Dolar 32,3578
Euro 35,0024
Altın 2.326,06
BİST 9.124,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Bilim Kurulu Üyesi: Bu kez dalga değil tsunami geliyor

A+
A-

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, tüm dünyada panik yaratan ve kapanmaları yeniden gündeme getiren Omicron varyantının bu kez yeni bir dalga değil, tsunamiye yol açacağını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, özellikle yeni yıl nedeniyle kalabalık ortamlara girmekten kesinlikle uzak durulmasını, imkanı olan sektörlerde uzaktan çalışmaya yeniden dönülmesi gerektiğini, aşılamaların da halen hayati önem taşıdığını vurguladı.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, tüm dünyayı hızla etkisi altına alan ve yeni yıl arifesinde ABD ve Avrupa’da kapanmaları yeniden gündeme getiren Omicron varyantı hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Yavuz, İngiltere ve Norveç’ten gelen bilgilere göre hastalık seyrinin daha çok Delta varyantına benzediği yönünde olduğunu, ancak Omicron’un bulaşma hızının Delta’yı katladığı göz önüne alındığında, vaka sayılarının sağlık sistemlerini zorlayabilecek düzeylere ulaşma riski bulunduğunu belirtti.

Prof. Dr. Yavuz, “Güney Afrika’da Kasım sonuna doğru ortaya çıktıktan sonra, bir ay içinde inanılmaz hızlı çoğalarak, yaklaşık her 2 günde bir, enfeksiyon sayısı ikiye katlanarak, şu anda tüm enfeksiyonların yüzde yüze yakınına neden oluyor Omicron.

Orada tanımlandıktan kısa süre içinde de hemen hemen dünyanın bütün ülkelerine yayıldı aynı hızla. Ne yazık ki diğer ülkelerde de baskın hale gelmeye başladı.

Dün mesela Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi CDC genomik surveyansı açıkladılar, enfeksiyonlarının yüzde 73’ü Omicron’a bağlı ortaya çıkıyor. Çok kötü olduğunu duyuyorduk ama ben de beklemiyordum bu kadarını açıkçası. Daha 1 ay geçmeden ABD’de de neredeyse baskın hale gelmiş durumda.” dedi.

Güney Afrika’da hastalığın hafif seyirli gözlenmesinin rehavete yol açmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Halkın hemen hemen yüzde 75’i hastalığı geçirmiş durumda.

Acaba ona mı bağlı, yoksa orada daha genç bir nüfus var, ona mı bağlı; henüz bu sorunun cevabı ortaya çıkmadı. Ama Avrupa deneyimine bakıyoruz, örneğin İngiltere’de şu an hızla çoğalıyor. Norveç’te yine vakaların neredeyse yüzde 25’i Omicron.

Bu nedenle öncekileri hep dalga olarak görüyorduk ama şu andaki gerçekten tsunami gidiyor. Çok hızlı yayılıyor ve çok sayıda insanı çok kolay bir şekilde enfekte edebiliyor. Hem vaka sayısını hem de ölüm sayılarının artırabileceğine yönelik veriler var. Bu çok kaygı yaratıyor bizde gerçekten” şeklinde konuştu.

Omicron açısından alınması gereken önlemlere de değinen Prof. Dr. Yavuz, bunun başında yine aşılamanın geldiğini söyledi. Prof. Dr. Yavuz, “Bizim en büyük sıkıntımız bu hastalıkta, ölüm. Şu anda aşılama sağlandığında, ek dozlar da yapıldığında, yine ölüm ve ağır hastalıktan korunabilmek büyük oranda mümkün oluyor.

Yapılan çalışmalarda aşılanmanın, üç doz mRNA aşısından sonra hala yüzde 75 ağır hastalık ve ölümden koruduğu gösterildi. Türkiye’de aşılanma oranımız hala yüzde 60’larda. Bunu artırmamız şart. Çocuk grubunda da aşılanmaya geçilmesi gerekiyor. 5-11 yaş grubuna kullanılan aşının Türkiye’ye de gelmesi ve aşı hakkı tanınması gerekiyor.

Yine genç yaş grubunda, 12 yaş üstünde aşılama çok yavaş gidiyor. Benim kızım da lise öğrencisi ve aşı hakkı tanımlandığı anda yaptırdım. Üçüncü doz hakkı geldiğinde, onu da yaptıracağım.” diye konuştu.

“Bir solunum yolu virüsünün aşı bağışıklığından kaçması, bizim açımızdan çok şaşırtıcı bir şey değil. Bunu gripten de zaten biliyoruz. Burada önemli olan, genomik sürveyansın yapılması ve (baskın olan suşa göre) aşının ne zaman değişmesi gerektiğine karar verilmesi.

Örneğin grip aşılarında, aşı etkinliği yüzde 50’nin altına düştüğünde, o anda baskın olan suşa karşı yeni aşı çalışması yapılır.

Şu anda halen üç doz mRNA aşıları ile yüzde 75’e varan oranlarda korunabiliyoruz. Bu, grip aşılarının etkinliğinden daha yüksek. Şu anda virüsün aşılardan kaçabilmesi, Spike proteininin belli bölgelerinin üzerindeki mutasyonlar nedeniyle oluyor. Ama Spike proteininde mutasyondan korunmuş bölgeler de var. Onlar bulunarak da yeni aşı çalışmaları yürüyor.

Bu çalışmalardan ümitliyiz Böylece mutasyon sıkıntısıyla başa çıkılmış olunacak. Aslında gripte de bu çalışmalar yapılıyor. Pankoronavirüs aşısı da mutlaka bulunacaktır.”

Kaynak: Türkgün