BABACAN: TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI BASINDA İŞLENİŞİ OLUMLU DEĞİL
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Son 1.5-2 yıldır Türkiye’nin uluslararası basında işleniş tarzı çok olumlu değil. Fazla bir haber görmüyoruz, gördüğümüz zamanda, negatif unsurları cımbızlayıp ön plana çıkaran bir yaklaşım var maalesef” dedi.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TEPAV tarafından düzenlenen “Küresel Yönetişim Dönüşüm” başlıklı T20 2015 açılış toplantısına katıldı.
Ali Babacan toplantıda yaptığı konuşmasında, “Biliyorsunuz son 1.5-2 yıldır Türkiye’nin uluslararası basında işleniş tarzı çok olumlu değil. Fazla bir haber görmüyoruz, gördüğümüz zamanda, negatif unsurları cımbızlayıp ön plana çıkaran bir yaklaşım var maalesef” dedi. Babacan bunun düzeltmek için G20 çalışmalarının önemli olduğunu ifade ederek, “Hatta T20-B20-L20 çalışmalarımız çok çok önemli. Gerçekten iyi bir performans ortaya koyabilirsek, gerçekten, ‘öyle böyle ama Türkler güzel şey yaptı, dönem başkanlığında şu proje gerçekleşti, şu yenilik oldu’ diye bunları bir kayda geçirebilirsek eğer ülkemiz içinde faydalarını görebileceğiz. Belki daha da önemlisi, dünya ekonomisine, dünya finansal ve ekonomik krizinin çözüme kavuşturulmasında Türkiye’nin dönem başkanlığının önemli bir katkısı oldu kanaatini bu yılsonu itibarıyla yerleştirebilirsek, bu ülkemizin için büyük bir başarıdır” dedi.
“AKREDİTASYON MEKANİZMASI OLSUN”
Dünya Bankası başta olmak üzere uluslararası kuruluşlardan kamu özel sektör ortaklığını standartlaşmayı istediklerini belirterek, “Mümkünse dünya Bankası’nın bu standartlara uyulup uyulmadığıyla ilgili akreditasyon mekanizması olsun. Standartlar kuruldu, kamu-özel ortaklığı buna uyuyor mu uymuyor mu?” dedi.
Ulusal egemen fonların uzun vadeli ve makul getirili yatırım yerlerine ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Ali Babacan, sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin elinde çok büyük varlıklar olduğunu, ancak bu varlıkların şu anda çok düşük getirili olduğunu, hatta Avrupa Merkez Bankası’nın kararlarından sonra dünyada negatif getiri döneminin başladığını ifade etti.
Babacan, “Onlarla görüşüp böyle böyle bir şeyler düşünüyoruz dediğimizde de, ‘Hay Allah razı olsun, biz de böyle bir şey arıyorduk’ diyorlar. Burada uzun vadeli öngörülebilirlik işin esası. Kamu özel ortaklığı projesi dediğinizde, projenin ilk düşüncesinden başlayıp da, yatırımının yapılması ve bunun geri dönüşümünün sağlanması en erken 15 yıl. Bazen 20, 30, 40 yıl. O kadar uzun süre içerisinde ülkelerde 10 tane hükümet, 20 tane bakan değişiyor. İşe başladığınız günkü o ülkenin genel politikası ile işin bittiği günkü politika apayrı olabiliyor. Biz buna nasıl güvenip de geleceğiz diyorlar. Dolayısıyla çok sağlam hukuki çerçeve gerekiyor burada. Uluslararası hukukça karşısında sapa sağlam kontratlar gerekiyor.” diye konuştu.
İSLAMİ FİNANS MODELİ
Babacan dün gerçekleşen G20 toplantısını hatırlatarak, “Çok sayıda Avrupalı bakan söz alarak İslami finansman metodlarını kendi ülkelerinde daha çok kullanmaları gerektiğinde bahsetti” dedi.
Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hatta bunlardan bazıları Hristiyan demokrat politikacılar. Çünkü işin özü doğruysa, sağlam bir modelse; varlık bazlı finansman, sermaye bazlı finansman ortak bir kültüre dayanıyor. Borç alan veren ilişkisi biraz daha soğuk bir ilişkidir. Ama ortaklık daha sıcak bir ilişkidir. Mutlaka bir varlık vardır, proje vardır ortada. Zaten bizim katılım bankacılığımız olsun, kira sertifikaları olsun mutlaka gerçek bir yatırım vardır. Parayı parayla döndürme yoktur onlarda. Biz bunları önceliğimiz olarak sıraladığımızda dün gördüm ki çok şükür kaç tane ülke bu işleri benimsemesi, doğru diyorlar, hatta IMF söz aldı dedi ki, ‘biz bununla ilgili bu sene defa seminer yapacağız İslami finansla ilgili. Dünyada bu işi daha çok tanıtacağız’. Çünkü özellikle kriz dönemlerinde, volatilite (dalgalanma) dönemlerinde bu modeller çok daha iyi sonuç veriyor ve riski dağıtıyor bu modeller…”
Açılış toplantısına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İTO Başkanı İbrahim Çağlar katıldı.
dha