ERDOĞAN, SİSİ’YLE AYNI MASAYA OTURDU MU?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaşananları hatırlatarak Sisi’yle aynı masaya oturmadığını, söyledi. Erdoğan ‘O adama meşruiyet kazandıracak kadar meşruiyetini kaybedecek bir lider değilim. Tabi katılmadım. Benim sandalyem boştu. Bizim onurumuz var’ dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin IŞİD ile uzaktan yakından bir alakası olmadığını bildikleri halde birilerinin, ‘iftira at, tutmazsa iz bırakır’ mantığıyla hareket ettiğini söyledi. Erdoğan, “Kobani sizin için neden bu kadar stratejik öneme sahip? Irak’ın yüzde 40’ı şuanda işga altında, oraya niye müdahale etmiyorsunuz? Farklı bir oyun burada çalışıyor” dedi.
Erdoğan, Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nin 2014-2015 akademik yılı açılışına katıldı. Törende konuşan Erdoğan, 3 Kasım tarihinin kendisi için çok farklı anlamı olduğunu belirterek, “12 yıl önce o zaman genel başkanı olduğum siyasi parti ilk seçimlerine girmiş ve milletimizden aldığı yetkiyle tek başına iktidar görevini üstlenmiştir” dedi.
12 yıllık süreçte eğitimden sonra sağlık sistemini de sil baştan yeniden kurduklarını kaydeden Erdoğan, “Yeni hastaneler inşa ettik. Hakkari’ye gidin, Yüksekova’ya gidin o terör estirilen yer var ya orada bile 150 yataklı modern bir hastane inşa ettik. O gün bile o açılışa Yüksekova halkını göndermediler. Ölümle tehdit ettiler, gitmeyeceksiniz dediler. Hasta ziyareti yaparken genç bir bayan doktor yanıma geldi, ‘Başbakanım her şey iyi güzel de ben şehre nasıl gideceğim?’ dedi. ‘Neden’ dedim. ‘Korkuyorum’ dedi. ‘Bize bu hastanenin kampüsü içine lojmanlar yapın da biz oralara gitmeyelim’ dedi. Bunlar hain, ihanet çetesi. Bir bayan doktor oraya gidiyor ve bu korkuyla yaşıyor. Nasıl hizmet verecek? Ondan sonra barış, özgürlük diyorlar. Ne barışı, ne özgürlüğü. Bunlar kendi halklarına ihanet içindeler, onlara hainler. Böyle bir şey olabilir mi? Aynı gün Hakkari merkezde 150 yataklı başka bir hastane açtık. Oraya kim uğrardı be. Yollarını yaptık. Şu anda havalimanını yapıyoruz, yaptırmıyorlar. Sürekli müteahhitler tehdit altında, makineleri yakılıyor. Size hizmet verecek. Onu dahi istemiyorlar. Kendi Kürt vatandaşımızın, bakın ‘kardeşim’ diyor yalan hepsi, onların insanca yaşamasının önünü açmıyorlar. Onun uçağa binme hakkı yok mu? Öbür taraftan ‘bitir’ diyor. Her gün müteahhitleri tehdit edip, iş makinelerini yakarsan. Böyle bir vatanseverlik olur mu? Bu şartlar altında biz yine o havalimanını bitireceğiz” diye konuştu.
