BABACAN: KATILIM BANKACILIĞI SEKTÖRÜN ÖNÜNDE
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, katılım bankacılığının büyüme hızının, bankacılık sektörünün büyüme hızının daha ilerisine gittiğini belirterek, “Katılım bankacılığının sistemdeki payı arzu ettiğimiz noktanın gerisinde” dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Swissotel Otel’de düzenlenen “İslami Finansman Araçları: Türkiye İçin Beklentiler ve Fırsatlar” konulu konferansa katıldı. Burada konuşma yapan Babacan, “Faizsiz finans sisteminde muameleler gerçek varlıklara, değerlere, ticarete dayanıyor. Gerçekten bir yatırım varsa, gerçekten bir bina inşa ediliyorsa, onun bire bir finansmanıyla alakalı bir sistemden burada bahsediyoruz. Dolayısıyla sistem sürekli olarak ayaklarını yere basan, sürekli olarak gerçekler üzerinde yürüyen bir sistem. Aşırı kaldıraç kullanımı, kısa vadeli sermaye hareketleri üzerinden işleyen finans piyasalarının ise çıkarttığı sorunları hep beraber dünyada izledik ve faizsiz finans siteminde bir alternatif olarak artık daha ön plana çıktığında pek çok ülkede görmekteyiz. Bugün itibariyle dünyada 600’den fazla İslami Finans Kuruluşu faaliyet göstermekte ve dediğim gibi bu kuruluşların sayısı da dediğim gibi artmakta” dedi.
“TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARIN ÇOK PAYI OLDU”
Kira sertifikalarıyla tahvil bono arasındaki vergi farklarının tamamını giderdiklerini ifade eden Ali Babacan, “Hem yasalar yönünde hem de vergi mevzuatı yönünde kira sertifikası uygulamasıyla tahvil bono uygulaması artık birebir eşitlenmiş durumda. Bu yılbaşından itibaren devlet katkısı sistemiyle yeniden bir ivme kazandırdığımız bireysel emeklilik sistemi de artık faizsiz enstrümanlar üzerine kurgulanabilmekte. Bireysel emeklilik sisteminde olan vatandaşlarımızın yaklaşık 300 bini tercihlerini bu yönde kullandılar. Sermaye piyasası kurulumuz başta olmak üzere ilgili bütün kurumlarımız gerekli düzenlemeleri yaptılar. Bireysel emeklilik fonlarında kira sertifikası gibi araçlara yönlendirilmesinde önü tamamen açılmış oldu. Böylece finans sisteminden bir bakıma dışlanmış olan vatandaşlarımızın da sisteme dahil edilmesi ve daha kucaklayıcı bir finans sisteminin inşa edilmesinde Türkiye’de bu uygulamaların çok payı oldu. Özellikle birimkilerin tasarrufların ekonomiye kazandırılması açısından baktığımızda tamamen bankacılık sistemi dışarısında duran ve kendi şahsi çabalarıyla tasarruflarını değerlendirme eğiliminde bulunan vatandaşlarımız için de çok geniş bir alan geniş bir imkan oluşmuş oldu” diye konuştu.
Ali Babacan, Türkiye’nin aynı zamanda bir uluslararası finans merkezi olmasını arzu ettiklerini ifade etti. Babacan, “İstanbul’un 2023 yılı geldiğinde dünyanın 10 finans merkezinden biri olması ile ilgili bir hedefimizi var. İşte bunun için büyük çaba gösterdik, gösteriyoruz. Son sadece 1 yıllık döneme bakacak olursak, yeni bir borçlar yasası yürürlüğe koyduk. Banka dışı finans sektörüyle ilgili, yeni bir yasal düzenleme oluşturduk. İstanbul Menkul Kıymetler Borsamızı çok aha büyük bir çatı altında oluşturduk. Bankacılık sektörü zaten bu son krizde çok önemli bir sınav verdi. Bu sınavı çok büyük başarı ile geldi” dedi.
“İSTANBUL MERKEZ OLMALI”
Dünya Bankası’nın Küresel İslami Finans Bilimi’nin İstanbul’da açılacağını da ifade eden Babacan, “Faizsiz finans sisteminde İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olması çerçevesinde önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Borsa İstanbul yerleşkesini yapacağımız yeni bir projeyle faizsiz finan araştırma merkezi kuruyoruz. Bir de dünya bankasının küresel İslami Finans Bilimi İstanbul’da açılıyor. Dünya bankasının islami finans ile çalışmaları artık burada istanbul’daki merkezinde yürüyecek. Bu da önemli bir unsur olacak” şeklinde konuştu. Türkiye’de Katılım Bankalarının toplam şube sayısının 869’a ulaştığını, çalışan sayısının 16 bin 190 olduğunu ve aktif büyüklüğünün 81,5 milyar lira seviyesinde olduğu bilgisini veren Babacan şunları söyledi:
“Piyasaya sağladığı fonlar yaklaşık 60 milyar TL ulaşmış durumda. Son 10 yılda katılım bankalarımızın büyüme hızı, bankacılık sektörümüzün büyüme hızının daha ilerisine gidiyor. Ama şu anda dahi toplam sistem içerisinde payları aktif olarak yüzde 5 kullandıkları fonlar açısından baktığımızda da yüzde 6. hala arzu ettiğimiz noktanın biraz gerisinde”.
(İHA)