Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 24°C
Çar 22°C

ÇİÇEK: BİR BİLGİ KİRLİLİĞİ YAŞANIYOR

ÇİÇEK: BİR BİLGİ KİRLİLİĞİ YAŞANIYOR
10/01/2013 17:25
A+
A-

TBMM Başkanı Cemil Çiçek gündeme ilişkin açıklamalarda bulunarak imralı ile yeni süreç hakkında açıklamada bulundu. Çiçek, “Terörün bitmesini istemeyenler var” dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, terör sorununun, Türkiye’nin sorunu olduğunu ifade ederek, ”Bizim sorunumuzdur, çözecek olan da biziz. Bu sorunu çözerken de bunun kolay olmadığını bilmek lazım. Her gün, her zaman bu konu Güvenpark’ta konuşulacak konu değil. Hassas süreçte herkesin konuşması gerekiyor mu-” dedi.
Çiçek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Parlamento Muhabirleri Derneği’ni ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmralı’da yapılan görüşmelerin ve terörle mücadele konusunda son günlerde yaşanan gelişmelerin sorulması üzerine Çiçek, terör meselesinin, bir insanlık tecrübesi olduğunu dile getirdi.
Çiçek, ”Bu terör sorunu Türkiye sorunudur, bizim sorunumuzdur, çözecek olan da biziz, başkasından bir şey beklemeyelim. Başkalarıyla işbirliği yapılabilir, destek istenebilir, verir, vermezler şu ana kadar vermediler. Biz çözeceğiz. Bizi ne kadar geniş kapsamlı tutabilirsek, sorunun merhalelerinde karşılaşacağımız engelleri kolay aşabiliriz. Bu sorunu çözerken de bunun kolay olmadığını bilmek lazım” diye konuştu.
Çiçek, sorunun özünün, 3, 5, 10 yıllık olmadığını belirterek, kökleri Osmanlı’ya kadar giden, zaman zaman Cumhuriyet döneminde de nükseden, tarihi derinliği olan bir konu olduğunu vurguladı.
Bu süreç başladığından beri olup bitenleri, tartışmaları, yazılanları takip etmeye çalıştığını dile getiren Çiçek, bir bilgi kirliği yaşandığını kaydetti. Çiçek, doğrulanmayan, teyit edilmeyen, olsa olsa kişisel kanat, kulis haberi cinsinden haberlerin çokça yer alıyor olmasının, vatandaşlar açısından da bazı tereddütleri beraberinde getireceğini söyledi.
Çiçek, bu konuların, gazetelerde yer almak, televizyonlara davet edilmek için piyasası olan bir sektör olduğunu belirtti. Çiçek, bir çok kişinin, biliyormuş, bu sürecin içindeymiş, bu görüşmelerde, toplantılarda varmış gibi davrandığını, bunu sakıncalı bulduğunu dile getirdi.
Başka ülkelerin müzakere süreçlerine baktıklarında, ne kadar sıkıntılar, zorluklarla dolu olduğunu bildiklerini vurgulayan Çiçek, Türkiye bağlamında da vatandaşı, yersiz beklentiler içine sokmamak gerektiğini kaydetti.
Terörün, önemli de bir sektör, önemli kazanç kaynağı olduğuna işaret eden Çiçek, kimsenin, altın yumurtlayan tavuğun bırakılmasını kolay kolay istemeyeceğini söyledi.
