler değerler gözlüğüyle değil de demokrasi hukuku açısından bakılırsa; insanlığa ait inanç sistemlerinden, tarihsel ve güncel gelenekler ile değerlerden demokrasi hukuku için kaynak olabilecek zengin bir kural seti çıkarılabilir. Kısaca demokrasi konusunda batının ve batıcılığın bir tekeli yoktur. Elbette batı müktesebatının demokrasiye bir katkısı vardır ancak batıcılık demokrasinin tek kurucu veya belirleyici unsuru değildir.

Batıda demokrasi krizlerinin yaşanmasına ve modernist faşizmin yükselişine karşın batı dışı bir çok yerde demokrasiye yönelimin artması ancak bu çerçevede anlaşılabilir.

Demokrasi hukukunun gelişmesinde Türkiye’nin rolünün önemli olacağı öngörülebilir.

Somut duruma bakıldığında;

demokratik meşruiyetin hem sistemsel olarak hem de seçim sonuçları bakımından yüksek seviyesi,

halkın seçtiklerine güven ilkesinin sistemin esasını belirlemesi,

güçlü bir demokratik seçim hukukunun olması

Türkiye’nin demokrasi hukukunu geliştirmek konusunda öncü ülkelerden olabileceğine işarettir.

Kaynak: Türkgün