Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Paz 10°C
Pts 10°C
Sal 12°C
Çar 13°C

ÇİRKİN: SINIRI GEÇMEK İÇİN DEVLETE İHTİYAÇ DUYMUYOR

ÇİRKİN: SINIRI GEÇMEK İÇİN DEVLETE İHTİYAÇ DUYMUYOR
02/11/2014 12:12
A+
A-

MHP Hatay milletvekili Şefik Çirkin, iktidarın Suriye politikasını ilk günden beri kıyasıya eleştirdi. Memleketi Reyhanlı’da 53 kişinin bombalı saldırıda hayatını kaybetmesinden sonra Aleviler ve Reyhanlılar arasında yükselen tansiyonun düşmesinde kilit rol oynadı. Türkiye’nin Suriye’deki radikal gruplarla kurduğu ilişkilerin sıkı takipçileri arasında yer alan ve Suriye’yi yakından tanıyan Çirkin’le IŞİD ve Türkiye ilişkilerini masaya yatırdık.

Türkiye’nin IŞİD ile ilişkisi var mı?

Bu soruyu cevaplamak için başa dönmek lazım. Türkiye’nin IŞİD’den evvel El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’ya destek olduğu bir gerçek. 2011’den itibaren gözümüzün önünde bazı siyasi partilerin iddia ettiği gibi silahla olmasa da silahsız El Nusra militanları Antakya’da, Reyhanlı’da kendi memleketlerindeymiş gibi kamuflajlı askerî elbiseleriyle gezdiler ve istedikleri an ülkeye girip çıktılar. O günlerde IŞİD, anı sanı duyulmamış küçük bir örgüttü

Türkiye bunlara silah verdi mi?

Direkt silah veremez. Türk ordusunun silahları NATO’da kayıtlı. Ancak dışardan gelen silahların önemli bir bölümü bu gibi örgütlere Türkiye üzerinden gitti. Ama Türkiye, Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) silahlandırdı. Bu net. ÖSO’ya komutan atıyorsa buna silah ve gerekli diğer imkânları da temin etmesi gerek. El Nusra da bundan nasibini aldı. Türkiye “Ben El Nusra’ya silah vermedim, ÖSO’ya verdim diyebilir” ama bu silahların onlara gideceğini biliyordu. Bu iş ÖSO’yla başladı. Silahlar kademe kademe El Nusra’ya gitti. Akabinde birçok El Nusra militanı IŞİD’e geçti.

Şu anda durum nedir?

IŞİD militanları eskisi kadar görünür değiller. Çünkü IŞİD’in Suriye’de, Irak’ta kendi güvenli bölgeleri var. Türkiye’ye bu anlamda eskisi gibi ihtiyacı yok. Ama aradaki ilişki devam ediyor.

Nereden biliyorsunuz?

Kendi istihbari bilgilerim var. İsmini veremeyeceğim çok önemli üst düzey bir yetkiliyle Türkmenlerin malûm ihtiyaçlarını (silah kastediyor) konuşuyor ve ondan bunları talep ediyordum. Bu konuda yardımını gördüğüm yetkili, Türkmenlere gönderilen yardımların yetersizliğini dile getirdiğimde bana şunu söyledi: “Biz, ancak bize gelen silahların içinden verebiliyoruz.”

Diğerleri nereye gidiyormuş?

İşte, diğerlerin nereye gittiğini ne sormaya ne de merak etmeye gerek var. AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye, bu noktada boğazına kadar pisliğe battı. En kötüsü Türkiye’nin IŞİD ve diğer örgütlere karşı müsamahakâr tavrı, IŞİD’e Türkiye’de bir taban sağladı. Artık IŞİD’in bu sınırdan geçmek, veya Türkiye’den herhangi bir şey temin etmek için Türkiye Cumhuriyeti devletine ihtiyacı kalmadı.

Halk mı yardım ediyor?

Tabii. Ciddi bir sempatizan kitlesi var. Türkiye’nin her yerinde var. Reyhanlı dahil, genç delikanlıların IŞİD’e katıldığını duyuyoruz. Hatta daha tehlikeli noktaya geldik.

Ne gibi?

Türk milletinde, bilhassa Kürtlerin “Kobani” diye adlandırdığı ama bize göre “Ayn el Arap” bölgesiyle ilgili HDP’nin çıkarttığı şiddet olaylarından dolayı PKK ve HDP’ye duyulan nefret IŞİD’e sempatiye dönüştü. Bakınız Güneydoğu’da devlet yok. Hükümet, “sözde barış süreci” ile ilgili alanı PKK’ya teslim etti. Şimdi siz bir güvenlik görevlisi olsanız, “7 – 24” orada terör örgütün tehdidine mazur kalsanız hangi psikolojiye sahip olursunuz? AKP’nin getirdiği kanunlar yüzünden eliniz kolunuz bağlı. Sizin savaşmak isteyip de savaşamadığınız bir örgütle kim savaşıyorsa savaşsın, o örgüt size sempatik gelir. 6-7 Ekim’den sonra bu sempati artık halka da kayıyor. IŞİD şimdi kendini daha rahat örgütlüyor, propagandasını daha rahat yapıyor. Üstelik IŞİD ile PKK arasındaki mücadele Türkiye’deki Kürtlerin arasına da taşındı. PKK Hizbullah’a saldırdı. Kavga İslami. Esas risk burada. Ortadoğuda’ki gibi bir mezhep kavgası Türkiye’nin içini perişan eder.

MHP olarak ne gibi bir çözüm öneriyorsunuz?

