Dolar 32,3266
Euro 35,0806
Altın 2.300,55
BİST 9.049,05
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Açık
İstanbul
20°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

DAVUTOĞLU: PATRİOTLAR BU TEHLİKE KALKTIĞI ANDA GİDER

A+
A-

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, NATO’dan talep edilen patriot hava savunma sistemlerinin savunmaya yönelik olduğunu belirterek, ”Patriotlar bu tehlike kalktığı anda gider. Bir gün bile kalmazlar.

Yarın bu tehlikenin kalktığına inanalım, tam konuşlanmadıkları için konuşlanmadan giderler. 1 aysa 1 ay, 3 aysa 3 ay, 5 aysa 5 ay… Tamamıyla savunmaya dönüktür ve sınırlıdır” dedi.

Davutoğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ocak ayı meclis toplantısında, üyelerin sorularını yanıtladı.

Türkiye Tahran Anlaşması ve ondan sonra ona bağlı olarak Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde yaptırımlara karşı ne kadar kararlı bir şekilde İran’ın yanında durduysa, aynı kararlılıkla Suriye’de ezilen halkın yanında durduğunu ifade eden Davutoğlu, ”Bizim Orta Doğu’ya ve dünyaya dönük dış politikamızda bu anlamda tutarsızlık kabul edemeyiz. O zaman İran kararlıydı ve anlaşmamıza sadakat dolayısıyla İran’ın yanında BM Güvenlik Konseyi kararlarına karşı durduk. Şimdi de Suriye konusunda, Suriye halkına zulüm yapanlara karşı da aynı kararlılıkla dururuz” diye konuştu.

Ahmet Davutoğlu, İran’la bu konuda görüş ayrılıkları olduğunu, ancak dün gece İran Dışişleri Bakanı’nın kendisini arayarak, takas ile 48 İranlı’nın Suriye’de serbest bırakılmasının gerçekleşmesinden dolayı teşekkürlerini sunduğunu söyledi.

Davutoğlu, ”Suriye konusunda 2003’te, 2004’te, 2005’te bütün dünya Suriye’yi izole ederken, nasıl Suriye’nin yanında durmuşsak, şimdi de yaklaşık 2 yıldır havadan, karadan bombardıman altında ezilen Suriyeli kardeşlerimizin yanında duracağız, bu kararlılığı da sürdüreceğiz. İnşallah yakın zamanda Suriyeli kardeşlerimiz kendi hak ettikleri onurlu hayatı ve özgürlüğü kazanırlar” dedi.

Mülteci sayısının 152 bine ulaştığını kaydeden Davutoğlu, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta olduğu gibi son aşamada Suriye halkının dediğinin olacağını dile getirdi. Davutoğlu, ”Bugün ‘sıfır sorun’ ilkesini Suriye üzerinden yıkmaya çalışanlar, o gün görecekler ki, bırakın sıfır sorunu, Suriye ile Türkiye arasında sınır kalmayacak” diye konuştu.
Davutoğlu, sınıra patriot yerleştirilmesinin ”sıfır sorun” politikasıyla çelişmediğini kaydederek, Patriot füzelerinin temelde savunma sistemi olduğunu söyledi.

Temel amaçlarının, Türkiye’yi gelebilecek bütün risklere karşı hazırlıklı kılmak olduğunu belirten Davutoğlu, ”Patriotlar bu tehlike kalktığı anda gider. Bir gün bile kalmazlar. Yarın bu tehlikenin kalktığına inanalım, tam konuşlanmadıkları için konuşlanmadan giderler. 1 aysa 1 ay, 3 aysa 3 ay, 5 aysa 5 ay… Tamamıyla savunmaya dönüktür ve sınırlıdır. İnşallah tehlike kısa zamanda kalkar ve buna ihtiyaç hissedilmez” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ocak ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, 1988 yılında 5-6 ay İTO’da çalıştığını, babasının da 25 yılı aşkın süre İTO üyeliği yaptığını belirterek, ”O yüzden kendimi hep bu aileye ait hissettim” dedi.

Son 12 yıldır dünya siyasetinin yeniden şekillendiğini dile getiren Davutoglu, Türkiye’nin kendi tarihi akışıyla ilgili doğru tavırlar alması gerektiğini söyledi.

Davutoğlu, soğuk savaşın bitişinden sonraki değişimde Türkiye’yi merkez haline getirecek koşulların kullanılamadığını, siyasi istikrarsızlıklar ve ekonomik krizlerin sıçramayı imkansızlaştırdığını anlattı.