“BİZİM MARUZ KALDIĞIMIZ TEHDİTLERE MARUZ KALAN BİR BAŞKA ÜLKE YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eziklik dönemi, komplekslerin yaşandığı dönemlerin, başka ülkeler karşısında boyunların büküldüğü dönemlerin geri gelmemek üzere tarih olduğunu söyledi. Geçtiğimiz hafta yapılan 10,5 saatlik MGK Toplantısı’nı hatırlatan Erdoğan, “Dünyada özellikle gelişmiş demokrasilerde Amerika, Japonya gibi ülkelerde, AB ülkelerinde bizim maruz kaldığımız tehditlere maruz kalan bir başka ülke yok. Bulunduğumuz coğrafyanın özelliğinden kaynaklanan ya da sahip olduğumuz potansiyelden kaynaklanan çok farklı tehditlere maruz kalmaktayız. İçeride ve dışarıda terör örgütleri var. Yanı başımızda devam eden çok büyük sorunlar var. Paralel yapı misali değişik ihanet şebekeleri var. Bir üst akıl bunları yönetiyor. Bu ülkelerin adını vermeme gerek yok. Bunlara benzer çok sayıda riski kontrol etmek zorunda olan bir ülkeyiz. İleri demokratik standartlara sahip ülkelere bakın bu tür risklerle karşı karşıya olmadıklarını görürsünüz. Ya da o ülkeler kendilerine yönelik bir tehdit söz konusu olduğunda o ileri demokratik standartları nasıl tartışmaya açtıklarını görürsünüz” dedi.
“GAZZE’DE 16 GAZETECİ ÖLDÜRÜLÜYOR, DÜNYA MEDYASININ SESİ ÇIKMIYOR”
Gezi olaylarını örnek veren Erdoğan, “Türkiye’de gezi olayları yaşandığını batının ve batı medyasının tavrına bakın. Kendi topraklarında benzeri olaylar yaşandığında ortaya koydukları tavra bakın. Türkiye’de askere, polise, bekçiye silah doğrultup, katleden kişilerin gazeteci denilerek nasıl savunulduğuna ve Türkiye’nin nasıl eleştirildiğine bakın. Gazze’de iki ay içerisinde ölen 16 gazeteci için hiç konulmayan tavra bakın. 16 gazeteci öldürülüyor, dünya medyasının sesi çıkmıyor. Türkiye’de şiddet içeren gösteriler karşısında polisimizin en küçük ihlalini haflarca dillerine dolayanlara bakın, aynı kişiler Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanına yapılan darbeye karşı, ardından katledilen binlerce insana karşı tek çift söz söylemediklerini görürsünüz. Yakın siyasi tarihimizde bir günde 3 bin, 4 bin insanın katledildiği hiçbir ülke yok. Sesleri çıktı mı? Çıkmadı. Niye? Çünkü Mursi farklı bir insandı, onların dünyalarının insanı değildir. Fakat o darbeyi yapan Sisi görevliydi. Sıkıntı burada. Gençler demokrasi kavramına uygun, onun içeriğine uygun demokrasi savunulur. Yoksa egemen güçlerin, emperyalist güçlerin istediği demokrasi değil. Bu kavram neyse bu kavramın içine hepsinin saygı duyması gerekir. BM Genel Kurulu’nda bizi bir masaya oturtacaklar. Dedim getirin aynı masada kimler var. 12 kişi oturacağız. Baktım Sisi’yi de koymuşlar. Ben dedim bu yemeğe katılmam. Niye? Çünkü o adama meşruiyet kazandıracak kadar meşruiyetini kaybetmiş bir lider değilim. Ve tabi katılmadım. Benim sandalyem boştu” dedi.
Erdoğan, Gezi olaylarında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın aylarca istismar konusu yapıldığını ifade ederek, “‘Ekmek almaya gitti’ diyorlar, yalan. Çocukcağızı terörün içine ittiler. Sapanlarla, maskelerle resimleri var. Fakat bunun için kıyametleri koparanlar Diyarbakır’da vahşice 3 kattan aşağı atılan Yasin için, onu arabayla çiğnedikleri halde bunu gündeme getirmediler. Yasin ve arkadaşlarını görmezden geldiler. Niye? Çünkü Yasin inancını yaşayan bir delikanlıydı. Yani bu vahşet anlayışını anlamak mümkün değil. Tüm bu ve buna benzer tavırlar son derece bilinçli, kasıtlı, Türkiye’ye yönelik algı operasyonlarının parçası olarak ortaya konan tavırlardır. Bu çifte standart 100 yıllık barı anlayışıdır” şeklinde konuştu.