Mesele Türkiye’nin yanlış Suriye politikasında düğümleniyor. Batı kendi politikasını değiştirdi bile. Esad’la gizlice müzakere ediyorlar. Üçüncü ülkeler vasıtasıyla Esad rejimiyle anlaşma maddelere kadar inmiş. Örneğin bu maddelerin içinde Suriye’nin yeniden imarı da var.

“Harekâtlar Esad’ın onayıyla yapılıyor”

Amerika sürekli Beşar Esad’a karşı tavrının değişmediğini, Esad’ın gitmesi gerektiğini söylüyor…

Amerikalılar, “Esad gidecek” diyebilir, ama Esad’a hiç dokunuyor mu? Bu hava harekâtları Amerika’nın, Suriye’nin onayıyla yapılıyor. Ama Amerika , “Ben Suriye’nin onayıyla yaptım şu izni aldım” diyebilir mi? Hazırlanan anlaşmada yeniden imarda hangi ülkelerde faaliyet gösteren n şirketlerin yer alacağı yazılıyor. Rusya, Çin ve İran da var. Türkiye masada yok. Masadan atılmış. Bu anlaşma imzalanacak. Bir veya iki yıl sonra, başkanlık seçimleri olacak Suriye’de. Dolaysıyla Batı “Ben Esad’ı tanımadım ama ne yapalım Suriye halkı yeniden Esad’ı seçti” diyecek. Batı çok reel politika yapar. Fransa’nın, IŞİD konusunda Suriye’ye yardım etmek niyetiyle teklif götürdüğü ve rejimin “Hayır, önce Şam’da büyükelçiliğinizi açın ve sonra görüşelim,” dediği kulağımıza geldi. Bu şuna işaret, artık Batı’da Esad’ın ayakta kalması kanıksanmış, Esad’la ilişkiyi kurmakta gecikmeyelim manasında girişimler yapıyor. Türkiye açıkta kaldı.

Suriye halkı eli bu denli kana bulaşmış Esad’ı nasıl seçer?

Bunu Suriye halkı tayin edecek. Esad’a meşruiyet biçmek benim işim değil.

“IŞİD’in kökü hiçbir zaman kazınamaz”

IŞİD ne olacak?

IŞİD’in kökü hiçbir zaman kazınmaz. Marjinal bir örgüt olarak varlığını sürdürecek. Lazım olduğu sürece kendini muhafaza edecek. Uluslararası sistemin Ortadoğu’da kurduğu denklem bu.

Peki ya Kürtler?

Şu anda Esad’ın, Batı’nın üçüncü ülkelerle yaptığı görüşmelerde itiraz ettiği en önemli madde “Kuzey Irak’tan Akdeniz’e uzanan enerji maksatlı bir koridor açılması amacıyla özerk Kürt bölge kurulması yönündeki dayatma”. Esad, buna itiraz ediyor. Eğer sayın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, birleşik Kürdistan’ın ikinci parçası kabul edilebilen “sözde Rojava”yı bir tehdit unsuru olarak kabul ediyorsa ve bunun kurulmasından sonra üçüncü parçanın Türkiye’de kurulacak olacağına dair bir kanaati varsa-ki bize göre böyle-o zaman Esad’a özerk Kürt bölgesini dayatan Batı’ysa Türkiye’nin tek bir partneri kalıyor: Esad.

“1035 kişi sınır dışı edildi”

Türkiye’nin sınır güvenliği ile ilgili aldığı tedbirler resmî kaynaklardan edinilen bilgilere göre şöyle:

Terör örgütleriyle ilişkisi olduğundan şüphelenilen ve yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yapan yabancılar, ilgili kurumlarca tespit edilerek tutuklanıyor. Sonrasında ise sınırdışı edilmektedir. Bu kapsamda 1035 kişi Türkiye makamlarınca sınırdışı edildi. Türkiye tarafından yedi bine yakın kişiye yurda giriş yasağı kondu.

IŞİD ve benzeri örgütlerin, Türkiye ile 911 kilometrelik sınırı bulunan Suriye’nin herhangi bir yerinde hâkimiyet kurması ülke için hem güvenlik sorunu, hem de toplumsal huzursuzluk kaynağı. Fakat dünyanın öbür ucunda dahi olsa bu tarz hareketler, İslamofobik yaklaşımlara yol açması sebebiyle de Türkiye için bir tehdittir.

Geçişlerin yoğun olduğu sınır bölgelerinde risk analiz grupları kuruldu. Bu birimler, yukarıdaki rakamlara ek olarak 300’e yakın kişinin girişine tahdit koydu.

Jandarma, Emniyet, Kara Kuvvetleri ve diğer kurumların ortak çalışmalarıyla sınır illerinde kaçakçılıkla mücadele ve sınır güvenliği konusunda ek tedbirler hayata geçirildi. Yalnızca 2014’ün ilk altı ayında Türkiye sınırından yasadışı yollarla geçiş yapmaya çalışan 52 bini aşkın kişi yakalandı. 60 milyon litreye yakın kaçak akaryakıt ele geçirildi. Toplamda 65 km’lik kaçak petrol boru hattı imha edildi.

Sınır güvenliği kapsamında 23 km tel örgü inşa edildi, 92 km’lik tel örgü onarıldı, 15 km akordeon engel sistemi ile 45 km kafes tel engel sistemi kuruldu. Bunlara ek olarak yaklaşık 300 km hendek kazıldı, 250 km boyunca aydınlatma yapıldı ve sınırlara termal kamera ile gece görüş sistemleri yerleştirildi.

 

 

(Amberin Zaman -Taraf).