Çiçek, ”Türkiye açısından terör meselesi muhakkak şekilde çözülmesi gereken bir konu. Bu süreçte, bu iş bitmesin diye zaman zaman sıkıntılar gündeme gelebilir. Buna karşılık hepimizin soğukkanlı olması, iyi anlaşılmasına da birlikte yardımcı olmamız lazım. Bilgi verilmesi gerektiğinde verilmelidir. Bilgi edinmek sizin için bir görev ve haktır. İlgililerden soracaksınız, vatandaşa vereceksiniz. Ancak başka ülke uygulamalarında da gördük, her gün, her zaman bu konu Güvenpark’ta konuşulacak konu değil. Hassas süreçte herkesin konuşması gerekiyor mu- Hassas davranılması gerekiyor. İki hassas çalışma var. Yeni anayasa ve terörle ilgili yaşanan gelişmeler” diye konuştu.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, terörle mücadeleye ilişkin gelinen son süreç başladığından beri yapılan açıklamaların önemli bir kısımın sıkıntılı açıklamalar olduğunu belirterek, ”Her şeyi konuşmak gerekiyor mu, bilmiyorum. Hepimizin gözardı etmemesi gereken şu; bu iş bitsin mi bitmesin mi- Bitsin istiyorsak bazen meraklarımızı da baskı altında tutacağız” dedi.
Çiçek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Göksel Bozkurt’u ziyaret etti.
Gazeteciler Günü’nü kutlayan Çiçek, basının öneminin her geçen gün farkında olduklarını söyledi. Çağın, bilgi, iletişim çağı olduğuna işaret eden Çiçek, bunun merkezinde de büyük ölçüde basının yer aldığını kaydetti.
Basının, önemli bir bilgi kaynağı olduğunu dile getiren Çiçek, basının bu görevi ne kadar iyi yaparsa, hayatlarına da kalite katacağını, daha isabetli kararlar verebileceklerini söyledi.
Çiçek, olumsuzlukları, yanlışlıkları kamuoyunun bilgisine sunmak; halkın, muhalefetin denetimine yardımcı olmak açısından basının aynı zamanda denetimin de bir parçası olduğunu vurguladı.
Yanlış bir haber, bilginin, kişi hak ve özgürlükleri açısından, toplumsal hassasiyetler açısından olumsuz etkilerinin olabileceğini belirten Çiçek, ”Siyaset yapanlar bakımından basın ve siyaset kurumu birbirinin ayrılmaz parçasıdır. İtibar grafiğinde de birbirimizin yanı başında bulunuyoruz. Bu kadar da iç içe geçmiş durumdayız. Hem siyaset hem de basın olarak iyi bir yerde de değiliz. Çalışan Gazeteciler Günü kavramı kendi içinde olumsuzluğu da ifade ediyor, demek ki bir de çalışmayan gazeteciler var” diye konuştu.
Göksel Bozkurt da parlamento muhabirlerinin, Meclis’in kuruluşundan bu yana sokaktaki vatandaş adına denetim görevi yaptığını, bir anlamda Meclis’e ayna tuttuğunu belirtti. Bozkurt, ifade özgürlüğü ilkelerinden taviz vermeden bu görevini sürdürdüğünü dile getirdi.

