Dolar 32,5161
Euro 34,8074
Altın 2.475,62
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Per 16°C
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C

Erdoğan Büyükelçilere seslendi

Erdoğan Büyükelçilere seslendi
03/01/2013 23:54 | Son Güncellenme: 03/01/2013 23:56
A+
A-

Büyükelçilere seslenen Recep Tayyip Erdoğan Her an her imkanımızla savaşa hazırız dedi.

Ankara’ya çağrılan 131 büyükelçiye seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘statükocu dış politika anlayışı ile bir yere varamayız’ diye konuştu. Erdoğan, “Savaşın değil barışın tarafındayız. Barış için ne bedel ödenmesi gerekiyorsa biz bunu ödedik, ödüyoruz ve ödeyeceğiz. Her an her imkanımızla savaş için hazırız.” dedi.

Erdoğan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

AİLECE GÖRÜŞÜYORSA BAŞARILIYIZ DEMEKTİR

Dış politikada sizlerle birlikte ezberleri bozduk. Önümüzdeki dönemde de benzer şekilde hareket etmek zorundayız. Statükocu politika ile devam etmemiz mümkün değil. Her bir büyükelçimiz kararlarıyla, vizyonlarıyla çok büyük bir ülkeyi temsil ettiğinin farkında olmalıdır. Eğer ailece o ülkenin Dışişleri Bakanı ile gidip gelebiliyorsak biz orada bu işi başardık demektir. Siz Dışişleri Bakanı’na telefon açabiliyorsanız bu işi başardık demektir. Bu heyecanı 2013 taşımamız gerektiğine inanıyorum. Sizler bulunduğunuz ülkelerde görevinizi başarıyla yürüttünüz. Ancak bunun 2013’e başarı ile yansıtılması biziz görevimizdir. Yeryüzündeki her ülke bizim iddia ve hedeflerimiz olduğunun farkına varmalıdır.

HER ÜLKE BİZİM İDDİA SAHİBİ OLDUĞUMUZİ BİLSİN

Bir kere her ülke bizim iddia sahibi bir ülke olduğumuzu bilmelidir. Sahip olduğumuz bir güç asla ve asla dengesiz, saman alevi gibi geçici bir güç değildir. Biz gücümüzü tarihimizden, medeniyet birikimimizden, istikrarlı bir şekilde büyüyen ekonomiden, reformist ve dinamik bir iç siyasetten alıyoruz. Türkiye Balkan coğrafyasını, halklarını, politikalarını çok iyi bilen Balkanlar’ı yaşamış ve hala yaşayan bir ülkedir. Aynı bilgi ve donanım Kafkasya, Ortadoğu, Asya ve Afrika kıtası için de geçierlidir. Bu geniş bölgenin halklarıyla kardeşlik hukuku taşımanın ayrıcalığını taşıyoruz. Bizim dış politikada bu birikim ve tecrübeyi avantajlara dönüştürmemiz gerekiyor. Biz asla küçük düşünemeyiz, büyük düşünmeye mecburuz. Büyük düşünürsek zaferler ardı ardına gelir, küçük düşünürsek erir gideriz.

HER BİRİNİZ BİRER ORKESTRA ŞEFİ OLMALISINIZ

Bizim büyükelçimiz küresel düzeyde dikkate alınan diplomatlar olmalıdır. Ezberleri bozmak, alışkanlıkları değiştirmek durumundayız. Biz tribünlerden seyredenler değil, hadiselerin içinde yer alan onları yönlendiren aktörler olmalıyız. Dış politikada büyükelçilerimizin işlerini kolaylaştıracak çok önemli adımlar attık. TİKA Türkiye’nin bir barış ve işbirliği elçisi olarak çok geniş bir coğrafyada başarılı çalışmalar yapıyor. THY, TRT gibi uluslararası kuruluşlarımız bütün dünyayı kucaklamaya devam ediyor. Özel sektörümüz, tüccarlarıyla eğitimcileriyle dünyada daha fazla tanınıyor. Tüm bu unsurlara uyum içinde aynı hedefe, ideale kilitlenmiş olarak çok daha yoğun şekilde çalışmamız gerekiyor. Bilgi konusuna çok daha ağırlık verilmesini sizlerden özellikle rica ediyorum. Her bir büyükelçimiz adeta think thank kuruluşunun orkestra şefi gibi hareket etmelidir. El yordamıyla, gündelik politikalarla takip ve taklit ederek güçlü, vizyoner dış politika sahibi olamayız. Bilgiyi kullanışlı hale getirerek, stratejiler üreterek, beyin fırtınası estirerek farklı bir sürecin kapısını açmalıyız.Size her türlü desteği vermeye hazırız.