Ahmet Davutoğlu, 2002’den 2012’ye kadar olan dönemi, ”restorasyon” dönemi şeklinde tanımlayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Osmanlı Devleti küçülürken, Tanzimat Dönemi, devleti restore etmek, yeniden tanzim etmek üzere bir reform, bir restorasyon dönemidir. Devletin kurumları, daha sonra Cumhuriyet’le birlikte devam edecek kurumlar, o dönemlerde kurulmuştur. İkinci restorasyon, Cumhuriyet ile birlikte yaşanandır. Üçüncüsü, 1950’lerde başlayan demokrasi restorasyonu ve halkın mobilizasyonunu sağlayan bir restorasyon. Dördüncü büyük restorasyon, son 10 yıl içinde yaşandı. Bunun 3 ayağı var. Birincisi, demokrasinin kökleşmesi, milletle devlet arasında özellikle 90’lı yılların sonunda açılan gediğin, mümkün olduğu kadar kapanarak, millet iradesinin demokratik siyasi yapı içinde egemen olmasının sağlanması. Restorasyonun ikinci önemli ayağı, ekonomik restorasyon. Yani demokrasiyi ayakta tutacak orta sınıfın güçlendirilmesi ve buna paralel ekonominin küresel ekonomiden aldığı payın artırılması. Son 10 yıl içinde bu iki restorasyona dayalı bir dış politika restorasyonu gerçekleştirmeye çalıştık. Dış politikada yeni bazı ilkeler ve hedeflerle aslında ekonomik büyümemizi, demokrasimizi ve bunların getirdiği birikimi dış politika alanına taşımaya çalıştık. Bu üç restorasyon doğrudan birbiriyle irtibatlıdır.”

Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girebilmek için dış politikanın inşasında temel ilkenin ”siyasi sınırlar sabit kalarak ekonomide sınır tanınmaması” olduğunu kaydeden Davutoğlu, ”Siyasi sınırlara saygı göstereceğiz ama kullanacağımız araçlarla vize muafiyetiyle serbest ticaret anlaşmalarıyla yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyleriyle etrafımızdaki bütün sınırları aşacağız. İş adamlarımızı bu anlamda yeni ufuklara taşıyacak bir iktisadi sınırsızlık alanı oluşturacağız” diye konuştu.

-”Yeni reform döneminde, İstanbul’u bir BM şehri yapmaya kararlıyız”-

Dışışleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 2 yıl önce Kuzey Afrika’da ve Orta Doğu’da böylesine dinamik bir değişim yaşanacağını öngöremediğini ifade ederek, ”Kuzey Afrika’da ortaya çıkan yeni siyasi yapılanmada, hiç şüpheniz olmasın, en etkin ülke Türkiye’dir ve bu etkinliğini de gittikçe artıracaktır. Afrika’da, Kuzey Afrika’da, Latin Amerika’da, Doğu Asya’daki bu etkinliğimiz, bizim bölgesel politikaları küresel alana taşımanda önemli avantaj sağlayacaktır önümüzdeki dönemde” dedi.

Türkiye’nin, küresel ekonomik yapılar içinde en hızlı yükselen ülkelerin başında geldiğine değinen Davutoğlu, BM’nin yeni reform döneminde, İstanbul’u bir BM şehri yapmaya kararlı olduklarını vurguladı.

BM’nin bölgesel ofislerinin birer birer İstanbul’a taşındığını kaydeden Davutoğlu, ”İnşallah İstanbul önümüzdeki dönemde aynen Viyana, Cenevre, Newyork, Nairobi gibi BM’nin önemli bölgesel merkezlerinden biri haline gelecek” dedi.

Davutoğlu, küresel şirketlerin İstanbul’da ofis açmasının, Türkiye’nin dış politika hedeflerine katkı sağlayacağını söyledi.

-Vize muafiyeti-

Üyelerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, hedeflerinin AB için vize muafiyetini temin etmek ve bunu kökten çözmek olduğunun altını çizerek, şu anda en fazla ağırlık verdikleri konulardan birinin bu olduğunu belirtti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 2009 yılında AB’den net olarak vize muafiyeti talep ettiklerini dile getirerek, AB’nin şartlarını ”biyometrik pasaport”, ”Geri Kabul Anlaşması”, ”entegre sınır yönetimi” şeklinde sıraladığını aktardı.

Geri Kabul Anlaşması’nı 2011 yılında imzaya hazır hale getirdiklerini hatırlatan Davutoğlu, ”Geçen Haziran ayında yetki kararı aldılar, yazılı bir karar çıktı. Biz paraf ettik Geri Kabul Anlaşmasını. Aralık ayında da yol haritasını çıkardılar, daha bize intikal etmedi. Biz de kendi yol haritamızı, Geri Kabul Anlaşması ve vize muafiyeti yol haritasını bugünlerde ben bizzat imzalayarak AB tarafına ileteceğim. Daha sonra önümüzdeki dönemde bu müzakere yürüyecek” bilgisini verdi.

AA