-”Mağduriyetlere sebebiyet verilmemeli”-

Cezaevindeki gazetecilere ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Çiçek, bunun, son günlerde kamuoyunda da konuşulduğunu, soru, tenkit, beklenti konusu olduğunu dile getirdi. Çiçek, ne kadarı gazetecilik nedeniyle ne kadarı bir başka nedenlerle tutuklu olduğu noktasında tartışmaların bulunduğunu anımsattı.
Tutuklamanın istisnai olduğunun kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, tutukluluğun bir mahkumiyet değil, tedbir olduğunu belirtti. Çiçek, bunun, sade vatandaş, gazeteci açısından mahkumiyete dönüşmemesini arzu ettiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bir an önce davaların sonuçlanması, kişinin akıbetinin baştan belli olması çok önemli. TBMM, geçen dönem adli kontrole ilişkin bir yasa kabul etti. Bu tüm mahsurları ortadan kaldırabilecek, çağdaş bir müessese. Genel temayülden bir miktar uzaklaşma söz konusu olmakla birlikte Türkiye, yargı uygulamaları bakımından tutuklamaların sıkça yapıldığı bir ülkedir. Bunu rakamlar gösteriyor. Şimdi azaldı. Batı’da 2-3 hükümlüye karşı 1 tutuklu varken, bizde tam tersi olarak tutuklu sayısı hükümlü sayısından uzunca bir süre daha fazla olduğu dönemleri yaşadık. Aradan geçen süre içinde bir iyileşme var. Tutuklama miktarları, hükümlüye nazaran epey azaldı. Bir kısım şartlı salıvermeler oldu. Ama buna rağmen yine de tutuklama meselesinde olabildiğince hassas davranılması, ileride telafisi olmayacak mağduriyetlere sebebiyet verilmemesi gerekiyor. Bu da yargıcın takdirindedir. Özellikle gazeteciyse -kıyak olsun diye söylemiyorum- biraz daha, herkes için, sizin için hassas davranılması gerekir. Özel bir davayla ilgili bir şey söylemiyorum.”
Bozkurt’un, yeni anayasa sürecinin, basının önündeki ifade özgürlüklerinin kaldırılmasında önemli olabileceğini söylemesi üzerine Çiçek, bu günlerde yaşadıkları bazı anayasal sorunların temelinde yeni bir anayasayı yapmamalarının yattığını belirtti.
Çiçek, ”Alelacele bir anayasa yapmayalım. Onun getirebileceği sıkıntıları biliyoruz. Ama işi de ilanihaye uzun bir zaman dilimine yaydığımızda da o zaman başka türlü sıkıntılar çıkıyor. Makul sürede bunu bitirelim” dedi.

-”Bizim sorunumuzdur”-

Çiçek’e, bir gazetecinin, İmralı’daki görüşmeler ve bu sürece ilişkin parlamentoya bilgi verilmemesine yönelik değerlendirmesi soruldu.
Terör meselesinin, bir insanlık tecrübesi olduğuna işaret eden Çiçek, sadece Türkiye’de değil, dünyanın bir çok ülkesinde terör, terör eylemleri ve bazılarında bunu sonlandırmak üzere Türkiye’dekine benzer çalışmaların bulunduğunu anımsattı.
Çiçek, ”Terör sorunu, Türkiye sorundur, bizim sorunumuzdur, çözecek olan da biziz. Başkasından bir şey beklemeyelim, başkalarıyla işbirliği yapılabilir, destek istenebilir, verirler, vermezler, şu ana kadar vermediler. Bunu biz çözeceğiz. Bizi ne kadar geniş, kapsamlı tutabilirsek, sorunun merhalelerinde karşılaşacağımız engelleri kolay aşabiliriz. Bu sorunu çözerken de bunun kolay olmadığını bilmemiz lazım. Çünkü sorunun özü 3, 5, 10 yıllık değil, belki kökleri ta Osmanlı’ya kadar giden, zaman zaman Cumhuriyet döneminde de nüksetmiş olan, tarihi derinliği olan bir konu. Onun için özellikle sizler tarafından haber konusu yapılırken çok hassas değerlendirmelerin yapılması gerekir” diye konuştu.

-”Bilgi kirliliği”-

Bu süreç başladığından beri olup bitenleri, tartışmaları, yazılanları takip etmeye çalıştığını dile getiren Çiçek, bilgi kirliliği yaşandığını kaydetti.
Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”İlgilileri tarafından resmen açıklama yapılmadığı takdirde, yeni bilgi vereceğiz diye insanların kafasını karıştıracak, doğrulanmamış, teyit edilmemiş, olsa olsa kişisel kanaat veya kulis haberi cinsinden haberlerin çokça yer alıyor olması, vatandaş açısından bir kısım tereddütleri de beraberinde getirir. Çünkü terör vesilesiyle bu toplum çok travma yaşadı, yaşıyor. Halen de terör imalata devam ediyor, kış şartlarının getirdiği bir sükunete rağmen halen saldırılar oluyor, olabileceğini de herkes kabul ediyor. Bu konuda yazılıp, çizilenleri, sizlere söylenenleri kulislerde, başka yerlerde bunları ihtirazi kayıtla karşılamak gerekir. Bilginin kendisi mi kişisel kanaat mi, bunun çok açık ortaya konulması lazım. Bu konuda beyanat vermek istediğinizde epey müşteri bulunuyor. Bu konular, gazetelerde yer almak için, televizyonlara davet edilmek için piyasası olan sektör. Onun için bir çok kişi biliyormuş havasında, bu sürecin içindeymiş, bu görüşmelerde, toplantılarda bulunmuş gibi aktarımlar yapılıyor. Bunları süreç açısından sakıncalı buluyorum.
Sanki bu sorun yarın öbür gün çözülecek gibi iyimser bir hava. Bu iyimserlik, kötümserlik arasında gidip, gelecek, değerlendirme konusu yapılacak bir konu değil. Olabildiğince gerçekçi olmak lazım. Başka ülkelerin müzakere süreçlerine baktığımızda ne kadar sıkıntılı, zorluklarla dolu yol olduğunu oradan da Türkiye bağlamında da biliyoruz. Bu konuda da vatandaşı yersiz beklentiler içine sokmamak gerekecektir.”

-”Dost lafı, diyet laf, kalorisi yok”-

TBMM Başkanı Çiçek, terörün önemli de bir sektör ve kazanç kaynağı olduğuna dikkati çekerek, kimsenin, altın yumurtlayan tavuğun bırakılmasını kolay kolay istemeyeceğini söyledi.
Terör örgütünün en önemli gelir kaynağının uyuşturucu ticareti olduğunu belirten Çiçek, Avrupa’ya giden, pazarlanan uyuşturucunun neredeyse patronunun bu örgüt haline geldiğini kaydetti.
Çiçek, terörün, uluslararası politikanın bir parçası, enstrümanı olduğunu dile getirerek, bir ülkeyi caydırmak, istikrarsızlaştırmak istenildiğinde terörün en uygun enstrüman olduğunu belirtti. Çiçek, bunun en çok kullanıldığı ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak, ”Türkiye’nin gelişmiş olması, uluslararası politikada rol üstlenmesi, bu rolün giderek güçlenmesi, bir çok ülkenin politikasıyla ters düşüyor. O ülkeler, teröre bugüne kadar destek verdi. Taziye mesajlarına rağmen destek verdiler. Hangi ülkenin ne yapması gerekiyordu, nesini yaptı bakmak lazım. Bazen aynı ittifak içinde olduklarımız, bazen yanı başımızdakilerdir. Bazen dost ülkeler diyoruz. Politikada dost lafı biraz diyet bir laftır, fazla kalorisi yoktur. Ama uluslararası işbirliği de önemlidir” dedi.

-”Güvenpark’ta konuşulacak konu değil”-

Türkiye açısından terör meselesinin, muhakkak çözülmesi gereken bir konu olduğuna dikkati çeken Çiçek, sözlerini, ”Türkiye, terörle bu kadar uğraşmasaydı, kaybettiği insanlar, fırsatları hesaba kattığımızda belki dünyanın ilk on ülkesi olabilirdi. Kaybeden bizim insanımız, olayların cereyan ettiği bölgedeki vatandaşlarımız oldu. Bundan kazanan başka ülkeler oldu. Bu süreçte, bu iş bitmesin diye zaman zaman sıkıntılar gündeme gelebilir. Buna karşılık hepimizin soğukkanlı olması, bu süreci iyi anlamamız, değerlendirmemiz, iyi anlaşılmasına da birlikte yardımcı olmamız lazım” diye sürdürdü.
Çiçek, bilgi verilmesi gerektiğinde bunun verilmesi gerektiğini vurgulayarak, ”Bilgi edinmek sizin için bir görev ve haktır. Siz bizden, ilgililerden bilgi soracaksınız, vatandaşa vereceksiniz. Başka ülke uygulamalarında da gördük ki, hemen her gün, her sabah da bu konu Güvenpark’ta konuşulacak konu değil. Çünkü her türlü komplikasyonlara, her türlü yönlendirmelere açık bir süreç olacağı için bilgi ihtiyacı bazen herkese verilir, bazen verilmesi gerekenlere verilebilir. Bu hassasiyete iyi bakmak gerekir” görüşünü dile getirdi.