“BATI MEDYASI YALAN HABERLERLE ÖRÜLMÜŞ BİR PSİKOLOJİK SALDIRI İÇERİSİNDE”
Batı medyasının şu anda Türkiye’ye karşı tamamen yalan haberlerle örülmüş bir psikolojik saldırısı olduğunu belirten Erdoğan, Fransa’da katıldığı programda bir gazeteciyle aralarında geçen diyaloğu anlattı. Erdoğan, “Fransa’da geçen hafta bir gazeteci çıktı, ‘siz Kobani’yle ilgili olarak peşmergelere müsaade etmediniz.’ Dedim ki, ‘yalan haberi bana söylüyorsun. Şu söylediklerin yalan.’ Dedim ki, ‘Şu anda peşmergeler bizim topraklarımızdan geldi, sınırda bekliyorlar. Erbil’den gelecek haberi bekliyorlar ama bizim topraklarımızda şu anda. Davul zurnayla üstelik Kobani sınırına geldiler. Özgür Suriye Ordusu da bizin sınırlarımızdan geldi, Kobani’ye geçtiler.’ Niye böyle yalan söylüyorsunuz. Dürüst olun be. Kendilerine anlattığım halde bu haberin tam tersini biz ayrıldıktan sonra yayınlamışlar. Algı operasyonu böyle yürüyor. Türkiye içinden de bir takım siyasiler, siyasi partiler, bir kısım medya bu algı operasyonunun değirmenine su taşıyor. Hatta çok daha ileriye gidip ABD’de Türkiye’yi sürekli imam hatip okulları açıyor, alkolü yasaklıyor diye aslı olmayan iftiralarla karalayan, kendi ülkesine bu iftirayı atacak kadar zavallı hale gelecek hainler. Ben hem imam hatip, hem de Eyüp Lisesi mezunuyum. Çünkü imam hatipliyi almadınız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Kobani’ye her türlü desteği verdiğini ifade ederek, “Bizim için ‘DEAŞ’a destek veriyor’ diyorlar. Elinize, dizinize dursun. 200 bin Kürdü Kobani’den Türkiye’ye kabul eden bu iktidar. Şu anda onları biz yediriyoruz, biz giydiriyoruz, biz içiriyoruz, her şeyini biz veriyoruz. Bizim şu ana kadar yaptığımız harcama 4,5 milyar doları buldu. Dünyanın değişik yerlerinden bize gelen destek 200 milyon dolar. Avrupa’nın tamamında şu anda Suriye ve Irak’tan giden 130 bin kişi var. Bizde ise 1 milyon 600 bin. Yardım elini uzatan biz. Amerika ‘Kobani düştü düşecek’ diyor, oraya silah yardımı yapacak, bizimle görüşüyor. Biz de ‘yanlış yapıyorsunuz’ diyoruz. Ve laf dinlemediler, o gece C-137’lerle indirdiler. Bir kısmı DEAŞ’ın, bir kısmı PYD’nin eline düştü. Ondan sonra da kendi savunma bakanları açıklama yapıyor. ‘Şu anda ABD’nin Suriye politikası yanlıştır’ diyor” ifadelerini kullandı.
“IRAK’IN YÜZDE 40’I ŞUANDA DEAŞ’IN İŞGALİ ALTINDA, NİYE MÜDAHALE ETMİYORSUNUZ?”
Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kobani sizin için neden bu kadar stratejik öneme sahip. Eğer sıkıntı varsa benim için olması lazım, sizin için niye? Irak’ın yüzde 40’ı şuanda DEAŞ’ın işgali altında, oraya niye müdahale etmiyorsunuz? Farklı bir oyun. Tezgah burada çalışıyor. Bu yalanı söyleyenler, DEAŞ’la bizim yakından uzaktan bu noktada ilgimiz, alakamız olmadığını bildikleri halde iftira at, tutmazsa iz bırakır mantığıyla bunu devam ettiriyorlar. Çok büyük bir yanılgının içindeler. Biz Sevr Anlaşması’nı yırtıp atmış, manda ve himayeyi elinin tersiyle itmiş bağımsız hür bir ülkeyiz, Türkiye’yiz. Biz kendi gündemimizi kendimiz belirleriz.”
iha
iha