SURİYE’YE HARCADIĞIMIZ BÜTÇE 500 MİLYON DOLAR

Suriye’de ikinci yılına girmeye hazırlanan kriz insanların hayatını kaybetmesine ve evlerinden yurtlarından olmasına yol açtı. 70 binin üzerinde Suriyeli kardeşimiz ülkemizde değişik vilayetler kendi imkanlarıyla yaşıyor. Suriye için harcadığımız bütçe 500 milyon doları buldu. Hafta sonu Akçakale’ye yaptığım ziyarette oradaki kardeşlerimizin vatan hasreti içinde olmakla birlikte umutlarını en güçlü şekilde muhafaza ettiklerini bizzat gördüm. Suriye konusunda gerek içerde, gerek dışarıda Türkiye’nin takındığı tavrın zaman zaman eleştirildiğine şahit oluyoruz. Suriye konusundaki tavrımızın net olarak anlatılması büyük önem arzediyor. Gerek Büyük Selçuklu gerek Anadolu Selçuklu devleti her zaman bölge ülkelerinin ve halklarının yardımına tereddütsüz koştu. Osmanlı da her dönemde kendisinden imdat isteyen yardım isteyen her ülkeye, hatta topluluklara ulaşmaya, onlara el uzatmaya çalıştı. Tarih bunun sayısız örnekleriyle dolu. Biz bu ruhu, bu anlayışı ülkemizin temel politikası yapmak zorundayız.

BİZ HER AN HER İMKANIMIZLA SAVAŞA İÇİN HAZIRIZ

Barış, savaştan çok daha fazla bedel ister. Savaş kolay olandır, zor olan barıştır. Biz kolayın değil, zor olanın tarafındayız. Savaşın değil barışın tarafındayız. Barış için ne bedel ödenmesi gerekiyorsa biz bunu ödedik, ödüyoruz ve ödeyeceğiz. Her an her imkanımızla savaş için hazırız. Gerektiğinde topraklarımızı korumak noktasında asla tereddütümüz olmaz. Ama son ana kadar barışın tesisi için çaba sarfederiz. Suriye’deki olaylara tepkisiz kalmak, görmezden gelmek bu olayların dışında kalmak asla ve asla mümkün değildir. İsrail zulmüne, Filistin meselesine, Irak’a, Afganistan’a, Asya’ya, Balkan ülkelerindeki meselelere Türkiye maalesef uzak kalmayı tercih etmiş ve bunun bedelini çok ağır ödemiştir. Örneğin 1945’de Türkiye’ye sığınan Azeri kardeşlerimizin Stalin rejimine iade edilmesi maalesef tarihimize silinmez ve acı bir hatıra olarak kazınmıştır. Suriye’de gelecek nesillere yeni acı hatıralar miras olarak bırakmak istemiyoruz. Geçmişte Türkiye’nin bu şekildeki duruşu da etraflıca sorgulanmalıdır.

TÜRKİYE SURİYE HALKININ YANINDA YER ALACAKTIR

Esed ne yazık ki şiddeti tercih etti. Ancak sonuç değişmeyecek. Er ya da geç, bu gayrimeşru rejim yerini halkın iradesine, halkın idaresine terk edecektir. İnşallah halkın talepleri tecelli ettiğinde Türkiye, Suriye’nin yanında kardeşçe işbirliğini daha da ileri seviyelere taşıyacaktır. Benzer bir tavrı Filistin davasında da gösterdik, gösteriyoruz. Filistin halkının 65 yıldır devam eden çilelerine göz yummak yerine hakkın ve adaletin savunuculuğunu yaptık. 29 Kasım’da tarihi bir eşik aşıldı. BM’de yapılan seçimde Filistin’in üye olmayan gözlemci statüsüne kavuştu. Biz Türkiye olarak Filistin’in uluslararası alanda hakettiği konuma gelmesi için tüm çabamızı sürdüreceğiz. BM’de tam üye olması için gerekeni yapmaya devam edeceğiz.

OLİMPİYATLAR BİZİ FARKLI NOKTAYA TAŞIYACAKTIR

İnanıyorum ki olimpiyatların Türkiye’ye kazandırılması Türkiye’yi farklı bir noktaya taşıyacaktır. Kararın lehte verilmesi halinde atılması gereken adımlar noktasında rahat rahat gerçekleştirebilecek güce sahibiz. Akdeniz Oyunları ile alakalı komşumuz bu işi yürütemedi, Libya’ya teklif ettiler, onların durumu karışıktı en sonunda bize teklif ettiler ve bu yıl da inşallah Mersin’de bu oyunları organize ediyoruz. Türkiye artık bu tür organizasyonları yapabilecek güce ve ufka sahiptir. Sizlerden bu alanda da önemli görevler bekliyorum.

ETİKETLER: