Dolar 34,6433
Euro 36,3761
Altın 2.910,55
BİST 9.671,41
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 12°C
Az Bulutlu
İstanbul
12°C
Az Bulutlu
Çar 13°C
Per 14°C
Cum 16°C
Cts 15°C

ÇİÇEK: ANAYASA’NIN HER HALÜKARDA DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR

ÇİÇEK: ANAYASA’NIN HER HALÜKARDA DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR
23/01/2013 17:54
A+
A-

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin mevcut anayasa ile yoluna devam etme imkanı bulunmadığını belirterek, ”Bunun her halükarda değiştirilmesi gerekiyor. Sorunları ileriye öteleme imkanımız da fazla kalmadı. Hepimizin bunun farkında olması lazım. Toplumun farkında olması lazım. Konuya da herkesin böyle bakması lazım” dedi.

Çiçek, Vakıf 2000 tarafından düzenlenen ”Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” konulu konferansın sunuş konuşmasını yaptı.

Çiçek, Türkiye’de sorunların tartışıldığını hatta kavga derecesinde konuşulduğunu belirterek, tartışılan birçok konunun yürürlükteki anayasa ile bağlantısı olduğunu bildirdi. Çiçek, köklü çözüm istendiği takdirde bunun birinci şartının yeni anayasa olduğunda şüphe bulunmadığının altını çizerek, yeni bir anayasa vurgusu yapılmaya, taleplerin ve beklentilerin artmaya başladığını söyledi.

Açık bir toplum olarak birçok konunun konuşulduğunu ifade eden Çiçek, herkesin istediği gibi düşüncesini söyleyebileceğini, tartışabileceğini, ancak uygulayıcıların ise yürürlükteki kuralları uygulamak gibi bir mecburiyetleri bulunduğunu vurguladı. Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:

”Bu tartışmalarımızda yürürlükteki anayasayı bir tarafa bırakarak, herkes televizyonlarda çözüm üretmeye çalışıyor. Şu şöyle olmalı, bu böyle olmalı. Ama kimse anayasa açıp bakmıyor ki bu anayasada nasıl bir düzenleme var. Dolayısıyla yanlış hükümler orada duracak, doğru sonuçları buradan elde etmeye çalışacağız. Yani buradan banta ne koyuyorsanız, öbür taraftan o çıkar. Farklı bir şey çıkmaz. O nedenle eğer hakikaten sonuç odaklı bir tartışma yapıp, güncel sorunlara çözüm bulacaksak, evvela bu tartışmaların merkezine anayasayı almamız lazım. ‘Ben böyle düşünüyorum’ bunu siz söyleyebilirsiniz ama işlem yapmak noktasında olanlar bunlara uymak mecburiyetindedir. Aksi takdirde hem hukuki hem de siyasi sonuçları çıkar bunun.”

Çiçek, aradan geçen süre içerisinde bu vurguyu bir defa daha yapmak mecburiyetinin hasıl olduğunu, aksi takdirde sorunlara çözüm bulmadan zamanın ve yılların harcanıp gittiğini ifade ederek, ”Enerjimizi boşa harcıyoruz. Dünya değişiyor. Bunu hepimiz kabul ediyoruz. Dünyada da en hızlı değişen ülkelerin başında Türkiye ve çevresi geliyor. Gerçekten baş döndürücü, işte bu kadar zamandır, öz geçmişimizde bunu ifade eder ki olayların bir ölçüde içinde bulunmuş birisi olarak bu değişimin ne kadar baş döndürücü olduğunu bizatihi şahsen kendimde müşahede etmiş birisi olarak, olayları yeni baştan bir defa daha değerlendirmeye ve sorunları çözerken yeni bir yaklaşım ortaya koymaya mecburuz” değerlendirmesinde bulundu.

-Bugünün tartışmalarının kaynağı dün çözmediğimiz sorunlar-

”Bugün tartıştığımız konuların bir kısmı esas itibarı ile dün çözmemiz gerekirken, çeşitli sebeplerle dün çözemeyip bugüne ötelediklerimizdir. Bunu göz ardı etmemek lazım” diyen Çiçek, bugün yeni sorunlar bulunduğunu, bunlarında dünden, evvelsi günden, evvelsi yıllardan kaldığına dikkati çekti.

Çiçek, şunları kaydetti:

”Bunların hepsi üst üste geldiğinde içinden çıkılmaz noktaya doğru da gidiyoruz. Bu sorunların başında 30 yıldır tartıştığımız bir anayasa sorunu var. Bir ülke düşünün ki bir konuyu 30 sene konuşuyor, bir baltaya sap edemiyoruz. Herkes şikayetçi değiştiremiyoruz. Herkes ‘nereden böyle bir anayasa ile karşı karşıyayız’ diye birbirimize soruyoruz.

Herkes değişmesinden yana ama günü kurtarmak babından bazen 1 madde, bazen 5 madde, bazen 30 madde… 17 defa değişmiş, iki tanesi de yoldan dönmüş, 19 değişiklik 30 senede. Böyle bir ülkede hukuk istikrarı olmaz. Biz istikrarı hep siyasi istikrar olarak anlarız o da bir partinin Meclis’te tek başına iktidar olması. Koalisyonlardan çok çektiğimiz ifade edilerek. Halbuki bir ülkede siyasi istikrar kadar, belki ondan çok daha önemlisi hukuki istikrardır. Bir ülkenin en temel yasasında her 12 ayda bir, 13 ayda bir, o değişim süreçlerine baktığınızda bazen 2 ayda bir değiştirmişiz. Bugün değiştirmişiz, sonra karşımıza tahkim konusu dahil, ihtiyaç hasıl olunca apar topar olağanüstü toplantılar yaparak anayasa değişiklikleri gerçekleştirmişiz. 30 yılda 19 defa.”

Çiçek, Türkiye’nin bu anayasa ile yoluna devam etme imkanı bulunmadığını kaydederek, ”Bunun her halükarda değiştirilmesi gerekiyor. Sorunları ileriye öteleme imkanımız da fazla kalmadı. Hepimizin bunun farkında olması lazım. Toplumun farkında olması lazım. Konuya da herkesin böyle bakması lazım” dedi.

Konunun öncelikli ve önemli bir sorun ve sorunların kaynağı olduğunu Türkiye’nin her tarafında 13 bölge toplantısında anlatmaya çalıştıklarını belirten Çiçek, ”anayasa dervişi gibi” katılımcıların azlığına veya çokluğuna bakmadan yeni anayasaya neden ihtiyaç olduğunu paylaşmaya çalıştıklarına dikkati çekti. Anayasa sorunun biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğinin altını çizen Çiçek, tartışmalar sırasında Türkiye’nin alışık olmadığı bir yol, yöntem ve yeni bir üslup yerleştirmeye çalıştıklarını ifade etti.

Çiçek, ”Siyaset dışarıda olabildiğince sertken 4 siyasi partiden müteşekkil arkadaşlarımızla beraber her yere birlikte giderek, bu platformun dışında da 4 siyasi partimizin Meclis çatısı altında mecburiyeti vardır. Yasama faaliyeti başka yerde olmaz. Tek platform da bu. Biz 19 Ekim 2011’den bu tarafa bir önemli çalışmayı çabayı sürdürüyoruz. Hem de birbirimize saygı içerisinde bunu sürdürmeye çalışıyoruz. Bunun çok kolay olmadığını da ifade etmeye çalışayım” dedi.

Komisyonun karşılaştığı birtakım zorluklar ve sıkıntılar bulunduğuna işaret eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Evvela Türkiye’nin anayasa ile ilgili ne sorunu varsa bunun en evvel tartışılacağı yer komisyondur. Başkanlık sistemi de bunlardan bir tanesidir. ‘Neden geldi, niye geldi, nereden çıktı’ demek doğru olmaz. Veya parlamenter sistem. Nereden çıktı- Her parti doğru-yanlış görüşünü bu komisyona getirecek ve ama bu komisyonda ortalama anayasa çıkaracağız. Ortak noktaları bularak, ‘benim değil bizim’ diyebildiğimiz bir anayasayı çıkaracağız.

Bunun için de elbette sivil toplum kuruluşlarının fikri desteğine hem takibine hem de kamuoyu denetimine de ihtiyacımız olduğunu ifade etmek isterim.

Eğer bu dönem bu anayasayı yapamazsak, elbette kıyamet kopmaz. Dünyanın sonu gelmez. Ağır aksak da olsa bir anayasa ülkede var. Şunu kabul etmek lazım ki bundan sonraki tartışmaların önemli bir kısmı Türkiye’nin geldiği nokta, anayasada önemli düzenlemeleri yapmadan, erkler arasındaki dengeleri yerli yerine oturtmadan, hak ve özgürlüklerle ilgili günümüzün ihtiyaçlarına cevap veren, başkalarının zorlaması ile değil, AİHM kararları ile değil, kendi ihtiyacımızın sonucu olarak Türkiye’nin geldiği nokta itibarı ile hak ve özgürlükleri yeni baştan tanımlayan, teminat altına alan, dengeleri, öncelikleri, felsefesi iyi kurgulanmış yeni bir anayasayı kamuoyuna takdim edemezsek, bundan en evvel zarar görecek olan siyaset kurumudur.”

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ”2014 Ağustosundan sonra Türkiye yeni bir anayasa yapamadığı için ciddi yeni ciddi sorunlarla karşı karşıya kalırsa, bunun sorumlusu bizler oluruz. Buradan ifade etmek istiyorum” dedi.

Çiçek, Vakıf 2000 tarafından düzenlenen ”Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” konulu konferansın sunuş konuşmasını yaptı.

Çiçek, yeni anayasanın 4 siyasi partinin taahhüdü olduğunu ve yapılamaması durumunda taahhüdün yerine getirilememiş olacağını belirterek, bunun siyaset kurumu ve parlamentoya ciddi olarak sıkıntı çıkaracağını söyledi. Çiçek, ”Türkiye’nin her meselesinin konuşulacağı, çözüme kavuşturulacağı yer burasıdır. Herkes ‘bir anayasa sorunu var’ diyorsa ve böyle bir beklenti içerisindeyse bu beklentinin bu dönem karşılanması gerekir. Bunu yaparken elbette alelacele bir şey yapamayız. Anayasa yapmak gerçekten zor bir iştir. 10 daireli bir apartmanda bile 10 tane komşunun, karşılıklı birbirine gidip-gelen, oturup anlaşamadığı bir yerde çok farklı siyasi görüşlere sahip 4 partinin bir ortak metin üzerinde anlaşmasının zorluğunu herkes kabul etmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

”Bunu neden söylüyorum- ‘İşte görüyor musunuz, anlaşamadılar’. Sanki bizi tenkit eden 4 kişi sanki televizyon tartışmasında anlaşıyor. Onlar anlaşıyor. Anlaşamayan bu 4 siyasi parti” diyen Çiçek, meseleyi küçültülmemesi veya büyütülmemesi çağrısında bulundu.

Çok fazla uzlaşma kültürü bulunmadığını belirten Çiçek, ”Onun için komisyonun birinci zorluğu buradadır. Alelacele bir anayasa yapamayız. Ama ilanihaye, ucunu açık da bu işi bırakamayız. Çünkü hayır işi uzarsa şerre dönüşür. Peki o zaman yapılması gereken çalışmalarımızı biraz daha yoğunlaştırarak, biraz daha katkıları artırarak ve bu yöndeki çabaları olabildiğince destekleyerek, ortak bir anayasayı bu dönem yapmamız gerekir” diye konuştu.

Çiçek, şunları kaydetti:

”Anayasa yapılamadığı takdirde, kısmi anayasa değişiklikleri yapılırken, o değişikliklerin bağlantıları iyi kurgulanamadığı için, anayasal dengeler yerli yerine iyi oturtulamadığı için önümüzdeki dönemde yeni ve aşılması da fevkalade zor, demokratik sistemin dengelerini bozacak yeni sorunlarla karşı karşıya kalmamız mukadderdir.

Ben burada bugün başkanlık sisteminin lehinde ve aleyhinde bir şey söyleyemem. Elbette fikrim var, düşüncem var. Ama ben yürüttüğüm görev icabı sadece bu tartışmaların önemli olduğunu, bu tartışmalardan istifade ile yeni bir anayasa yapmamız gerektiğini ifade ederim.”

-Önümüzdeki dönem ciddi anayasal sıkıntılar yaşayabiliriz-

Çiçek, dinleyicilere konu ile ilgili verdiği örnekte şunları söyledi:

”Azrail gelmiş, delikanlıya demiş ki ‘Ben senin canını alacağım’ O da demiş ki ‘Daha genç yaştayım. Keşke gelmeden evvel bana bir haber verseydin. Bir mehil yok mu- Biraz süre versen olmaz mı-‘ Azrail de kabul etmiş. Demiş ki ‘Gelirken haber vereceğim’. Aradan seneler geçmiş. O delikanlı evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş, torunlarına kavuşmuş. Saçları benimki gibi ağarmış falan. Epey zaman geçtikten sonra Azrail tekrar gelmiş. Demiş ki ‘Ben senin canını alacağım.’ Demiş ‘Hani mutabık kalmıştık. Haber verecektin. Bazı hatırlatmaların olacaktı’. Demiş ki ‘Ben sana çok hatırlatma yaptım ama sen hiçbirisini dikkate almadın.’

Buradaki Azrail’den kasıt, misal yerli yerine oturduysa önümüzdeki dönemde karşılaşacağımız sıkıntılardır. Yani çok alametler belirdi, gelmeden. Bugün Kandil gecesi ya, çok alametler var ki önümüzdeki dönem daha ciddi anayasal sıkıntıları yaşayabiliriz. Bunun hatırlatmaları var, emareleri var. Dolayısıyla bu işi daha fazla öteleme şansımız olmadığı için büyük bir sorumluluk duygusu içerisinde hep beraber bu işi bu defa sonlandırmamız icap edecektir.”

Çiçek, başka ülkelere nazaran Türkiye’nin partili ve partisiz cumhurbaşkanları tecrübesi bulunduğunu anımsatarak, dünyada sayısı çok az parlamento tecrübesine sahip bir ülke olduğunu dile getirdi.

Yürürlükten kalkmış anayasalara bakıldığında Meclis’in çok etkin olduğu anayasal dönemler de yaşandığını, yürütmenin çok etkin olduğu dönemler de yaşandığını ve yaşanılmaya çalışıldığını kaydeden Çiçek, ”Partili cumhurbaşkanı, partisiz cumhurbaşkanı, parlamenter sistem, parlamenter sistemin erkler arasındaki ağırlığını dikkate katarak tatlı, acı, sonu çoğu zaman hoş bitmeyen tecrübeleri yaşamış bir ülkeyiz. Demek ki önemli bir tecrübemiz var. Doğrusunu isterseniz, iyi de bir akademik birikimi var bu ülkenin” diye konuştu.

Çiçek, bir işin zamanında yapılmazsa başa ne işler açacağını önceden bilebilir noktaya getiren siyasi tecrübe bulunduğunu vurgulayarak, ”Bütün bunlar var iken halen 2014’ten sonra, 2014 Ağustos’undan sonra Türkiye yeni bir anayasa yapamadığı için ciddi yeni ciddi sorunlarla karşı karşıya kalırsa, bunun sorumlusu bizler oluruz. Buradan ifade etmek istiyorum. Onun için benim söyleyeceklerim hatırlatmalardan ibaret. Şüphesiz başkanlık sistemi de arkadaşlarımızın yasama, yürütme, yargı erkleri ile ilgili düzenlemeleri yaparken, bir partimizin gündeme getirdiği, bazı partilerimizin ‘doğru olmaz’ dediği, şu an çalışmalarını tartışarak, uygarca bir yere getirmeye çalıştıkları konulardan bir tanesidir. İnşallah bunlardan iyi bir sonucu hep beraber çıkartırız.”

AA