-”Her önüne gelen terör uzmanı gibi açıklama yaptı mı-”-

Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk’ün yeni anayasaya ilişkin önerisinin sorulması üzerine Çiçek, yapılan önemli bir çalışmanın, özel bir olayla bağlantılı hale getirilmesi halinde, bu bağlantıdan rahatsız olanların bulunabileceğini, anayasa yapım sürecini ve diğer süreci sıkıntıya sokabileceğini söyledi.
Çiçek, süreç başladığından beri yapılan açıklamaların önemli bir kısmını sıkıntılı açıklamalar olarak gördüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
”Her şeyi konuşmak gerekiyor mu, bilemiyorum. Başka ülkelerde bu müzakereler sürdürülürken, İspanya, İrlanda’da bu kadar konuşma oldu mu, her önüne gelen konuştu mu, her önüne gelen terör uzmanı gibi açıklama yaptı mı; yaptığım araştırmalarda böyle bir bilgim yok. Türkiye, biraz bu konuları olduğundan çok daha fazla sağa, sola çekerek konuşuyor. Yapılacakları da korkarım sıkıntıya sokmasın. Açıklamaların bir kısmını sorunlu açıklamalar olarak görüyorum. Böylesine hassas süreçte, herkesin konuşması gerekiyor mu- Sorunun kendisi biraz daha hassas davranmamazı gerektirir. Şu an iki hassas çalışma yapılıyor, biri yeni anayasa, diğeri terörle ilgili son günlerde yaşadığımız gelişmeler. İkisi de son derece hassastır. Çok dikkat etmek lazım. Biri diğerini engelleyici olmamalı, mazeret olmamalı.”

-”Çok merak etmeyin”-

Bir gazetecinin, ”Bu kadar çok açıklama, eksik bilgilendirmeden mi kaynaklanıyor-” sorusuna Çiçek, şöyle karşılık verdi:
”O zaman bu kadar çok merak etmeyin. Başka ülkelerde de bunlar oldu ama bu kadar çok açıklama olduğu kanaatinde değilim. Süreci götürenler bir açıklama yapması gerektiğinde yapmalıdır, bunu yeri gelir herkese yapar, yeri gelir belli yöneticilere, yeri gelir partilere, yeri gelir partilerden bir kaç kişiye, yeri gelir Meclis’te yapar. Her işin, herkesin gözü önünde yapılmasını istiyoruz gibi bir şey var. Bu sürece zarar verir. Hepimizin gözardı etmemesi gereken şu; bu iş bitsin mi bitmesin mi- Bitsin istiyorsak bazen meraklarımızı da baskı altında tutacağız. Elbet gün gelecek bunlar açıklanır, açıklanacak. Türkiye, her geçen gün giderek açık toplum oluyor. Hiç birşey gizli kapaklı kalmıyor. Ama bugün mü yarın mı, bir mesafe alalım, görelim. Sanıldığı kadar kolay olmadığını grup toplantılarındaki konuşmalardan bile sonuca varmak mümkün. Sürecin iyi yönetilmesi lazım, iyi yönetilmenin başında da ya yarım yanış bilgi vermeyeceksiniz, verdiğiniz bilgi de doğru olacak. O bilginin de ne zaman verilmesi gerektiğini iyi hesap etmek gerekecek. Sayın Başbakan da dedi ki, ‘kim nereden almış, bende öğreneyim’ İşin içinde bu işe karar veren, yürüten bir ülkenin başbakanı, bu işleri bilmiyorum diyorsa, ben de Türkiye’ye dönünce öğreneyim diyorsa, oturup bakmak lazım. Niye yazıldığını söylemiyorum, bu sürecin iyi götürülmesi bakımından herkese düşen sorumluluk var.”

 

AA